Bu bölümüüü sasuke282832 'ye ithaf ediyorum!!
İyi seyirler
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Odasına dönen Chen, kıyafetlerini değiştirdikten sonra hemen yatağına uzandı. Yastığının altına yerleştirdiği hançeri kavrarken, uyumaya hazırlanıyordu. Göğsündeki yeni açılmış olan yara, tahminen sabaha kadar çoktan kaybolmuş olacaktı. Bu yüzden de pek endişeli değildi. Asıl endişeli olduğu konu iki keredir mücadele ederek, yenemediği bu güçlü rakibinden kaynaklanıyordu. Bu kişinin amacını dahi bilmemek, onu oldukça sinir ediyordu. "Bir gün elime düşeceksin."
Mırıldanarak gözlerini kapattı ve hafif uyku durumuna girdi. Etrafındaki olayları pasif bir şekilde algılayarak yatması, olası saldırılara karşı tetikte kalmasını sağlıyordu. Geçen iki seferde olduğu gibi Mhitra'nın ona yardımcı olup olmayacağı konusunda şüpheliydi. Sonuçta elementini henüz tanıma aşamasındaydı. Bu yüzden tedbiri almak, en mantıklı eylemdi.
Uyuduktan dört saat sonra ani bir hisle gözlerini açtı. Mhitra'yı kontrol ettiğinde, odasına doğru yürüyen birisine kilitlenmiş olduğunu gördü. Bu kişiyi fark edince rahat bir nefes aldı. "Raymond uyandırmaya gelmiş olmalı."
Ayağa kalkıp kıyafetlerini hızlı bir şekilde giydikten sonra, kapıyı açarak dışarı çıktı. Tam kapıyı çalmak üzere olan Raymond'da hafif bir şaşkınlığın ardından bir şey demeden selamlaştı. İkili alt kata inip Zhwei ile beraber hızla kahvaltı yaptıktan sonra, belirlenen rotaya göre yolculuk yapmak için at kiraladılar.
Atın sırtında hızla yolculuk ederken, hiç kimse tek kelime konuşmadı. Rüzgâr suratlarına esip, saçlarını dağıtırken henüz güneşin doğmadığı semayı seyrediyorlardı. Güneşin doğmasından yaklaşık bir saat sonra, en önde giden Raymond yavaşladı. Bunu fark eden Chen ve Zhwei'de sonunda hareketlendiler.
"Bu düzlükte şimdilik kamp kuralım, daha sonra aramaya başlarız. Net konumu bilmediğimiz için işimiz biraz uzun sürebilir."
Çukurun bu bölgede olduğunu bilen Raymond, tam anlamıyla bir konuma sahip değildi. Bu yüzden önümüzdeki birkaç günü, tam lokasyonu belirlemek için harcamaları gerektiğini düşündüler. Onunla aynı fikirde olan Zhwei, kafasını sallayarak atından indi. Hâla atın sırtında olan Chen, gözlerini uzak bir noktaya dikmiş sessizce duruyordu. "Ne o kıçın mı uyuştu?"
Zhwei'nin alaycı sesi genç adamın kulaklarına dolarken, gülümseyerek atının yelesini okşadı. "Biraz uyuştu aslında. Ama asıl sebebi, şu çukurun tam yerini bulmamdan kaynaklanıyor olabilir."
Bu sözleri duyan Raymond ve Zhwei, şaşkınlıkla Chen'e baktılar. Çukurun bu kadar kolay bulunacağını tahmin etmemişlerdi. "Beni takip edin."
Atından atlayan ve yüksek tepelere doğru koşmaya başlayan Chen, sakince konuştu. Bunu gören diğer ikisi heyecanla peşine düştüler. Birkaç yüz metre ilerledikten sonra, delikli mağaraların olduğu topografyaya girdiler. "Doğru yolu bildiğine emin misin Chen?"
Raymond'ın şüpheci sorusunu duyan Chen, dudaklarını büzüştürdü. "Hadi ama dostum, aldığım paranın hakkını vereceğime emin olabilirsin."
Hızını yavaşlatan Chen, dar bir mağaraya doğru ilerledi. Diz çökerek sürünmeye başlayan genç adam, bir yandan da hemen arkasındaki Zhwei'ye soru sordu. "Sahi Zhwei, neden bana bu kadar para vermek yerine şu cevheri başkalarından satın almadın?"
Soruya hemen yanıt geldi. "Önemli olan kendimizi sınamak, cevherin ustada bol miktarda bulunduğuna eminim."
Anlamış bakışlar gösteren Chen, kafasını sallayarak ilerlemeye devam etti. İleriye gittikçe yol daha da daralarak sürünmelerine neden oldu. "Saçım mahvoldu Chen, daha gelmedik mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...