Multi Doğan'ınkii
Doğan
Alkolik değilim. Tuncay bir şey bilmiyor.
Alkolik değilim.
İçtiğim sigaraya baktım, onu saran parmaklarım yara içinde kalmıştı. Titrek bir nefes verip o geceyi artık düşünmesem iyi olacağına karar verdim. Oyuna dört gün vardı ama vazgeçmek üzere olduğumu hissediyordum.
Ne anlamı vardı ki?
Mert haklıydı.
Üç gündür saatlerce balkonda oturuyordum ve dediklerini düşünüyordum. Hayatım bitmişti, farkına yeni varıyordum.
Bu arada yanlışımızı bulmuştum. Teoman. Ona mesafemi göstermeliydim ki öyle yapıyordum. Sevgilim olduğunu bile bile bana bu kadar yaklaşmasına izin verdiğim için salağın önde gideni olduğumu biliyordum.
Aslında hoşuma gidiyordu işte. Mert'in beni dozunu kaçırmadan kıskanması... Ona ait olduğumu hissettiriyordu.
Beni sevdiğini hissettiriyordu.
Gözlerimi kapatıp dumanı içime çektim. Çok salaktım çok.
Telefonum bininci kez çaldığında göz devirip telefonumu kapattım. Teoman umurumda değildi ki benim. Mert umurumdaydı, onu düşünmeden geçirdiğim dakikam yoktu. Ona attığım tokat yüzünden benim canım çok acıyordu.
Kimse görmüyordu ama canım çok acıyordu.
Yüzü gözlerimin önünden gitmiyordu.
"Doğan? Kargo gelmiş sana."
Sude cevap vermeyince getirip balkona bıraktı. Yüzüne bakmaya bile utanıyordun.
O gittikten sonra paketi açtım. Ben sipariş de vermemiştim ki.
Önce kocaman bir şey hissettim, onu dikkatle çıkardım. Meyve sepeti vardı. Hani şu çikolatalardan çiçek şeklinde yapıyorlardı ya... Heyecanlandığımı hissettim çünkü çikolataydı bu!
Altından içinde turuncu ağaç olan bir kar küresi çıktı.
"Ya bu ne?"dedim kendi kendime gülerek.
Ve not.
Özür dilerim. Seni durmadan kırdığım için, muhtemelen ilişkimizi batırdığım için. Her şey için. Benden ayrılmak istersen anlarım hakkın ama önce sana attığım konuma gel, konuşmak istiyorum. Son kez de olsa bunu bana çok görme. Çünkü bu ilişkiyi ben onaracağıma inanıyorum.
Seni seviyorum Doğan'ım, Mert.
Elimle yüzümü sildim. Ufacık bir notu bile beni ağlatıyordu. Ona öyle aşıktım ki... Bir o kadar da kırgın. Buna rağmen onu yüz üstü bırakacak değildim.
Duşa girdim ve duşta da ağladım.
Ona nasıl vurmuştum ben?
Duştan çıkınca üzerime beyaz bir kazakla açık renk bir kot giydim. Gümüş halkamı taktım ve saçlarımı tarayıp hızla kuruttum. Montumu üzerime geçirdim, cebime cüzdanımı ve telefonumu sıkıştırıp sessizce çıktım evden.
Attığı konuma bir buçuk saatte geldim. O çoktan kafenin açık tarafına oturmuş, sigara içiyordu.
Arkamı dönüp yürümeye başladım. Utanmıştım, kaçmak istiyordum delicesine.
Hayır, çok üzülürdü.
Kafeye döndüm yüzümü ve kendime düşünme fırsatı vermeden hızlı hızlı yürüdüm. Karşısındaki sandalyeye oturup derin bir nefes aldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske | boy×boy
Short Story"Deli sevgilini başından sav. Unutma ama sen hala bir korkaksın, ben ise burada daha rahatım ve homoseksüelim diye bağırıyorum." BxB (Önce Kamyon'u okumanızı öneririm.)