BÖLÜM 15: Günah Çıkarma

2.4K 254 114
                                    

Bu bölümü Emre-ozger0 'e ithaf ediyorum! Yazmaya başladığı 'Zehr-i İblis' isimli kurguya da göz atmanızı tavsiye ederim :)

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

"Fırtınada yaralandım ve kayboldum kıdemli. Bu küçüğünüzden bir isteğiniz mi vardı?"

Chen, küçük periden aldığı bilgilerle bu kadının dehşet gücünü az çok anlamıştı. Yarım alem daha atlarsa nerdeyse bir Tanrı kadar güçlü olacak birini, kızdırmayı hiç istemezdi. Mor cübbenin ardında kadının mimikleri dahi okunmuyor sadece yeşil gözleri belli oluyordu. Bu da duygu değişimlerinin fark edilmesini engelliyordu. Giydiği cübbe ne kadar bol olsa dahi çok değerli bir kumaştan yapıldığı ilk izlenimde fark ediliyordu. Ayrıca estetiği, bolluğuna rağmen bozulmamış bu sayede savaş sırasında sorun çıkarmayacak şekilde dizayn edilmişti.

"Canın acıyor mu?"

Yumuşak ve zarif sesi, yüzünü örten peçenin ardından net bir şekilde duyulup, içinde barındırdığını duyguların seçilmesine olanak sağlıyordu. Kadın, Chen'in perişan dış görünüşüne bakınca üzüldüğü belliydi.

"Yaralarım taze değil hepsi kabuk tuttu her hangi bir acı hissetmiyorum. Bu küçüğünüzü düşündüğünüz için size minnettarım."

Chen, saygıyı elden bırakmadan cevaplamıştı. Kadın hakkındaki ilk izlenimleri oldukça olumluydu. Verdiği cevap kadının gözlerinin dalgalanmasına neden olmuştu. Sanki tuhaf bir şey görmüş gibi içten içe şaşkındı.

"Yolda sana eşlik etmemi ister misin?"

Narin sesiyle, kimsenin hayır diyemeyeceği bir teklif yapmıştı. Küçük peri bile şaşkınlıkla olayları Chen'in zihin odasından izliyordu.

'Kabul et insan yavrusu. Bir Hükümdar yanındayken çölde kimsecikler sana yaklaşmaya cüret edemez.'

Küçük peri söylemese bile Chen teklifi geri çevirmeyi düşünmüyordu. Yaraları ne kadar dağlanmış ve kabuk tutmuş olsa da kızgın güneşin altında hâla oldukça acıtıyordu.

"Bu küçüğünüz size minnettar efendim."

Kadının göz bebeklerinden gülümsediği belliydi.

"Bu kadar resmi olmana gerek yok."

Chen, gittikçe şaşırıyordu. Çölde karşısına birden bire bir Hükümdar çıkıyor ve ona çok yakın davranıyordu.

"Isminiz nedir?"

Chen'in sorusu küçük periyi telaşa düşürmüş korkuyla uçmasına neden olmuştu.

'Bir Hükümdar'a ismini sormaya nasıl cüret edersin insan yavrusu! Ölmeyi mi istiyorsun?'

Chen, küçük perinin telaşlı sesiyle istemsizce gerilmişti. Kadın soruyu duyunca bir süre sessiz kalmıştı. Cevaplamak istemediği her hâlinden belliydi.

"Senin ki nedir?"

Yumuşak sesiyle küçük çocuğun kulaklarını bir kere daha şenlendiren kadın, öfkelenmenin aksine nazikçe soruyu saptırmıştı. Bu durum Chen ve zihin odasındaki küçük periyi yeni bir şaşkınlık dalgasıyla sarıp sarmalamıştı.

"İsmim Chen Skyfall kıdemli."

Kadının göz bebekleri bu sefer şiddetle titremişti. Bol cübbesinin altından bile hızla nefes aldığı Chen'in gözlerinden kaçmamıştı.

"Bir sorun mu var?"

Chen, merakına yenik düşerek sormuştu. Normalde başkası olsa sormazdı ama kadın gayet sevecen biriydi daha aurasını bile saldığına şahit olmamıştı. Bu bir kaç dakikalık konuşmadan cesaret alarak soruyu sormuştu.

MhitraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin