Maske | boy×boy

{50}

OFF ÇOK DERTLİYİM YA YİNE DERT DENİZİNDE YÜZÜYORUM👌🏻

Doğan

"Miyaav!"
Arkamdan kapıyı kapatıp sırıttım.

"Doğan sen miyavlıyorsun. Aptal değilim."

"Miyaav!"deyip kahkaha atmaya başladım. Sima da peşimden miyavladı. Kucağımda kıpraşmaya başladığı zaman Mert'i aradığını fark ettim. Bir daha miyavlayıp odada göz gezdirdi.

Mert salonun kapısını kapattı. Onu gören minik Sima üstüme gri tüylerini bırakarak kucağımdan atladı.

Mert onu kucaklayıp öpmeye başladı ve "Güzelim benim,"dedi.

Sima başını onun kollarına sürtüp mırladı.

Gülümsedim, hayatımda gördüğüm en güzel manzaralardandı bu. Gözleri gülerken kısılmış, yüzü aydınlanmıştı. Mavileri gökyüzü kadar güzeldi.

Onu izlediğimi görünce öksürüp Sima'yı yere bıraktı. "Çok alıştırmışsın bunu ya. Hemen üstüme atladı."

"Ne yeriz?"dedim dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp. Belimden tutup tekrar öptü beni.

"Pankek?"

"Harika ama sen de yersen."

"Tamam,"dedi gülümseyip. Parmak uçlarıma yükselip tekrar öptüm onu.

"İnsan eğilir,"diye tersledim.

Kahkaha atıp mutfağa yürüdü.

Sima da bizimle geldi ve pankek yapmaya başladık.

Aniden başını omzuma yaslayıp arkamdan sarıldı bana. Elimde malzemelerle put gibi kalıp önüme baktım. Kalbim ritmi bozmuştu.

Omzumu öpünce titredim.

"Seni seviyorum."

"Ah Mert,"diye kekeledim.

"Öyle güzel ve cesursun ki...Küçükken büyüğümüzde nasıl olacağımızı düşünürdüm. Sen düşündüğüm zamanlardan daha güzelsin. Neşen, o güzel yüzün...Baktıkça deliriyorum."

"M-Mert..."

"Bana dokunuşların...Hani hep diyorsun ya her şeyimsin diye. Asıl sen benim her şeyim olmuşsun."

Başımı arkaya atarken iç çektim.

"Ağlarsan pankek yemem,"deyip güldü. Hızla yüzümü silmeye çalıştım ama o yüzümü silip az önceki ıslak yerleri öptü.

"Çok duygulandım, öküz ol salak."

Güldü. "Kalanı ben yapacağım."

"Ama-"

"Hadii!"dedi çocuk gibi.

Gülümseyip Simayla salona geçtim.

Dedikleri kafamdan çıkmıyordu. Aptal aptal gülerek Mert'in açtığı diziyi izlemeye başladım. Sherlock Holmes açmıştı, ilk sezonu izlemiş olmama rağmen anımsayamamıştım.

O gelene kadar on beş dakika geçmişti. Gülümseyip yanıma oturdu. Meyve tabağı bile yapmıştı. Gülümsedim ve pankekten bır ısırık aldım. "Nasıl?"diye sordu.

"Güzel,"dedim çünkü ben yardım etmiştim. Mert makarna bile yapamazdı.

O da bir ısırık alıp "Senin elin değdi sonuçta,"dedi.

Kıkırdadım.

Dizinin üçüncü bölümüne kadar sessizce izledik. Başım ağrıdığı için omzuna yaslandım. Kollarını belime sarıp beni kolları arasına çekti. Kollarını karnımda birleştirirken ben de başımı göğsüne gömdüm. "Başın mı ağrıyor?"diye sordu.