"Uyanın sizi piçler!"
Kısa boylu ve oldukça kilolu bir adam sinirle Raymond ve Chen'i saman balyalarının üzerinden aşağıya fırlattı.
"Ahhh..."
"Ahhğhh.."
Daha bilinçleri yerine gelmeyen iki çocuk, şiddetle zemine çarpmanın vermiş olduğu etkiyle acı içerisinde bağırmışlardı. Karşılarındaki adamın basit bir savurmayla onları o kadar uzağa fırlatması içlerine korkunun tomurcuklarını ekmişti.
'Yetişimci'
'Yetişimci'
İkiside aynı anda zihinlerinde şimşek gibi çakan bilgiyle ayağa fırladılar. Eğer birisi yetişim yolunun ilk evresine adım attıysa siz, onun yanında öldürülmeyi bekleyen karıncalar olarak kalırdınız. Raymond ve Chen de bunu bildikleri için şu andan itibaren adamı sinirlendirmemeye ant içmişlerdi.
'Ne kadar dehşet verici bir fiziksel kuvvet'
Chen şaşkınlık ve korkunun vermiş olduğu karmaşık duygularla aklından geçirmişti.
"Sen! Kel olan, Hayvanları 600 metre kuzeydeki çoban birimlerine teslim et."
Bakışlarını Chen'e doğrulttuğunda elindeki büyük kovayı ona fırlatıp yeni talimatını verdi.
"Sen de hayvanlar için klan arazisinin hemen dışındaki nehirden su doldur ve ikinizin de işi bitince yeni alınan saman balyalarını beraber ahırın arka tarafındaki depoya taşıyın. Güneşin batmasına yakın bir zamanda da biriniz çobanların yanına gidip tüm hayvanları alsın ve buraya getirsin."
Tükürükler saçarak yağdırdığı emirler bitince arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Son anda sanki bir şeyi hatırlamış gibi arkasını döndü ve Chen'e baktı.
"Bu arada, suları doldurduktan sonra etraftaki bokları temizle!"
Kapıyı açtı ve loş ortamı hızlı bir şekilde terk etti. Geriye sadece inekler ve iki çocuk kalmıştı.
"Lanet olsun daha güneş bile doğmamış! Bu piç gecenin bir vakti bizi öldürmek mi istiyor?"
Raymond öfkeyle soluduktan sonra elinden bir şey gelmediği için omuz silkip poposunu ovuşturmaya başlamıştı. Yere kıç üstü çarptığı için leğen kemiği ağrımaya başlamıştı.
"Bu saatte kalkmamız daha iyi oldu. İşimiz kolay değil sadece su doldurmam bile 6 saatten uzun sürecek gibi geliyor."
Chen'in konuşması Raymond'ı şaşırtmıştı.
"Sen konuşabiliyor muydun? Dilsiz olduğunu düşünmeye başlamıştım."
Chen gözlerini devirerek Raymond'a baktı. Bir şey demeden eline aldığı kendi boyundaki kovayı sırtladı ve kapıya doğru yürüdü.
"Adım Chen. Bunu bilmen yeterli olucaktır Raymond."
Kapıyı açtı ve ay ışığının altında klan arazisini terk etmeye başladı. Ahırda kalan Raymond ise saman balyalarına oturdu ve güneşin doğmasını bekledi.
"Abisini yeni kaybetti sonuçta. Üstüne gitmemeliyim."
Chen elindeki kovayı sürükleye sürükleye klan dışına açılan kapılardan birine doğru ilerliyordu. Aklında hâla abisinin başsız bedeni vardı.
'Cesedini bile bulamadım abi. Affet beni! Senin ruhunun üzerine yemin ediyorum ki intikamını alabilecek kadar güçlenicem!! Bir köle olarak kalmıyacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...