Bu bölümü Murat499'a ithaf ediyorum :)
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Yaklaşık 15 deve ve 30 dan fazla yayanın bulunduğu kervan, surların arasından güvenli ve sessiz bir şekilde ilerleyerek Endral'ı terk ediyordu. Develerden birinin sırtında Raymond ve Maxwell otururken bir başkasının üzerinde Chen oturuyordu. Devenin sırtında ters bir şekilde otururken gözleri yavaşça uzaklaştıkları şehre dargınca bakıyordu.
"O iyi olacak mı?"
Maxwell yanında oturan Raymond'a sessizce sormuştu. Raymond iç çekerek Chen'e baktı.
"O kısacık 2 saatte gerçekten gülüp neşeleniyordu."
Surat ifadesi kederli ve katı bir ifadeye dönüşen Chen'in gözlerinde katil niyetli bakışlar belirmişti. Kimseye karşı, bu bakışları savurmasa dahi birilerini öldürmek istediği sadece yüz ifadesinden anlaşılıyordu.
"Sanırım her hangi bir yere bağlılık duymadığım için oldukça şanslıyım."
Umursamazca konuşmuş ve Maxwell'le olan sohbetini ilerletmişti. Maxwell de kafasıyla onaylamıştı. Oysa o an Chen'in aklından geçirdiği şeyleri görselerdi dediklerini geri alırlardı. Chen iliklerine kadar bu şehirden nefret etmeye başlamış ve her yerinin yıkılıp içinde yaşayanların ölmesini arzulamıştı.
"Beni sevdiklerimden uzaklaştıran bir şehir! Cansız bile olsan senden nefret ediyorum. Ve içinde yaşayanlardan."
Kendi kendine konuşurken, onu uğurlayan gözü yaşlı kadının suratının, gözlerinin önüne gelmesine mâni olamıyordu. İçini kaplayan buruk bir sevgi kalbini sıcacık yapmıştı. Bu hissi, abisi ve bu kadın dışında kimseye beslemiyordu.
"Sözümü tutacağım Lala! Küçük Che 5 yıl sonra senin yanına gelecek."
Yumruğunu sıkmıştı.
"Ama sadece senin için gelmiyeceğim."
Saatler süren yolculuk o kadar sessiz bir şekilde süregeliyorduki Raymond sıkıntıdan patlayacaktı.
"Hey Chen!"
Chen hormurtulu bir şekilde cevaplamıştı.
"Ne var?"
Raymond, gözlerini devirerek önlerinde uzanan uçsuz bucaksız çölü işaret etti.
"Endral'den onlarca kilometre uzaktayız. Gevşe biraz ve önüne dön ters yolculuk mideni bulandıracak."
Chen, iç çekerek devenin üzerinde düz bir vaziyete geçmişti.
"Kıtayı terk edeceğiz ha? Kulağa ürkütücü geliyor."
Raymond sonunda düzelen dostuna gülümseyerek baktı.
"Aslında üzerinde durduğumuz kara parçası da Nehantis kıtasına bağlı. Sadece burası ana kıtadan biraz uzaktaki küçük bir adacık."
Chen, kafasını sallayarak anladığını belirtmişti.
"Hey Max! Senin planın ne?"
Ani soruyla şaşıran Maxwell bir süre sessiz kalmıştı.
"Her halde Nehantis'deki ulusal akademi seçmelerine katılırım. Sonra herkes kendi yoluna."
Bu seçmelere dantianı yeni oluşan ve oluşmak üzere olan kişiler katılıp, potansiyellerini ve yatkınlıklarının olduğu alanları tespit edip, ona göre akademilere tercih ediliyordu. Üzerlerinde yaşadıkları adacık ne kadar küçük gibi dursada on binlerce kilometreyi kaplayan devasa bir adaydı. Üzeri büyük bir çoğunluk olarak çöllerle kaplı olduğu için, bir kaç yüz tane şehirden fazla yerleşim yeri bulunmuyordu. Bu on binlerce kilometreyi kaplayan ada, Nehantis Kıtasının yanında küçük bir karınca gibi kalıyordu. Tekrar sessizliğe bürünen grup, sadece uçsuz bucaksız çölü seyrediyordu. Ve huzurlu sessizliği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...