Maçlar sıradan bir şekilde ilerlerken, Kara Güneş çaylaklarından sadece dört kişi kalmıştı. Morgan, Chen, Natsunya ve yeşil saçlı kız. Karşı tarafta ise hâla ondan fazla kişi duruyordu. Eleme usulü ilerlendiği için bir maç kaybedene dek savaşmaya devam edeceklerdi. Morgan, ok ve yayıyla o kadar çevik ve hızlı saldırılar yapıyordu ki kısa sürede rakiplerinin can alıcı noktaları işlevini yitiriyordu.
Yeşil saçlı kız ise şu ana kadar kendinden düşük kişilerle savaşmış ve hepsini yenmişti. Az sonra Natsunya yavaşça konuştu.
"3 -1 , bana yetişemeyecekmiş gibi görünüyorsun."
Natsunya, üç maça çıkmasına rağmen Chen sadece tek bir maça çıkmıştı.
"Sadece hakemin eli şanslıydı. Yoksa benim numaramı iki saattir bir kere daha çekebilirdi. Ama rahat ol, sayımız azaldı. Yakında benim de sıram gelmeye başlayacak."
Kura yoluyla karşılaşma yapıldığı için her şey hakemin parmaklarının ucundaydı.
'3 numara 37 numaraya karşı!'
Chen, bilmiş bir gülümseme sergiledikten sonra arenaya çıkmaya başlamıştı. Rakibi sıradan piyade kılıcı kullanan bir kızdı. Seviyesi bir önceki çocukla aynıydı.
"O aptalı yendiğin için kendini bir bok sanma. Sana gerçek bir savaşın nasıl olduğunu göstereceğim."
Kızın öfkeli konuşması Chen'i gülümsetmişti. Tokatla kazandığı maç, Ivorg Akademisini kızdırmış olmalıydı.
"Pes edersen senin yararına olur."
Chen'in uyarısını duyan kız, sinirle kılıcını daha sıkı kavramıştı.
'Maç Başlasın!'
Chen, işareti duyar duymaz ona atılan kıza bakmıştı. Saldırıları öfke ve acımasızlıkla doluydu. Direkt Chen'in suratını hedef alıyordu. Chen, kafasını geri çekti ve saldırıdan sıyrıldı. Ancak bu kızı durdurmadan daha cüretkar bir şekilde saldırmasına neden oldu. Bir kere daha kendi etrafında dönerek kılıcı Chen'in kafasına yöneltmişti. Açıkca Chen'in kafasını boynundan ayırmayı amaçlıyordu. Bu hamle karşısında Chen iç çekerek araya belli bir mesafe koydu. Araya mesafe girince durdu ve dudakları yukarıya doğru kıvrılırken konuşmaya başladı.
"Bir bayanın yüzünü domuz götüne benzetmek istemem. Ancak bir kere daha saldırmaya cüret edersen seni pişman ederim."
Konuşmasının sonuna doğru katil niyetli bir aura salmıştı. Rakibini korkutup pes ettirmek istiyordu. Buna rağmen kız öfkeyle bir kere daha saldırıya geçmişti. Kendinden bir alem aşağıda olan biri onu nasıl tehdit edebilirdi?
"Huaaa....!"
Kılıcı etrafında döndürerek, küçük çaplı bir rüzgar devinimi oluşturmuştu. Chen ise artık harekete geçmesi gerektiğini anlamıştı. Araya tekrar bir kaç metre mesafe koyduktan sonra kızın gözlerine doğru bakmıştı. Vücudundan taşan Başlangıç Alemi 8. Seviye aurası, herkesin gözünde bir çöp gibi görünse de kızın bacaklarındaki güç çekilmişti. Sanki bir adım daha atsa yırtıcı bir hayvanın pençelerine düşecek gibi hissediyordu. Kısa süre sonra Chen aurasını yavaşça çekmiş ve yürüyerek kıza yaklaşmaya başlamıştı. Kız, kılıcını kaldırıp savurmak istiyor ama ona yaklaşan çocuğa bakınca sanki bir canavara bakıyormuş gibi hissediyordu.
"Hey, neler oluyor? Neden karşılık vermiyor."
"Aman Tanrım! Bu çocuk hem bir çöp hem de aptalın teki. Ne cüretle Kırılma Alemindeki birine yaklaşıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...