8.BÖLÜM

144K 4.6K 2.6K
                                        

Media: Oh Be Clever- River

İyi okumalar...

Ağlamayacağıma dair söylediğim tüm o sözler gözlerimden yaşlar indikçe geride kalıyordu, dayanamıyordum. İstemediğim bir adamla evlenecektim, mutlu olmamı beklemiyorlardı değil mi?

Hayatımı kendi ellerimle ateşe atmıştım.

Sabaha kadar ağlamıştım, ne bir kriz ne bir ses çıkmıştı dudaklarımdan. Sessizce ağlamıştım, sabahın ilk ışıkları yüzüme vurduğunda rahatsızca kıpırdandım. Bugün hiç gelmesini istemediğim o günlerden biriydi, nişan alışverişi vardı. Bakışlarım kapıya kaydı, gözlerim de uyku için yalvarıyordu. Yerimden yavaşça kalktım ve daha sonra kapıyı kilitledim, içeriden yalnızca benim açabileceğim şekilde kilitlediğimde gerisin geri yatağıma döndüm. Kulaklarıma son an da akıl edip taktığım tıkaçların ardından gözlerimi kapattım, biraz uykunun hiçbir zararı olmazdı.

Ya da Ateş'i delirtmenin.

Yazan'dan..

Arya uyuyalı iki saat geçmişti ama kapısının önüne gelen Sema Arya'dan yanıt alamadığında ilk işi Sedat beylere haber vermek olmuştu. Deli gibi korkmuştu, Arya'nın kendisine bir şey yaptığını düşünerek ağlamaya başladı. Neler olduğu konusunda hiçbir fikri olmayan Sedat kızının kapısını çaldıkça çaldı ama her hangi bir yanıt alamadı.

"Burada neler oluyor?"

Azra ve hemen ardından Canan Yakar, oraya gelmişlerdi. Yarım saat dolduğunda kapıyı açmaları söz konusu olmadı, Arya ise tüm bu gürültüye rağmen uyumaya devam etti.

"Ben Ateş'i arıyorum."

Arya en başından beri bunu istiyordu, ona her şeyin kendi elinde olmadığını göstermeye çalışıyordu ama bunu uyurken yapacağının bilincinde değildi. Engellemeye çalışanlar olsa da Canan oğlunu aramayı başarmıştı.

"Oğlum, Arya odasından çıkmıyor."

Karşı taraftan her hangi bir ses gelmedi, biraz sonra kapandı telefon. Ateş derin bir nefes alarak içine yerleşen o duygudan öte kendisine Arya'nın yine bir işler karıştırdığını düşünüyordu. Aryasını iyi tanırdı, annesinin sesinden akan o korkunun kaynağını biliyordu.

Arya'nın kendisine bir şey yapmayacağını belki de en iyi bilen iki kişiden biri oydu.

Diğeri Azra'ydı.

"Kızım kış uykusuna mı yattın, açsana şu kapıyı."

Karşısında ki kapı açılmadı. Ayağının ucuyla kapıya hızla bir tekme savurdu.

"Arya! AÇ ŞU LANET KAPIYI!"

"Tüm toplantıları iptal et."

Sekreterine kısaca verdiği emrin karşılığını alamadan holdingten çıktığında arabası kapıda hazırdı. Gözleri Miraç'a gitti.

"Evden çıkmadı değil mi?"

Miraç hızla yanıtladı onu, aynı zamanda başını olumsuz bir biçimde sallamıştı.

"Çıkmadı efendim."

Yine bir şey söylemeden açılan kapıdan büyük bedenini koltuğa bıraktı.

"Başımın belası."

Öyle hızlı sürüyordu ki hiçbir trafik kuralını umrunda olmuyordu, yarım saatlik yolu on dakika sonra evin önünde durduğunda bitirmişti. Arabayı çalışır halde bırakıp güçlü adımlarını eve doğru attı, kapıyı iki kez çaldığında kapıyı açan evin çalışanıydı. Büyük ve güçlü adımları hiç istifini ve yönünü bozmadan Arya'nın odasına ilerledi. Merdivenleri bitirdiğinde onu ilk gören annesi oldu, oğluna yaklaştı hızla.

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin