{105}

1.4K 163 110
                                    

Doğan

"Gel böyle... Heh."

Mert'i yatağa bıraktıktan sonra kapıyı kapattım. Geri döndüğümde mırlıyordu ve kıpraşıyordu. Zil zurna sarhoş olmuştu. Üzerine eğilip kemerini çıkardım. "Bırak,"diye sızlandı.

"Aşkım üstünü değiştirelim, öyle yat."

Ellerimi ittirdi.
"Hayır. Böyle yatacağım."

Ellerini yakalayıp yatağa bastırdım. "Mücadele etme, böyle rahat uyuyamazsın."

Baygın mavilerini yüzüme dikti.

Pantolonunu çıkarıp çekmeceden pijamasını aldım.

Pijamaya tekme savurdu.
"Bu çok çirkin."

Çekmeceden eşofman çıkardım. "Peki bu nasıl?"

"Uyumak istiyorum,"dedi kıpraşarak. Karnına oturup hareketini kestim.

"Önce giyin."

Zorla altını giydirdim, üzerini çıkardıktan sonra ellerimi tuttu ve beni kendisine çekerek öpmeye başladı. Kısa bir öpücükle ayrılmaya çalıştım ama belimden sımsıkı tutup buna izin vermedi.

Boynumu öperken gömleğimi açmaya çalıştı, sarhoş olduğundan biraz zorlandı. "Mert..."

"Hadi... Beni çok zorluyorsun,"dedi cümleleri toparlamaya çalışıp.

"Çok sarhoşsun,"deyip onu ittirmeye çalıştım ama beni altına aldı ve öpücüklerini birbiri ardına sıraladı. "Mert..."

"Sabaha kadar sevişmek istiyorum,"dedi. Onu omuzlarından ittirip üzerine çıktım tekrar. Sarhoş bakışlarla beni izlerken gözleri çakmak çakmaktı.

Elimle yüzünü sertçe tutup ona baktım ve tekrar öpüşmeye başladık. Zevkle inledikçe kendimi zor tutuyordum, Mert gömleğimi omuzlarımdan sıyırdı.

"Çok azdım,"diye tekrarladı.

"Dur... Mert, dur."

Üzerime çıktı tekrar ve bacaklarım arasına yerleşti. Gözlerinin koyulaşmasını izledim. "Seni istiyorum, şimdi."

Ellerimi göğsüne koyup aramıza boşluk girmesini sağladım. "Bekle."

Ellerimi tutup boynumu öpmeye devam etti, gözlerim istemsizce kapanırken kalbim küt küt atıyordu. Farklı bir heyecanla atıyordu.

Telefonum çalmaya başlayınca Mert'i hafifçe ittirdim. Evran'ın numarasını gördüm. "Efendim?"

"Gidince ara demiştin ya, zorlukla gelebildik ama evdeyiz,"dedi Evran gülüp.

"Alp nasıl?"diye sordum. Mert elimden telefonu almaya çalıştı. Eline vurdum.

"Sızdı, gelirken zor oldu ama... Sokaklarda bağırdı, oraya buraya taş attı. Arabaya zor bindirdim. Mert nasıl?"

"Git!"dedi Mert telefonun dibine girip. "Sen git!"

"Yatırmaya çalışıyorum,"dedim ona bakış atıp.

"Ah... O sarhoşken çok azıtıyor."

"Evet... Hiç sorma,"diye sızlandım.

Güldü. "Duşa sokma, ayılmaz. Direkt kahve içir sen."

"Tamam, denerim. Daha fazla tutmayayım ben, hepimiz tükendik."

"Tamam canım."

"Nereden canın senin? Sik!"diye bağırdı Mert.

Evran kahkaha atıp telefonu kapattı.

Mert'in gömleğinin düğmelerini açtım.
"Aşkım gel, üzerini değiştirelim."

Başını omzuma gömdü.

"Başım dönüy,"dedi.
Üzerine tişörtünü giydirip yüzünü tuttum ve öptüm. "Bir daha öp,"dedi sızlanarak. "Çok istiyorum."

Bir daha öptüm, dilimi ağzına ittirdiğimde zevkle inlemeye başladı. O da sarhoş olmasına rağmen dilini oldukça iyi kullanıyordu.

"Doğan..."

"Kahve iç, devam ederiz,"dedim yüzünü kavrayıp. Baygın bakışlarla dudaklarıma bakmaya devam etti. "Kahve?"

"Yapacağım şimdi, hadi gel."

Mutfakta ona kahve yaparken telefonunu açmış, rastgele harflere basarak mesaj yazıyordu.

Evran'a tam olarak bu şekilde beş mesaj attı.

Kahveyi önüne bıraktım. "Hadi."

Omuz silkti. "İstemiyorum."

"Evliyken ilk kahvemizi içmeyelim mi yani?"dedim üzgünce.

"Tamam,"deyip hızla fincanı aldı.

O bakmayınca çaktırmadan gülümsedim. Nasıl da saftı.

"Telefonunu da ver."

Kaşlarını çattı.
"Hayır!"

Kalkıp telefonu şak diye elinden aldım. Kendisini yere attı. "Telefonumu ver!"

"Tamam al be, manyak. Gel, otur."

Somurttu.
"Ben manyak değilim."

"Seni ısırırım,"dedim dayanamayıp.

"Yalancısın sen. Isırmıyorsun."

Kalkıp fincanımı tezgaha bıraktıktan sonra kollarımı Mert'in boynuna doladım ve yanağını ısırdım. "Ah! Siktir, acıdı! Bırak!"

Güldüm. O da kahvesini bitirmişti.

Mert'i sonunda yatağa yatırabildim. "Doğan..."dedi arkamdan usulca.

"Hmm?"

"Ben seni çok seviyorum."

Gülümsedim.

"Gitme,"dedi elini uzatıp.

Ben de üzerimi değişip yatakta yanına girdim. Yüzünü boynuma gömerek bana sarıldı, saçlarını öptüm ve ben de ona sarıldım. "Miyaav,"dedi gülüp.

"Hadi uyu,"dedim sırıtarak.

"Miyaav!"

Yanağını öptüm. "Mrr."

"Mrr,"dedi yüzünü boynuma sürtüp. Kahkaha attım.

"Ne güldün?"diye mırıldandı.

"Seni seviyorum,"dedim saçlarını okşamaya devam ederken.

Gözleri kapanmak üzereydi.
"En çok ben seviyorum."

Gülümseyip burnunu öptüm.

Birkaç dakika içinde nefes alışverişleri yavaşlamıştı, yüzünü okşadım, uykuya dalmıştı artık.

Uyuduğu için onu öpücüklere boğdum ve çok geçmeden ben de onun sıcak tenine kayıtsız kalamayıp, kendimi uykuya teslim ettim.

Sarhoş Mert favlarımdan

Maske | boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin