İyi okumalar...
Ateş başını kaldırıp Azra'ya baktı. Azra ise ne yaptığını yeni anlamış gibi gözleri irice açıldı, Duman'ın bıyık altından sırıttığını bir tek ben görmemiş olacağım ki bacağını tutarak inledi. Azra ona öfkeyle bakıyordu, dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemeye çalıştım, yoksa Azra'nın diğer tekmesi beni bulabilirdi. Yeşil gözlerin bana döndüğünü hissettiğimde yüzümde ki ifadeyi silmeye çalıştım, Azra'ya dayanamayıp baktığımda yeşil gözlerini kısarak bana odaklandığını gördüm. Şirince sırıttım.
"Şirinlik yapma."
Yüzüm düştü. Ters ters bakan bu sefer ben oldum. Regl olduğum da sürekli değişen ruh halimi en iyi o bilirdi.
"Yolarım o saçlarını."
Elleri saçlarına gitti, yaptığım olmuştu. Sinsice sırıtıp göz kırptım, ters ters bakarak sessiz konuşmamızı önüne dönerek sonlandırdı. Ateş ile yanlışlıkla göz göze geldiğimiz de bakışlarımı kaçırmam saliselerimi bulmadı. Dakikalardır ondan kaçıyordum ve o bunu çattığı kaşlarıyla izliyordu.
"Sen de bir gariplik var."
Yemeğimiz bitmiş karşılıklı koltuklara kurulmuştuk. Ben ve Azra yan yana, Duman ve Ateş ise tam karşımızda oturuyordu. Ateş'in bakışlarını hissetsem de Azra'ya ve neler olduğunu çözmek isteyen sorgu dolu yeşillerine bakıyordum.
"Nasıl bir gariplik?"
Nefesim istemsizce hızlanmıştı, fark etmemesini umuyordum ama o Azraydı. Beni iyi tanıdığından gözlerinden bu garip halim kaçmamıştı.
"Ateş'ten kaçıyorsun."
Dibime girmişti, sesimizi duymadıklarına ikimiz de emindik.
"Ben ondan hep kaçıyorum Azra."
Gözlerini kıstı, ben ise gözlerimi şaşkınca kırpıştırıyordum.
"Evette bu sefer farklı bir şeyler var sanki."
Nefesimi tuttum. Tek bir nefeste onların yanında yapmamam gereken bir cümle söyledim, hadi ama Azra'nın bağıracağını bile bile bunu nasıl yapmıştım?
"Öpüştük, ona karşılık verdim Azra."
"NE?"
Gözlerimi kocaman açarak Azra'nın şaşkınca aralanan dudaklarını elimle örttüm. Onlara baktığımda bunun için çok geç olduğunu gördüm, bakışları ikimize dönmüştü. Ateşle göz göze geldiğimde yutkunarak Azra'ya geri döndüm.
"Ne bağırıyorsun gerizekalı!"
"Bir sorun mu var?"
Azra Ateş'e şaşkınca baktı, gözlerini kaçırdı hemen.
"Yok, sadece konuşuyoruz."
Azra dibime girdi yeniden.
"Ben sizin birbirinizi öldüreceğinizi düşünüyordum, siz öpmüşsünüz aq."
Kaşlarımı çattım.
"Küfür etme."
Göz devirdi.
"Tek konumuz bu mu gerizekalı, anlat bakayım nasıl oldu, nasıl hissettin, zorla mı yaptı yoksa?"
Ateş saçan gözlerini Ateş'e çevirdi. Koluna dokunup dikkatini kendime çevirdiğimde siyah irislerin ağırlığını tüm bedenimde hissediyordum.
"Hayır, zorla değildi. Bunu sonra konuşalım."
Azra garip bir biçimde hemen onayladı beni, konuşturmaya çalışacağını sanmıştım ama o da belli ki rahatça tepki vermek istiyordu. Siyah gözlerini üstümde hissetmediğimde o yöne döndüm, Dumanla ifadesiz yüzüyle bir şeyler anlatıyordu. Daha çok dinliyor olsa da konuştuğunda keskinleşen yüzü sertti, sesi de öyle. Bakışlarımı halıya çevirdim, niye bu kadar tuhaf hissediyordum? İç çektiğimde bir anlığına herkesin bana baktığını ve Azra'nın elini kolumda hissettim. Ateş bana hep bakardı ama Duman ve Azra da bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
ChickLit"Canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun." Yanaklarımdan bir yaş süzüldü. "Senden nefret ediyorum." Kolumdan tutmayı bırakıp bedenimi hızla bedenine hapsetti. Kollarının arasında küçücük kalmıştım. "Biliyorum ve senin de bilmen gerek." Gö...