BÖLÜM 48: Yoğun Bir Gün

1.5K 169 160
                                    

Bu bolümü  Ahmet7852'e ithaf ediyorum!!!

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Bir çift öfkeli göz Chen'e, ruh boşluğundaki küçük peri Chen'e, etraftaki masalarda oturan müşteriler ve ayriyetten görevli personel Chen'e bambaşka ifadelerle bakıyordu. Duygu cümbüşünün ortasındaki bakışlar, küçük çocuğun üzerinde formsuz bir baskı olarak bindi. İsmi ise...

Utançtı...

"Üzgünüm...üzgünüm...aldırış etmeyin hareketlerime lütfen."

Tekrar masasına otururken, etraftaki insanlardan özür dileyerek yerin dibine girmiş gibi hissetti. Ancak ondan uzaklaşmayan bir çift göz, hâla varlığını sürdürüyordu.

Zhwei, sabah erkenden kalkıp ustasının konağında eğitimini tamamlamıştı. İşini erken bitirdiği için dağın eteklerindeki şehirde biraz vakit geçirmek istedi. Ancak yolda gelirken birisiyle tartıştığı için ruh hali biraz ekşiydi. Ardından yemek yediği yerde, sürekli ona bakan bir akranını fark etti.

Ayağa kalkıp çocuğa sağlam bir dayak vermek istiyordu ancak tembelliği, öfkesinin önüne geçmişti. Ta ki o salağın ayağa kalkarak ona bağırmasına dek. Bardağı taşıran son damla buydu.

"Bana baksana gerizekalı?! Seni böyle rahat bırakacağımı mı düşündün."

Chen, Mhitra'nın konuştuğunu duyunca etraftaki olaylara kör bir bakış atıp tüm dikkatini ruh boşluğuna vermişti. Ancak görünürde ne bir ses ne de başka bir şey vardı. Sadece July'nin, garip hareketlerine olan azarlamaları vardı. Bir sonraki an masasına oturan kız, öfkesini ona kusuyordu.

"Özür diledim işte. Ayrıca sana seslenmedim!"

Kıza tersleyen bir sesle cevap verdikten sonra Kırılma Alemindeki aurasını saldı. Karşısındaki kızın ondan çekinip, ayrılacağını düşünüyordu. Ancak bir sonraki an karşısındaki sandalyeden Kırılma Aleminin 6. Seviyesindeki bir aura yükseldi. Saniyeler içerisinde gelişen bu olayı tanımlamak için dudaklarından kısa ve öz bir kelime fırladı.

"Hassiktir..."

Kızın vücudundan yüklesen sabit ve kararlı aura, bu seviyedeki temelini kuvvetlendirdiğini açıkça işaret ediyordu. Daha önce, Kırılma Aleminin 8. Seviyesindeki öldürdüğü Ivorg akademisinin öğrencisinin aksine, bu kızdan gerçek bir ekim üssünün hissiyatını alıyordu.

Zhwei ise kibirli bir şekilde Chen'in şaşkın ifadesini izledi. Açıkcası bu ifadeye benzer ifadeleri bir çok kez görmüştü. Ancak Chen'i bir kaç saniye daha izledikten sonra, onun sadece şaşkın olduğunu fark etti. Güzel mavi gözlerinde, korkunun en ufak izi bulunmuyordu.

"İşte, şimdi ilgimi çektin."

Chen'in bir gülümse ile ona söylediği cümle, kafasının içinde yankılandı. Binbir düşünce aklından geçiyordu. Genelde böyle durumlarda, karşısındaki kişi ondan özür dileyip konunun daha fazla üstüne gitmezdi. Ama bu salak, yeni doğmuş bir buzağı gibi kaplandan korkmuyordu.

"Sen!!... biraz mantıklı davranır mısın?"

Chen'in onu merakla süzdüğünü görünce, ne diyeceğini şaşırmıştı. Açıkcası, eskisi kadar da öfkeli hissetmiyordu. Biraz garip bir durumdu.

"Ahh az daha unutuyordum, adım Chen. Ustamla beraber bir ziyaret için Mor Alev Akademinize geldik. Burada senin gibi ekim üssüne sahip bir akranla karşılaşıcağımı tahmin etmemiştim."

MhitraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin