İyi okumalar...
Eve döndükten sonra 'ağlamayacağım' dediğim o sözlerim geride kalmıştı. Sabaha kadar soluksuz kalarak ağlamış ve gözlerimin kan çanağına dönmesini sağlamıştım. Ertesi günün düğün olduğunu hatırladıkça da daha çok ağlamıştım, elimden bir şey gelmiyor olması o kadar iğrençti ki.. Ne yapacağımı dahi bilmiyordum, ağlamaktan çok ölmek istiyordum.
Ölmek beni kurtarabilecek tek şeydi.
Yüzüm ve gözlerim kızarıkken odamdan çıkmaya da çıkartılmaya da halim olmamıştı. Hiç üşenmeden bir gün ve bir gece hıçkırarak ağlamış, yatağımdan bir saniye olsun çıkmamıştım. Yastığıma sarılarak uyuyakaldığımda ertesi gün başımda Azra'yı bulmuştum. Şimdi ise sızlayan burnumun ucunu çektim, ölesiye yorgun hissediyordum. Saçım, makyajım yapılmıştı ve bana kalan tek şey aşağıya inmekti. Tabii önce ailemle vedalaşarak. Beyaz gelinliğin etek kısımlarına takılacak olma korkusu şimdiden içime işlemişti.
Özel tasarımdı ve göründüğü kadar ağır olmadığı için rahat hareket etmek için onu seçmiştim. İki gelinliğimin ortak noktaları beyaz ve rahat olmalarıydı ama ilk gelinliğim biraz daha resmiyken diğeri oldukça rahattı. Oturarak topuklularımı giydikten sonra dikkatlice ayağa kalktım, sonrasında derin bir nefes aldım. Aynaya bakarak yüzüme küçük ama sevecen bir tebessüm kondurdum. Kapı çaldığında kendime bakmayı bırakarak kapıya döndüm.
"Girin."
Açılan kapıdan amcam görününce gülümsemem büyüdü, o da beni görünce kocaman gülümsedi. Yanıma gelmesini beklemeden ona yaklaştığımda kollarının arasına girdim, gözüme batan yaşların akmaması için debeleniyordum ama fayda etmiyordu. Yeterince göz yaşı dökmemişim gibi yaşlar akmaya başladı, amcam hafifçe geriye çekilip yüzüme üzgünce baktı.
"Seni çok seviyorum, prensesim."
Başımı omzuna gömerek daha sıkı sarıldım. Konuşamayacak kadar kötüydüm ve o da daha fazla bir şey söylemedi. Odanın kapısı yavaşça açıldı ve gelen kişiyle göz göze geldim, boğazımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım. Amcam beni bıraktığında bu sefer Cengiz'in kollarının arasındaydım.
Amcam konuşmayacağımı anlayarak bizi yalnız bıraktı, Cengiz'e biraz daha sıkı sarıldım. Ne o bir şey söyledi ne de ben konuşmaya yeltendim, geri çekilerek yüzümü ellerinin arasına aldı. Dudaklarını alnıma bastırdı ve mavi irislerinin dolu dolu olduğunu görmemi sağladı, gözlerini kaçırdığında yeniden hıçkırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
ChickLit"Canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun." Yanaklarımdan bir yaş süzüldü. "Senden nefret ediyorum." Kolumdan tutmayı bırakıp bedenimi hızla bedenine hapsetti. Kollarının arasında küçücük kalmıştım. "Biliyorum ve senin de bilmen gerek." Gö...