İyi okumalar...
"Sen burada ne arıyorsun?"
Dişlerini sıkarak biraz önce bırakması için çırpındığım bedenime yeniden yaklaştı.
"Ben seni arıyordum, sen ise belanı."
Aramızda ki mesafe yüzünden gözlerine bakmak zor oluyordu, boynum acıyordu.
"Seni aramıyordum."
Kaşları daha çok çatıldı.
"Kendine nasıl zarar verirsin?"
Bağırdığından ondan iki adım uzaklaştım, çenesi öfkeden seğiriyordu.
"Kendime zarar vermedim."
İki kolumdan hızla tutarak aramızda ki o boşluğu sıfıra indirdiğinde kollarımdan sarstı.
"O zaman bunlar ne!?"
Kriz anında ne yaptığımı bilmiyordum, kolumda ki o çizikler bu yüzdendi.
"Hatırlamıyorum."
"Aptalsın sen, tam bir aptal!"
Kollarından kurtulmaya çalıştım ama bırakmadı.
"Sensin aptal!"
"O dilini keserim."
Öyle bir ifadeyle söyledi ki bu sözleri, tenim ürperdi. Birazdan bunu yapacakmış gibi bakıyordu.
"Kesemezsin."
Gözlerim dolduğundan sesim de titremişti. Sinirlendiğimde böyle olmaktan nefret ediyorum, ne diye karşımdakini ağlatmak varken kendim ağlıyorum!
"Sabrımı fazla zorluyorsun."
Yüzüme biraz daha yaklaştı.
"Ve ben hiç sabırlı bir insan değilim."
İnsan olduğundan şüpheliyim şahsen ben, onu yeniden ittim.
"Seni görmek istemiyorum."
Dudaklarının arasından sert bir soluk aldı.
"Ama göreceksin."
Kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladığında tüm gücümle ona karşı koymaya çalışıyor, kendimi çekiyordum. Bir şey yapacağı düşüncesi tüm bedenimi titretmeye yetmişti, deli gibi korkuyordum. Bana bir şey yaparsa sesimi duyacak hiç kimse yoktu, çünkü sessizliği sevdiğimden insanların pek tercihi olmayan bu ormanı tercih ediyordum. Bir daha bu ormana değil girmek, yanından bile geçmeyecektim. Babam haklıydı, insanların olduğu bir yerde koşmak neyime yetmiyordu?
"Bana ne yapacaksın?"
Sesim ağlamaklı çıktığından o gözlere gerek kalmadan kendi kendimi öldürmek istemiştim. Neden duygularımı asla gizleyemiyordum ben?
"Bana bir şey yaparsan polise giderim, duydun mu beni?"
Arabama ulaşmıştık. Ne kadar uzaklaştığımı bir türlü bitmeyen yolu gelirken fark ettim. Kapıyı açarak beni şoför koltuğuna adeta fırlattığında ifadesi karşısında sertçe yutkundum. Bu kadar kötü bakmasını gerektirecek şey sözlerimdi ama onu tanımıyordum bile, güvenmemi beklemiyordu değil mi?
"Eve git."
Bir şey söylememe fırsat vermeden kapıyı suratıma kapattı. Arabadan yükselen sesin ardından Ateş gerim gerim gerilen bedenini arabanın çevresinde gezdirip diğer tarafa gitti, yan tarafıma bineceğini düşünsem de o varlığını daha yeni fark ettiğim arabaya hızla binmişti. Araba son süratle gözden kaybolduğunda arkasından bakıyordum, kalbim hala deli gibi çarpıyordu. Başımı direksiyona gömüp soluklandım, sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Çığlık atarak avuç içimi direksiyona geçirdim, o adamdan nefret ediyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
ChickLit"Canını yakmak istemiyorum ama beni zorluyorsun." Yanaklarımdan bir yaş süzüldü. "Senden nefret ediyorum." Kolumdan tutmayı bırakıp bedenimi hızla bedenine hapsetti. Kollarının arasında küçücük kalmıştım. "Biliyorum ve senin de bilmen gerek." Gö...