Doğan
"Saygıdeğer gavatlar... Hepiniz siktirin gidin."
Kıvanç kendisini yere attı.
"Arkada adam bırakmamak aksiyon filmlerinde olur. Kıvanç yolda kalsın diyenler?"
Aykut kendi dediğine elini kaldırdı.
Alp de elini kaldırdı.
"Burada kararları parti kim için yapılırsa o verir,"dedim yürümeyi kesince.
Alp delirip bağırmaya başladı. Zaten zor dayanmıştı.
"Doğan! Parti falan yok, yolda kaldık amına koyayım! Ve yarım akıllı Kıvanç yüzünden yürüyelim dedik. Aynen beyinsiz, aynen! Baya yakınmış. Haritadan baktım ve on sekiz kilometre kalmış."Fatih de köpürdü.
"Ulan şu amına koyduğumun grubunda bir kere beni dinleseniz böyle şeyler yaşamayacağız! O yüzden çeneni kapat da yürü!""Ben yürümeyelim demiştim,"dedim alçak sesle.
"Sen hiç konuşma Doğan! Arabayı yapayım derken parçalarına ayırdın, ulan Mert sana hiç mi araba ne demek göstermedi? Bu bir araba, eline gelen her şeyi çıkaramazsın!"
Ne alakası vardı? Omuz silktim.
"Tamam ama yürümeyelim dedim.""Seni dayak manyağı yaparım,"dedi Alp bana yaklaşıp.
Fatih'in arkasına saklandım. "Yaa Fatih! Partimde dayak yiyorum!"
Fatih beni koluyla korudu. "Hayır, o küçük."
Kıvanç da bağırdı.
"Ne küçüğü anasını satayım, kazık kadar oldu!"Alp bana ateş saçan bakışlarından attı.
"Ne yapacağız?"dedi Aykut.
"Yardım çağıralım."
"Onlar gelene kadar yürüyebiliriz,"dedi Kıvanç.
Herkes ona döndü.
Alp homurdandı.
"Bu gece katil olmazsam daha da olmam."Fatih telefonuna bakarken omzunun üzerinden onun ekranına bakıyordum. Başını iki yana salladı.
"Yürümekten başka çaremiz yok, telefon çekmiyor."Alp "Yürüyeceğiz,"diye tekrarladı.
"Evet."
"Tamam kardeşim."
Alp sakince otokorkuluklara yürüdü. Hepimiz onu izlerken otokorkuluklara bir tekme geçirdi. Bir kere daha, bir kere daha...
Yürümeden üç dakika önce Alp'in üç dakika bağırıp tekmelemesine izin verdik.
Gece uzun olacağa benziyordu.
**
Mert"Mert, gözlerini açabilirsin!"
Gözlerimi açtığımda kırmızı ışıklar gözümü aldı. Gözlerimi kırpıştırarak nerede olduğumu anlamaya çalıştım.
Evran, Demir, Uzay, Ceren...
"Dostuum! Nasıl buldun mekanı?"
Hassiktir! Uğur da buradaydı.
"Ben nereye geldim?"dedim şaşkınlıkla.
Evran elime bir kadeh tutuşturdu. Ceren ise el şıklattı ve müzik birden değişti. Kırmızı olan kapıdan iki tane silüet belirdi, buraya yürümeye başladılar. Evran, Ceren'in sandalyesini çekti. "Sen buraya sarışın."
Ceren öpücük attı ona.
"Teşekkür ederim kuzucuğum.""Ne oluyor anasını satayım? Pavyon mu burası?"
Evran dudağını ısırdı.
"Ah üzgünüm. Işıkları değiştirebilir miyiz?""Dostuum kırmızı kötü demiştim size."
İki erkek dans etmeye başlayınca Ceren'e döndüm.
Evran konuştu. "Uğur, seni de unutmadık. Senin kız hazırlanıyor."
"Sağ ol dostuum! Harikasın!"
"Beni striptiz kulubüne mi getirdiniz?"diye bağırdım.
"Evet ama Doğan izin verdi, hatta şu sarışını sana o seçti."
"Ne?"
Ceren telefonunu kurcaladı.
"Gece başlamadan ses kaydı atmış. Bak açıyorum.""Aşkım! Umarım çocukların sana yaptığı sürprizi beğenirsin. Ben bizimkilerle eğleneceğim, ayrı düşeceğiz ama kalbim seninle. Kucak dansı yaptırabilirsin, izin veriyorum. Elleme de olabilir ama striptizci seni çok ellemesin. Başta korkabilirsin ama korkma, alışırsın. Öptüm! Utanmak yok bak!"
Ses kaydı bitti.
"Bu ne?"dedim şokla. "Hayır, saçmalık."
Ayağa kalktım ancak Evran ve Ceren omuzlarımdan beni tekrar yerime oturttu. "Ne oluyor?"diye çıkıştım. Bu saçmalığın daniskasıydı.
"Ya rahatlasana biraz,"dedi Evran gülerek.
Doğan'ın gavat olduğunu biliyordum ama gerçekten gavat olduğunu bugün hissetmiştim.
Tekrar ayağa kalkmaya çalıştım ancak sarışın olan kucağıma oturdu. Kendimi o an sanki ben heteroseksüelmişim de bir erkeğin bana yaklaşması ilgimi çekmiyormuş gibi hissettim. Karnıma berbat bir sancı saplandı.
"Arkana yaslansa-"
"Hayır!"
"Mert bak-"
Uzay birden bağırınca herkes sustu. "Size istemeyeceğini söylemiştim! Neden normal bir şekilde eğlenemiyoruz ki? Efeyle sahilde içip yürüyebilirdim, bunun yerine erkek arkadaşımla striptiz kulübündeyim!"
Evran sızlanmaya başladı.
"Hadi ama Uzay! Erkek arkadaşınla striptiz kulübüne gitmek isteyen kaç kişinin hayalini eziyorsun biliyor musun?""Bir, o da sensin Evran."
"Ve ben!"diye atıldı Ceren.
"Şu müziği kapatın yoksa çıldıracağım."
Uzay işaret verdiğinde her şey durdu.
"Yaptığınız nasıl bir saçmalık farkında mısınız?"dedim öfkeyle. "Hadi erkekler büyümez derler ya sen Ceren? Organize eden sensin!"
"Denemeden yargılamasan..."
"Sikeyim!" Kalkıp sandalyeyi devirdikten sonra telefonumla ceketimi alarak kendimi dışarı attım.
Herkes peşimden koşmuştu.
"Mert, bekle lütfen!"Arabaya bindikten sonra "Hepiniz siktirin gidin! İğrençsiniz!"diye haykırdım.
Ve gazı kökledim.
Hala tiksinti üzerimdeydi, hızımı biraz daha attırdım. Doğan'ın attığı o ses kaydı ise beni gittikçe öfkeye boğuyordu. Düzgün bir şekilde eğlenmek yerine işin ucunu kaçırıyordu, hiçbir şeyde mantığı yoktu.
Asla mantıklı olmamıştı zaten.
Evlilikte nasıl mantıklı olacaktı?
Doğan gibi birisiyle evleneceğimden emin değildim. Doğan'dan artık emin bile değildim.
"Sikeyim!"
Cole'nin dediklerini mantıklı bulma nedenim buydu. Doğan mantıklı değildi, büyük şeylerden korkardı ve onun ciddi bir ilişki anlayışı çoğu kişinin zannettiği gibi değildi.
Boş yolda sürmeye devam ettim.
Yanımda erkeklere asılması, sürekli kulüplerde sürtmesi...
Doğan evlilikten çok uzaktı, yalnızca küçük çocukların yeni bir şey isteme hevesindeydi. O yeni şeye sahip olduğunda da onu gerçekten istemediğini görecektim belki.
En çok da bundan korkuyordum.
Biraz daha hızlandım. Bir an önce eve gitmek istiyordum.
Ancak gidemeyeceğimin farkına varmam uzun sürmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske | boy×boy
Nouvelles"Deli sevgilini başından sav. Unutma ama sen hala bir korkaksın, ben ise burada daha rahatım ve homoseksüelim diye bağırıyorum." BxB (Önce Kamyon'u okumanızı öneririm.)