Bölüm şarkısı; Gotye & Kimbra - Somebody That I Used To Know
İyi okumalar...
Dalgınca sorduğum soru ikisininde duraksamasına neden olmuştu. Kaşlarımı çattım, garip görünüyorlardı. Amcam konuşmak için dudaklarını araladığında beklentiyle ona odaklandım.
"Anlaşma yapmak istemediğim birileri var ama durum biraz karışık aslında."
Babam onun hemen sonrasında geldiğim kapıya kısa bir bakış atıp konuştu. Bu hâlleri beni endişelendirmekten başka bir şeye yaramıyordu.
"Az önce buradan çıkanları gördün mü?"
Zihnim birkaç dakika önce gördüğüm siyah irisleri karşıma çıkardığında başımı olumsuz bir şekilde salladım.
"Pek dikkat etmedim neden?"
Birbirlerine baktılar. Amcam ona bakmayı bırakıp bana döndüğünde ifadesinin üstüne perde çekerek gülümsemişti. Onları tanımıyormuşum gibi davranıyorlardı.
"Boşver bunları prensesim, pek önemli değiller. Sen anlat bakalım, okulun ilk günü nasıl geçti."
Prenses sözcüğünden haz etmesem de amcam bana hep öyle seslenirdi. Bir şeylerin döndüğünü biliyordum ama şimdilik düşünmeyerek bugün içinde yaptıklarımı anlatmaya başladım. Amcam yüzünde küçük bir gülümsemeyle beni dinlerken babam oldukça düşünceli görünüyordu. Gülmeyi bırakarak yanına ulaşıp kollarımı omuzlarından sararak sarıldım, ellerimin üzerine ellerini koydu.
"Babacım iyi misin?"
Elimi tutup dudaklarını avuçlarıma bastırdı.
"İyiyim kızım, iyiysen hep iyiyim."
Gülümsedim ve başımı salladım.
"İyi olduğuma göre iyi olmalısın."
Güldü ve amcama bakarak beni işaret etti.
"Görüyor musun kocaman olmuşta babasını teselli ediyor."
Kıkırdadım.
"Her zaman senin küçük kızın olarak kalamazdım baba."
"Hayır, sen hep benim küçük kızım olarak kalacaksın."
Gülerek dudaklarımı sakalsız yanağına bastırarak küçük bir öpücük bıraktım. Daha sonra kollarımı ondan ayırarak amcamı da öptükten sonra onlara döndüm.
"Gidiyor musun?"
Nefeslendim.
"Sizden çabuk yaşlandım, yoruldum bütün gün."
İkisi de güldü. Elimi sallayarak onları orada bıraktığımda yeniden asansöre binmiştim. Zemin kata indiğimde parka gitmiş arabama yeniden binmiştim, arabamda geçirdiğim zaman oldukça fazlaydı. Kırmızı bir audi r8'e biniyordum, babamın üniversite kazandığım için hediyesiydi. Şirketten yaklaşık iki yüz metre uzaklaşmıştım ama ardımdan hareket eden beyaz araba dikkatimden kaçmamıştı. Bir süre sonra beni takip ettiğine emin olduğumda telefonumu alarak hızlıca son arananlara girdim.
Babam aranıyor...
İçimden bir ses o adamların babamın ayarladığı adamlar olduğunu söylüyordu. Ki bence haklılık payı vardı. Babam güvenliğimden sürekli şüphe ettiğinden defalarca kez peşime koruma takmıştı. Korumalarla gezmek yeterince dikkat çekmiyorken daha çok dikkat çekmeme neden oluyordu ve bundan ölesiye nefret ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
Romanzi rosa / ChickLit"Canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun." Yanaklarımdan bir yaş süzüldü. "Senden nefret ediyorum." Kolumdan tutmayı bırakıp bedenimi hızla bedenine hapsetti. Kollarının arasında küçücük kalmıştım. "Biliyorum ve senin de bilmen gerek." Gö...