44.BÖLÜM

66.7K 2.3K 1.2K
                                    

Ohh be sonunda sınav bittiii! Hem mutlu hem de nasıl desem boşlukta gibiyim. Neyse yeni bölüme geçelim.

Iyi okumalar Mabel Matizlerim...

Gözlerim yarı açık başımı Ateşin çıplak göğsüne yaslamış uyumaya çalışıyordum. Yerime iyice yerleşip avuç içimi pazılarının üstüne koydum ve farkında olmadan yavaşça parmağımı gezdirmeye başladım. Uyku sersemliği dedikleri bahaneyi parmak uçlarım kullanmak istiyordu. Hastaneden çıkalı iki gün oluyor ve ben geldiğim günden beri tuvalet dışında yataktan çıkamadım. Ateşim sağolsun, izin vermedi.  Gözlerimi açıp kapıyor aynı zaman da resmen vücudunu keşfediyordum. Sert pazıları elimin altında gerilirken seslice yutkundum.

Parmağım bir el tarafından tutulduğunda şaşkınca gözlerimi fevkalade kaslarından çekip gözlerine odaklandım. Parmaklarımı avuç içine alıp yüzüme bıkkın bir nefes alarak baktı.

"Güzelim yapma."

İrislerim gözlerinde, tuttuğu elime ve ardından çıplak gövdesinde gezindi. Gövdesinde oyalanmış olması benim suçum değil.

"Neyi yapmayayım?"

Sanırım gözlerini devirmemek için kendini zor tutuyordu. Ya da başka bir şey için zor tutuyordu, anlamadım.  Merdivenlerden düşünce  benimle hiç alakası olmayan beynim tamamen kontrolden çıkmıştı, salak.

"Güzelim beni mi deniyorsun? Baksana elin hiç rahat durmuyor, bacağının durduğu yeri düşünmemek için kendimle iç savaşa girdim. Zaten sabırlı bir insan değilim, bari bunları yapma."

Derince yutkundu, adamı bildiğin tahrik etmiştim.  Bacağım bacaklarının arasında çokta güzel duruyordu bence. Omuz silkip başımı omzuna yasladım, tabii ona daha çok sokularak.

"Hadi bana kendini anlat."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım.

"Sonuçta hakkında genel olarak bir şeyler bilmiyorum. Ateş seni düşününce tanımıyor olmak beni sinir ediyor."

Dudağımı bükmüş olduğum için alt dudağım tenine değiyordu. Alt dudağımı ısırdım bu sefer ve ıslanan dudağım değdi bu sefer de. Dudaklarımın altında ki vücudu gerildi ve ben bundan hiçbir şeyden alamadığım kadar haz aldım. Ateş parmağını çenemin altına koyup başımı yukarı doğru kaldırdı. Dudaklarımı birkaç saniye esir aldıktan sonra derin bir nefes alarak hafif geri çekildi. Gülümsedim, başımdan aldığım darbe yüzünden benden uzak duruyordu. Tamam benim iyiliğim içindi bu ama yani hiçte iyi etmiyordu bu beni. Dudağımı gözlerinin içine bakarak dilimle yaladım.

Her hareketimi bir çitanın avını izlerken takındığı bütün ifadeyi takınmıştı. Kendimi hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranan ama çitayı beklediği için yerinden kımıldamayan ceylana benzettim. Ortamda ki belgesel havasını bozmak için yine konuşma gereği duydum.

"Hadi anlat, dinliyorum."

İç çekti.

"Bilmen gereken her şeyi bildiğini biliyorum."

Kaşlarımı çatıp yüzüne ters ters baktım.

"Ateş." 'ş' harfini uzatarak konuştuğum da etkileyici gülümsemesini görmemi sağladı.

"ODTÜ de birincilikle mühendisliği geçen sene bitirdim." 

ODTÜ mü, yuh bu kadar mı zekiydi? Birde bana bak yaa!

"Aile şirketimiz Türkiye için çok iyi iş yapmasına rağmen yurt dışına açılmak istemiyorlardı. On sekiz yaşıma vardığım zaman bütün hisseler benim üstüme geçti ve bende şirketi dünya çapında ilk ona soktum. Kocan en iyisi olmak için çok uğraşıyor."

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin