33.BÖLÜM

91.8K 3.1K 2.6K
                                        

İyi okumalar canlarım...

Büyük bir endişe dalgası vücudumu ele geçirdiğinde gözlerim irice açıldı, Ateş'in gövdesinde gördüğüm ıslaklık yetmiyormuş gibi gömleğini hızla kenara çektim, kasıklarının üst kısmında bir kurşun yarası vardı. Dudaklarımdan korku dolu bir ses çıktı, Ateş çevremizde gezdirdiği gözlerini bana çevirdiğinde ne yaptığımı anlayarak gömleğini hızla çekti, yarasını kapattı.

"Ateş vurulmuşsun!"

Dudağımı ısırdım ağlamamak için.

"İyiyim ben küçük bir yara sadece."

Şaşkınlık tüm benliğime yayıldı, gözlerim dolu dolu olduğundan onu bulanık görüyordum. Sinirime engel olamadan bağırırken buldum kendimi.

"Dalga mı geçiyorsun Ateş! Mafya babası olarak bunlara alışkın olabilirsin ama ben değilim tamam mı!?"

Vurulmasına rağmen duygu barındırmayan irislerinde şaşkınlığı net bir şekilde gördüm, ben mi uydurdum bilmiyorum ama çekiniyormuş gibiydi.

"Kim söyledi?"

Bildiğimi biliyordu ama anlamayacağım kadar aptal mı sanıyordu beni? Kavga edecek yeri bulduğumuz için mi ağlasam yoksa sinirden mi anlamamıştım.

"Ateş lütfen, doktor çağıralım. Ayakta durma."

Bağırdı.

"Kim söyledi dedim!?"

Bedeninde ki temasımı keserek iki adım geriye doğru attım, bağırmasını beklemediğimden irkilmiştim. Arkamda kalan kaldırım taşını da fark etmeyerek geriye doğru düştüğümde beni tutacağını biliyordum ve tutmuştu da.

"Dikkat et biraz!"

Göğsüne yapışmış ona alttan alttan bakıyordum, bir elim ıslaklığı devam eden yarasına denk geldiğinde umursamadı bile. Ağlamaya başlamıştım.

"Lütfen hastaneye gidelim, kanıyor Ateş."

Aramızda kalan birkaç santimi sıfıra indirerek beni kendisiyle birleştirdi, bir eliyle yarasının üstünden çektiğim elimi kavradı ve yarasına sıkı sıkı bastırdı.

"Umursuyormuş gibi davranma!"

Dehşet içerisinde kaldım, ağlamam biraz daha arttı. Elimi elinden kurtarmak için debelendim ama o inatla biraz daha bastırdı. 

"Bırak beni."

Ağlayarak konuştuğumdan sesim kesik kesikti, Ateş ise biraz daha sinirlenmekten başka bir şey yapmadı.

"Ağlamayı bırak!"

Tek elimi göğsüne yaslayıp güçlü gövdesini ittirmeye çalıştım, öfkeyle dolup taştım.

"Senden nefret ediyorum!"

Duraksadı. Geriye çekildi ardından, bakışlarını çekerek.

"Bin şu arabaya!"

Ellerimin kan içinde kalmasını umursamadan yüzüme bastırdım ve sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Öyle ki yere oturup ağlamak için çökmek üzere olduğumda Ateş engelledi bunu, kolumdan sıkıca tutarak önce arabaya götürdü. Sonra ise bedenimi elleriyle koltuğa yerleştirdi, kemerimi taktı. Ben ise kolumu geri kazandıktan hemen sonra aynı pozisyona girerek yüzüme kapattım. En son ne zaman bu kadar şiddetli ağladığımı dahi hatırlamıyordum ama durduramıyordum kendimi.

"Lanet olsun ağlamandan nefret ediyorum!"

Ellerimi yüzümden çektim. Ona baktığımda bana bakmamak için kendisini tutuyordu.

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin