Bu bölümü Nefsi_Terk (izmirlime), ithaf ediyorum !!!
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Soyutlanmış enerji boyutunda büyük bir girdap Chen'in etrafında dönerek sarmallar eşliğinde vücuduna giriyor ve kanına karışarak tüm bedeni gezip hücreleri güçle dolduruyordu. Garip bir doygunluk hissi Chen'i sarmalamıştı. Sanki gereğinden fazla yemek yemiş gibi hissediyordu. Vücudundan ayrılan tüm enerji sarmallarını bir bir geri çekerek gözlerini açtı. Masmavi gözlerinde tatmin olmuş bakışlar vardı. Ayağa kalkıp şelalenin dibinden su içmiş ve iyice kendini rahatlatmıştı. İki gündür ağzına bir lokma ekmek koymamasına rağmen çok az bir açlık hissediyordu.
'Acaba bu doygunluk hissi seviye atlayan yetişimcilerin hissettiği doygunlukla aynı mı?'
Tam bunları aklından geçirirken Maxwell yüzünü buruşturarak ayağa kalkmıştı.
"Gidiyoruz Chen!"
Sinirli ifadesi bir şeyleri başaramadığını hemen belli ediyordu. Lafı ikiletmeyen Chen hemen çantaları sırtlayarak Maxwell'in peşine takılmıştı. Sessiz bir şekilde konutların bölgesine girene kadar yürümüşlerdi.
"Artık şelalenin oraya çalışmak için gitmeyeceğim Chen. Kendine başka işler bulmak için bölüm şeflerinden birine gidebilirsin."
Chenin gözünde beliren hayâl kırıklığı Maxwell tarafından hemencecik fark edilmişti.
Konuşmasını bitirince arkasını dönüp konut arazisine girmişti. Chen çantaları yere bırakırken yavaş bir tempoda yürüyerek ahıra gidiyordu.
"Daha az boş vaktim kalıcak artık. Enerji çekme işini uykumdan ferâgat ederek yapmam lazım."
Dalgın dalgın köle arazisine doğru yürüken burnuna gelen pis kokular ahıra yaklaştığını belli ediyordu. Son bir kaç gündür genç efendinin kâhyalığını yaptığı için köleler arasında oldukça popüler olmuş, herkesin konuştuğu biri haline gelmişti. Yolda yürürken bir anda önüne kambur sırtlı biri çıktı. Yanında da kendi gibi dört tane adamı vardı. Chen bu adamı gördüğü gibi tanımıştı. İlk gün yemekhanede aşçıbaşıyla tartışan kişiydi.
"Bizimle gel velet! Sana soracağımız bazı sorularımız var ."
Chen, bir anda üzerinde tuhaf bir karıncalanma hissetti. Bu hissiyatı daha önce de bölüm şefi Jahell ona bağırdığında hissetmişti. Ama o zamanki vücudunun verdiği tepkiyle şimdiki arasında dağlar kadar fark vardı. Bölüm şefinin verdiği hissiyat vahşi bir kaplansa, kambur sırtlı adamın verdiği hissiyat ise anca kuduz bir kedinin vericeği korku hissiyatı kadardı. O zaman korkudan kaskatı kesilen bedeninin üzerinde şimdi hiçbir baskı yoktu.
"Ne istiyorsunuz?"
Chen'in sert çıkışması adamların gülümsemesine neden olmuştu.
"Bak baakk 2 gün genç efendi Maxwell'in kâhyalığını yaptın diye kendini bizden üstün mü sandın?"
Chen'in kanı kaynamaya başlamıştı. İlk defa rakiplerini alaşağı edebileceğini hissediyordu ama sayı üstünlüğü gözünü korkutmuyor değildi.
"Hey Chen! Benimle gel hemen."
Tanıdık bir ses hemen Chen'in arkasından yükselmişti. Raymond Chen'in yanına yaklaşıp kolundan çekiştirmeye başlamıştı.
"Velet! Siktirgit sen. Bizim Chen'le küçük bir işmiz var."
Yılan tıslamasana benzer bir tınıyla konuşan adamlardan biri, katil niyetle dolu bakışlarını Raymond'a dikmişti. Sanki onları daha yeni fark etmiş gibi bakışlarını beş kişilik gruba diken Raymond'ın göz bebekleri sinirle dalgalanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...