"Seri numaranız 099937. Çekirdek Kuyruk Tılsımınız kullanıma açılmıştır."
Chen'le konuşan kişi, İstihbaharat ve Haber Cemiyetinin bir üyesiydi. Chen'in yeni aldığı tılsımı onun adına kullanıma hazır hâle getiren kişiydi.
"Sizden bir kişinin ismini kontrol etmek istiyorum. Onun da çekirdek kuyruk tılsımı olup olmadığından emin değilim."
Chen, kuyruk tılsımını almış olmasına rağmen onun için gerçekten hiçbir işlevi yoktu. Eğer Raymond'la haberleşebilecekse bu iyi bir sonuç olurdu. Ancak Raymond'la haberleşemezse kuyruk tılsımı, onun için pek bir anlam ifade etmiyordu. Çünkü haberleşecek kimsesi yoktu.
"Tabiki, istediğiniz kişinin isim ve soy ismini bize söylerseniz bulabiliriz."
Raymond'ın bilgilerini veren Chen, beklentiyle oturduğu koltukta kımıldadı. Raymond'la 5 yılını geçiren biri olarak, çok geveze birisi olduğunu düşünüyordu. Ama son zamanlarda Kara Güneş Adasına bir nevi mahsur kalarak gerçekten onu özlemişti.
Kısa bir kaç dakikanın ardından Raymond'ın bilgileri bulundu. Bunu öğrenen Chen'in yüzünde mutlu bir gülümseme belirdi.
Küçük bir ücret ödeyerek Raymond'ın bilgilerini satın aldı. Dükkandan ayrılmadan önce, satış görevlisinin son bir kaç talimatını duydu.
"İlk mesajınızı attığınız zaman karşı tarafın kuyruk tılsımına direkt ulaşmıyor. Bunun yerine onun tılsımına yakın bir mesafede beklemede kalıyor. Eğer mesajınızı alacak kişi sizi tanıyorsa, ona gelen mektubu kaynak enerjisi ile kendi kuyruk tılsımına bağlar. Bu sayede, bir dahaki görüşmelerinizde sadece bir düşünceyle mesajınız istediğiniz kişinin tılsımına ulaşır."
Satış görevlisini dikkatle dinleyerek, önemli noktaları kafasına yazdı. Ardından teşekkür edip dükkandan ayrıldı. Yüksek ruhlu bir şekilde, konutuna doğru ilerliyordu.
"Acaba Ray şu an ne yapıyor? Lala'yı da uzun zamandır görmedim. Acaba benim hakkımda endişeli mi? Belki Kara Güneş Akademisine katıldığımı duymuştur."
Bu tip düşünceler kafasında dolaşırken kısa sürede bu olasılıkları bir keanara attı. Lala, Endral şehri gibi ücra ve uzak bir yerde oldukça tanınmış birisi olsa da onun bilgi ağı bu kadar geniş olamazdı.
"Abim benim bu halimi görseydi nasıl tepki verirdi acaba?"
Ufak bir iç çekişi serbest bıraktı. Son zamanlarda abisinin yüzünü hatırlamakta biraz zorluk çekiyordu. Bunun sebebini aradan uzun zaman geçmiş olabileceğine yordu.
"Lala'yı en son 10 yaşıma girmeme kısa bir zaman kala gördüm. Ancak ağabeyim öleli 5 yıldan fazla oldu. Onu yavaş yavaş unutmam doğal olmalı."
Yetiştirme üssüm arttıkça zihnim daha kuvvetli olup daha da keskinleşecek. O zaman onları, eskisi gibi kolayca hatırlayabilirim.
Kendi kendine teselli verirken, konutuna ulaştı. Bir yandan da abisinin ve Lala'nın resimlerini çizmeyi düşünüyordu. Evin kapısını açıp içeri girince, giriş katındaki salonun ışıklarını sönük buldu. Natsunya'nın kapısının altından gelen hafif ışıklar dışında, evde ölü sessizlik vardı.
"Morgan nerede acaba?"
Merdivenleri çıkarken Morgan'ın odasından hiç bir ışık veya ses gelmediği fark etti. Gecenin bir vakti onun nereye gitmiş olabileceğini düşünmeye başlamıştı. Aklına gelen tek olasılık, geceyi kulede geçirecek olmasıydı.
Gıcırtı....
Kendi odasının kapısını açınca gıcırtı sesleri kulaklarına doldu. Kapının yanındaki küçük bir sensöre, parmağını koydu ve kaynak enerjisi aktardı. Az sonra, odanın tavanındaki ışıklar yavaşça aydınlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...