{87}

1.6K 171 240
                                    

Doğan

Hazirana gelmiştik. Yaz geliyordu ve ben yaza bayılırdım, yaz için doğmuştum. Evet, yazda da doğmuştum.

İkizler burcu olmak, hayattaki yüklerimden sadece birisiydi.

Neyse, bu geçen zaman içinde çok şey değişmişti. Öncelikle tiyatro kursumuz Teo'nun dönüşüyle, Banu'nun hapise girişiyle ve bize destek olan insanların ilgisiyle daha çok canlanmıştı. Artık daha çok para kazanıyordum, şehir dışında da oyunlarımızı sergiliyorduk.

Teo ise biraz daha toparlamıştı, aramızda en çok hasar alan oydu. Banu'yu bir zamanlar çok sevmişti. Bu yüzden tüm suçu kendisinde aramış, bir ay kendisine gelememişti. Ardından Tokyo'ya gidip kaybolmuştu.

Çok geçmeden geri geldi, benim Mertsiz idare etmeye çalıştığım gibi o da bu acıyı unutmak istemişti ama herkes acılarını aynı şekilde geçiremezdi. Mesela ben Mert olmadan, onun aşkı olmadan toparlanamazdım, her gece başka erkekle yatarak AIDS kapardım muhtemelen. Benim için acı, aşkla geçerdi.

Herkes için bu geçerli değildi. Aşk, bize iyi gelirdi ama kalbimizde olmayan, ruhumuza işleyen acıları bir anda söküp alamazdı ki.

Bazıları için kendisini ait hissettiği yerler iyi gelirdi. Teo'ya gelen yer gibi. Bizimle olmak ona iyi geliyordu.

Mesela yenilik de insana iyi gelebilirdi. Mert'in Sima'ya sahip olması, benden uzaklaşıp bana olan aşkını daha iyi anlaması, babasının onu kabullenmemesine rağmen devam edip yeni bir hayat kurması.

Eve Sude ve Tuncayla yürürken bunları düşünüyordum. Çalıştığımız için yüzümde hala makyaj vardı. Göz kalemi, sanırım kalitesiz olduğu için gözümü oyasım geliyordu.

Sude bana dirsek attı.
"Sahi seni... Ne zaman izleriz?"

Güldüm. "Çalışmalara gelebilirsin."

"Harika olur,"dedi gülerek. "Yarına ne dersin?"

"Yarın olmaz,"dedi Tuncay birden.

Sude başını ona çevirdi.
"Neden? Dersin yok sanıyordum."

"Evet, yok ama... projemi bitirmeliyim. Evet, projem, bu sene alttan aldığım bir dersten."

Sude gülümsedi.
"Finaller, tabii ya."

"Mert'in finalleri bitti,"dedim kaşımı kaldırıp. Şu an genelde bütlerin olması gerekmiyor muydu?

"Şeye kaldım zaten, büte. Bütten önce vermem gerek, projeyi de bütleri de."

Sude eskiden yaşadığım küçük ama sıcak görüntüsü olan apartmanın önünde durdu. Ona sarılıp yarın onu beklediğimi söyledim.

Tuncay'ı da öpmek için uzanınca Tuncay kızın askerlik arkadaşı gibi elini sıktı. Sude kaşlarını kaldırsa da gülümsedi.

Metroya geldiğimizde Tuncay'ı yakasından çektim. "Ne saklıyorsun sen?"

"Ne mi saklıyorum? Hiçbir şey amına koyayım."

Kaşımı kaldırdım. "Ben de yedim, salak. Kız seni öpecekti, asker arkadaşı gibi neden elini sıkıyorsun? Siz sevgili değil misiniz?"

"O mesele..."

Başımı salladım.

"Flörtte takıldık."

Kahkaha attım. "Ona çıkma teklifi etmedin mi yani?"

"Aceleye getirmek istemedik!"

Parmaklarımla dört yaptım.
"Tuncay kanka dört aydır flört ediyorsunuz, bu son aşama değil bak. Sevgililik, nişan, evlilik falan da var."

Maske | boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin