Chen, gülümseyerek aynadaki yansımasını süzüyordu.
"Her zamanki gibi fenayım..."
Eliyle saçlarını düzelttikten sonra son kez bir bakış atıp aşağıya inmişti. Morgan ve Natsunya çoktan çıkmışlardı. Kendisi geç kalmayacağını bilse de erken gitmesi gerektiğini düşünmüyordu.
"Hmm..bakalım bu Ivorg Akademisi ne kadar güçlü?"
Yolda ilerlerken burnuna yağmur kokusu geliyordu. Hava açık olmasa da, kapalı da sayılmazdı.
"4.5 yılım kaldı, geri döneceğim."
Zindanın tepesindeki kata bakarken, Lala'ya verdiği sözü hatırlamıştı. Bu sözü tutmak için elinden geleni yapacaktı. Bir çırpıda kolezyumlardan birine ulaşmıştı. Kara Güneş Akademisi, koca bir adanın üzerine kurulu olduğu için birden fazla kolezyum barındırıyordu. Etraftaki kalabalığa dikkatini verince, küçük peri konuşmaya başlamıştı.
'Natsunya dışında bir kişi daha Kırılma Alemine adım atmış.'
Chen, kalabalık arasında küçük perinin tarif ettiği kişiye göz atınca, suratında meraklı bir bakış belirmişti. Kısa kesim yeşil saçlara sahip bir kız, etrafı çevrili bir şekilde, ona soru yönelten kişilerle konuşuyordu.
"Garip...demek her şey potansiyel değilmiş. Azimli kişiler önümüze geçebiliyormuş."
Bu kızın o kadar yüksek bir potansiyele sahip olmadığını biliyordu. Bu kadar çabuk alem atlamasının iki yolu vardı. Dış kaynaklar alınarak, kararsız bir sıçrama yaşamak veya çok fazla çalışarak alnının teriyle seviye atlamaktı.
"Chen..."
Tanıdık bir ses kulaklarını doldururken, gülümseyerek arkasını dönmüştü.
"Teşekkür ederim."
Natsunya, içten bir şekilde Chen'e teşekkürlerini sunmuştu.
"Önemli değil, bir kez daha saçlarını gösterirsen ödeşmiş oluruz."
Natsunya'nın gözleri çakmak gibi parıldarken hafiften katil niyet yaymaya başlamıştı.
"Ne zaman aptalca hareket etmeyi keseceksin!?"
Bu arada kolezyum kapısı açılmış, yavaştan içeriye girmeye başlamışlardı.
"Sana da şaka yapılmıyor...neyse konuyu değiştirelim. Rakiplerin en güçlüsü kim?"
Chen, bunu gerçekten merak ediyordu. Natsunya, omuzlarını silkmişti.
"Oradan bakınca kıdemlilerden birine mi benziyorum?"
Chen, yine tatmin olamayacağı bir cevap almıştı. Gözlerini devirerek kıza baktı.
"Hani...ana klana mensup bir bireysin ya, ister istemez haberin vardır diye düşündüm."
Kolezyumun içine girerken, bazı kıdemlilerin talimatıyla bekleme alanlarına yerleşiyorlardı. Bir yandan da herkes heyecanla sohbet ediyordu. Chen, havayı kokladıktan sonra suratını ekşitti.
"Bu sefer bu kokulu şampuanına laf etmeyeceğim. Sonuçta savaşı kazanmana dolaylı yoldan yardımcı olabilir."
Konuşmasını alaycı bir kıkırdamayla sonlandırmıştı. Natsunya ise gözlerini devirmişti. Kendisi bu kokuyu oldukça seviyordu.
"Çok komiksin..sen kıçını kollasan iyi edersin, daha Başlangıç Aleminin zirvesine çıkamadın. Bir de 20 kara yıldızlı potansiyele sahipsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mhitra
FantasyKronolojik olarak yazılan 2. Kitap olmasına rağmen , Andrea ile ufak göndermeler hariç bağlantısı bulunmayacaktır. Bu yüzden okumaya direkt bu kitaptan başlayabilirsiniz . Ayriyetten kitap ismini kararlaştırmamda bana büyük yardımları dokunan 'kitap...