Biz insanlar her zaman eşref saatinde olamayız. Çok sıcakkanlı bildiğimiz insanlar hiç sebep yokken bazen bize parlayabilirler; ters davranırlar. Çünkü bir saatimiz diğer saati tutmaz. Dünya da kocaman bir insandır. Koca bir bebektir hatta; önce güler sonra ağlar. Dünyanın temel özelliği budur. O yüzden "ben bolluk içinde yaşayacağım, süper hayatım olacak" diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Dünyayı "god mode" de oynamanız imkansızdır. Hayatta çıkışlar olacağı gibi inişler de olacaktır. Kaliteli insanla kalitesiz insan arasındaki fark işte bu zamanlarda ortaya çıkar. Her iki insanda çıkışlarda mutludur fakat sadece birisi inişlerde mutsuz ve çaresizdir. İşte kaliteyi bu durumlar belirler.
Hayatı olduğu gibi kabullenin. Hayatınızı ütopya veya distopya olarak görmekten vazgeçip size verilen her şeyi kabul edin.
İsyan Etme!
Hayatta başınıza gelen kötü şeyler muhakkak olacaktır. Sevdiğiniz birisi ölecektir, ekonomik olarak dara düşeceksinizdir, sevgilinizi başkasıyla yatakta bulacaksınızdır. Evinizde yangın çıkacaktır ve ailenizi yangından siz kurtarmak zorunda kalacaksınızdır. Sevdiğiniz kızı serserilerin elinden kurtaracaksınız belki de. Ya da size öfkeyle yaklaşan birisini sakinleştirecek kişi sizsinizdir. Çok yakın bir arkadaşınız intihar edeceğini söyleyecektir ve onu sakinleştirip yaşamaya ikna etmek size düşecektir...
Kısacası kötü şeyleri muhakkak yaşayacaksınız. Bu kötü olayları yani hayatın inişlerini yaşadığınızda ilk yapmanız; daha doğrusu yapmamanız gereken şey isyan etmektir. "Bunları neden ben yaşıyorum? Neden hep beni buluyor, benim suçum neydi; hâlbuki elimden gelenin en iyisini yapmıştım!" Tanıdık geliyor mu? Bunu yapmayın. Soğukkanlılığınızı ne olursa olsun koruyun. Bu şekilde mantığınız devre dışı kalmayacak ve doğru kararlar alıp bulunduğunuz ortamı yönetebileceksiniz. Ayrıca iyi ya da kötü bütün tecrübeler size bir şeyler öğretir. Vücut acı çektikçe ruh çiçek açar.
Sorumluluk Al!
Kriz anında sorumluluk alan kişi lider kişidir. Mutlu bir anda herkes sorumluluk alır. Önemli olan birçok kişinin çöktüğü bir durumda sorumluluk alıp güçlü durmaktır.
Kaçıp kurtulacağınız, yalan söyleyip sıyrılacağınız durumlarla sık sık karşılaşırsınız. Bu evrenin sizi test etmek için kullandığı bir oyundur aslında. Korkaklık edip kaçacak mısınız yoksa zor olanı seçip cesurca zorluklarla karşı karşıya gelecek misiniz? Bu durum başta korkutucu, üzücü ve içinden çıkılması zor bir durum gibi gözükebilir fakat unutmayın bu testi başarıyla geçerseniz mutlaka mükâfatlandırılacaksınız. Kaçarak hiçbir şey öğrenemezsiniz. Kendinize bir şeyler katmak istiyorsanız zor durumlara sırtınızı dönmeyin. Çünkü her kötü deneyim sizi biraz daha olgunlaştırır. Sizi öldürmeyen şey size güç verir.
Fırsatları kaçırma konusunda birçoğumuz uzman sayılırız. Fırsatları kaçırmaya o kadar alışmışızdır ki seyrek de olsa şans eseri bir fırsatı değerlendirdiğimizde dünyanın en mutlu insanı oluruz. Çünkü bilmiyoruz, bir fırsatı yakalamanın heyecanını çok nadir tadıyoruz ve yakaladığımızda gerçekten önemli bir şeyler kazandığımızı hissediyoruz. Aslında her gün onlarca fırsat bu şekilde önümüzden akıp gidiyor. Hayat fırsatlarla dolu, dünya size sürekli ilham yağdırıyor. Şemsiyeyi açıp bu ilhamlardan sırf korktuğunuz için kurtulmak yerine soyunun ve bütün benliğinizin bu ilhamla ıslanmasına izin verin. Eğer bunu yapmazsanız gün sonunda kendinizi yatakta acı içerisinde paralarken bulursunuz zira evrenin korkaklara karşı acıması yoktur.
Birinden hoşlandınız mı, sorumluluğu alıp o kızı elde etmek için bir şeyler yapın. Bazen ben de bu hataya düşerim ve bedelini çok acı şekilde öderim. Yavaştan ilerleyeceğim diye beklerken kız kendisiyle hızlı olarak ilgilenen bir erkeğe gidebilir veya kız başka şehre taşınabilir ve ben de onu bir daha asla göremem. Hatta daha kötüsü kız bir trafik kazasında ölebilir. O zaman kazandığımız tek şey pişmanlık olur. Yapmadığınız şeyler yüzünden pişmanlık duymak acıların en kötüsüdür. Bir şey yaparsanız ve başarısız olursanız hiç değilse "denedim" dersiniz. Ama korku ve tembellik yüzünden hayatınızın anlamını kaybederseniz dünyanın en acınası insanı haline gelebilirsiniz.
Şu andan itibaren dünyaya daha içten bakın. Görmezden geldiğiniz fırsatlara bir bakın. O fırsatı yakalamazsanız ne kaybedeceğinizi bir düşünün. Fırsatlar asla tükenmez dostlarım. Fakat bir kere fırsat kaçırırsanız bu bir daha alışkanlık haline gelir ve fırsatları göremeyecek kadar kör olursunuz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playboy Okulu
No FicciónAmacım başlıktan da anlayabileceğiniz üzere; playboy stili hayat tarzını yaşayabilmektir.. Peki bu nasıl olacak derseniz: Öncelikle söylemek isterim ki playboy gibi yaşamak için çok zengin olmanıza gerek yok. Marka giyinmenize, pahalı arabalara, yak...