Bölüm şarkısı; Not Allowed- Not Allowed
İyi okumalar...
"Çok güzel oldun kızım."
Aynadan kendime bakmayı bırakarak odama giren Sema teyzeye gülümsemeye çalıştım. Sözleri ve bakışları aynı şeyi söylüyordu adeta, hayranlık.
Elbisenin kumaşı tenimi okşuyordu, tasarımını beğenmiştim.
"Ne zaman geleceğini söyledi mi?"
Küçük bir soluk alarak gözlerimi yeniden aynaya çevirdim. Her şey yolundaymış gibi bugün yemeğe gideceğimizi ve bunun için hazırlanmamı söylemişti. Kısacası bir dağ ayısıyla evleniyorum.
"Bilmiyorum, söylemedi."
Bir şey söylemedi. Ona uzattığım kolyeyi takmak için saçlarımı sol omzuma topladım, kolye çıplak kalan boynumda güzel durmuştu. Çok beğenerek aldığım bu elbisemi hiç istemediğim bir yemek için giymiştim, giymeye hevesli değildim. Gelmeyeceğimi, beni rahat bırakmasını söylemiştim. O ise her zaman ki gibi tehdit etti. Onu tanımaya başlamıştım, tehditsiz tek sözü yoktu.
"Babamlar nerede?"
"Aşağıdalar, amcanla konuşuyorlardı."
At kuyruğu yaptığım için topladığım saçlarımdan kaçan birkaç saç telini kulağımın ardına sıkıştırıp tamamen Sema teyzeye döndüm.
"Cengiz'den hala bir haber yok değil mi?"
Nefes alıp verdi.
"Gelmedi kızım."
Alnıma elimi koyarak sıkıntıyla iç geçirdim.
"Aramalarıma da dönmüyor, çok merak ediyorum onu. Hiç böyle yapmazdı."
Beni onaylamakla yetindi. Odadan çıktığında önce topuklularımı giydim, ardından siyah çantamı elime alarak derin bir nefes aldım.
"Ağlayarak bir yere varamam, Ateş kiminle uğraştığını bilmiyor."
Kendi kendime verdiğim teselli sözcükleri özgüvenimi az da olsa yerine getirmişti. Odamdan çıkarak merdivenlere yöneldim, topuklularımın zeminde çıkardığı tok sesi seviyordum. Küçüklüğümden beri topuklu ayakkabının bu sesi hoşuma giderdi, halamın topuklularını giyip üstünde yürümeyesem bile 'şak şak' çıkan sesi acayip hoşuma gidiyordu. Her yürüyüşüm illa ki düşmemle ya da sakatlanmamla bitse bile bunu bırakamıyordum. Sırf topuklular için büyümek istiyordum, büyümüştüm ama hala o sese olan hoşlantım geçmemişti. Tabii hiçbir şey eskisi gibi değildi, ne ben o küçük çocuktum ne de halam vardı.
"Prensesim, bu ne güzellik."
Merdivenleri bitirdikten sonra amcama tebessüm sundum, ellerini bana uzattığından ellerimi ellerinin içine bıraktım. Beni kollarının arasına çekerek tamda ondan beklediğim bir naiflikle sarıldı. Amcamla iki yakın arkadaş gibiydik, beni ifademden kolayca anlayabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
ChickLit"Canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun." Yanaklarımdan bir yaş süzüldü. "Senden nefret ediyorum." Kolumdan tutmayı bırakıp bedenimi hızla bedenine hapsetti. Kollarının arasında küçücük kalmıştım. "Biliyorum ve senin de bilmen gerek." Gö...