Mhitra

BÖLÜM 43: Öğretmen Zhu

Öğlenden sonra öğretmen Zhu'ya ait sınıfta, fiziksel muayene dersleriniz başlıyacaktır! Katılım zorunludur.

"Mnn.."

Gözlerini zorlukla açan Chen'in kafası karışıktı. Evin içinde yankılanan bu sesin, okulun duyuru formasyonlarından birisi olduğunu geç idrak etti.

"Zorunlu ders mi? Ciddi olamazsın! Bunca zamandır yapmayıp, tatlı bir uykuya daldığım sırada mı yapmayı planladınız?"

Yatağında doğrulup, duvardaki saate bakınca hoşnutsuz bir ifade takındı.

"Kim bilir yine nasıl bir ders olacak?"

Daha önce akademiye ilk katıldığı günlerde, temel teorik derslerden birisine gitmişti. Nitekim, dersine katıldığı öğretmen biraz asabi ve huysuzdu. Bu yüzden daha ilk dersten sınıftan atılmıştı. Daha sonra Morgan'dan bu öğretmenin garip bir karaktere sahip olduğunu öğrendi.

Bunun nedeni o gün, o öğretmene soru soran 7 kişinin dersten atılmasıydı. Yani sorun Chen'de değildi.

Yataktan kalkıp banyoya yöneldi. Üzerindeki uyuşukluğu berteraf etmek için kaynak enerjisini bedeninde bir kere gezdirdi. Bu sayede zihni daha ferah ve aktif hâle geldi.

"Bu öğretmen Zhu denen kişi nasıl biri acaba?"

Sıcak su üzerine dökülürken, öğleden sonraki ders hakkında meraklı hissetmeye başladı. Bir yandan da son zamanlarda yaptığı atılımı ve Mhitra isimli elementinin getirilerini tartıyordu.

"Mhitra'nın kullanımı oldukça güçlü olsa da benden çok daha güçlü birine karşı herhangi bir işe yarayacağını sanmıyorum."

Mhitra'nın ona verdiği savaş içgüdüleri ve tahmin yeteneği ondan güçlü birinde gerçekten pek bir işe yaramayabilirdi. Bunun başlıca sebebi güç farkı olurdu. Rakibinin hamlelerini görüp hatta tahmin edebilse bile eğer ondan kaçacak veya engelleyecek güce sahip değilse, savaşmanın ne anlamı kalırdı ki?

Bu tür çıkmazlarda aklına hep şu meşhur söz geliyordu. "Mutlak gücün önünde, tüm hileler anlamsızdır."

Duş alıp banyodan çıkarken, gardırobundaki kıyafetlere bakmaya başladı. Askıda sadece son bir tane kalmış okul üniforması bulunuyordu.

"Ders bitince kendime bir kaç parça kıyafet alsam fena olmaz."

Siyah okul formasını giyip saçlarını tararken aynadaki yansımasını izliyordu. "Acaba atılım yaparken yaslandığım ağaç neden kurudu?"

Atılım yaptığı ilk anlarda, ağaçlardan akan o garip enerjiyi hâla unutamamıştı. Kaynak enerjisinden daha ağır ama kontrol edilemeyen garip bir şeydi.

"Cheeen! Uyandın mı?"

"Uyandıım! geliyorum birazdan."

Ona seslenen Natsunya'ya cevap verdi. O sırada saçlarını da taramış ve tam teşekküllü hazırlığını tamamlamıştı.

Odadan çıkıp merdivenlerden üçer üçer inerken, hemencecik giriş katına geldi.

"Öğretmen Zhu'yu tanıyor musun Natsunya?"

Mutfakta bir şeylerle uğraşan Natsunya'yı görünce hemen merak ettiği soruyu sordu.

"O kadın hakkında sert birisi olduğunu bilmen yeterli. Ayrıca dikkat edilmesi gereken önemli bir husus daha var."

Konuşması bu noktaya gelince utana sıkıla devam etti.

"O kadının biraz garip hareketleri var. Sözünden çıkanları ve onu sorgulayanları da pek sevmez. Yani senle etkileşime girmediği sürece onunla konuşmasan iyi olur."