Bu bölümüüü yanlışlıkla takibe alıp, ayıp olmasın diye takipten çıkmadığım elemana ithaf ediyorum! O kendisini tanıyor :D
İyi seyirler
♤♤♤♤♤♤♤♤
Bol miktarda ter genç adamın vücudundan boşalırken, dışarıda gerçekleşen olayların farkında değildi. Tüm odağı, yün yumağı gibi karmaşık olan meridyenlerindeydi.
Cısss...Bommmm.....
"AAARRĞĞHHHH..."
Derin derin nefesler alıp bağırırken, duyduğu sesin kendisine ait olduğuna inanamıyordu. Sanki uzaktan geliyormuş gibi yabancı hissettiriyordu. Saf yang alevlerinde ufak bir azalma belirtisi gören Chen, bunun tek umudu olduğunu anladı. Hemen göğsündeki bir başka meridyen noktasına odaklanırken, kavurucu ısı dalgası, meridyenine koştu.
Saf yang alevleri meridyenleri parçalayarak geçmesine rağmen, vücudunun dışına da ciddi hasarlar veriyordu. Bunun farkında olmayan Chen, bağrışlarının arasında sürekli yeni meridyen noktalarına saldırıyordu. Dışarda duran Raymond ve Zhwei ise korkunç ifadelere sahipti.
Özellikle genç kız, Chen'in etrafında telaşla hareket eden doktoru izliyordu. Neden, temasının bu kadar trajik sonuçlandığını anlamasa da içinde yükselen pişmanlığı bastıramıyordu.
"DURUMU NEDEN DEĞİŞMİYOR?!"
Raymond, Chen'in başındaki doktorlara bağırırken ne yapacağını şaşırmıştı. Arkadaşının acı dolu çığlıkları, dinmek yerine gittikçe artıyordu. Daha düşünceler kafasından geçmemişti ki Chen'in göğsü, resmen ufak çaplı bir 'patlama' gerçekleştirdi. Et ve kan doktorun suratına yapışırken, odadakiler inançsızlık dolu ifadelerle donakalmışlardı.
"Lanet olsun! Bu çocuk, patlamak üzere olan bir bomba gibi."
Söylenerek Chen'in kanayan bölgesine elleriyle tampon yapan adam, bazı tıbbi solüsyonlara uzandı. Raymond ve Zhwei bir köşede olanları izlerken, surat ifadeleri oldukça ekşiydi. Chen'in vücudundan dışarıya doğru olan bu patlama sıradan bir insanın iç organlarının imhasına kolaylıkla yol açabilirdi. Chen gibi Aydınlanma Alemindeki birisi için bile tehlikeli olan bu patlama, pek hayra alamet değildi. İkili olanları izlerken yeni bir patlama, genç adamın sol omzunda oldu. Bu sefer doktor bile korku ile ne yapacağını anlamaya çalışıyordu.
Yumruklarını sıkan Raymond, tüm odağını dostunun vücuduna koymuştu. Gergin sinirleri, bir nebze olsun gevşememişti. Zhwei ise mekansal yüzüğünü büyük bir hızla araştırıyordu. Raymond veya Chen, kızın mekansal yüzüğündeki alanı fark etseler şaşkınlıktan çığlık atarlardı. Bunun sebebi mekansal yüzüğün, koca bir şehri içine sığdırabilecek kadar büyük olmasıydı.
Yüzüğünden sarı renkli, pamuk benzeri, hareket eden garip bir şey çıkartan Zhwei, yaklaşarak Chen'e doğru ilerledi. Elindeki şeyin genç adamın durumunu düzeltebileceğini umut ediyordu. Daha iki adım atmamıştı ki Raymond, kolundan kavradı. "O şeyin, iyi etki edebileceğini düşünüyor musun?"
Zhwei'nin elindeki cisme güvensiz bakışlar atan Raymond, Zhwei'nin öfkesini tetikledi. "Kendime güvenmesem, buna kalkışır mıydım?! Neden bu hâle geldiğini bilmiyorum ama onu düzeltebilecek bir eşyamı kullanmaktan çekinmem."
Zhwei'nin kararlı ifadesi, Raymond'ı suskun bıraktı. Daha sonra Zhwei'nin elindeki şeyi aldı ve Chen'e doğru yaklaştı. "Ne olur ne olmaz, bu sefer ona ben dokunsam daha iyi olur."
Chen'in seğiren bedenine yaklaştığında, arkadaşının çenesini zorlayarak aşağı doğru bastırdı. Daha sonra elindeki sarı renkli maddeyi doğrudan ağzına tıktı. "Kardeş Zhwei..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...