İşte beklenen bölüm shshdb geçen bölümü atlamayın ama.
SAĞIM SOLUM YOKUŞ AMA YOK YENİDEN YENİDENN
**
DoğanÇantamı omzumda hafifçe kaydırıp zile birkaç kez bastım. Muhtemelen kapıyı Arda açacaktı, ufaklığı çok özlemiştim be. Yerimde duramıyordum. Bu yüzden Sude'yi ve diğerlerini iyi olmama inandırmam için çok çaba sarf etmem gerekmişti.
Kafam dağılırdı belki. Annemle erkek arkadaş dedikodusu yapardım, Ardayla pes atar, çizgi film izlerdik. Bilmiyordum.
Gözlüklerimi başımın üzerine ittirdikten sonra zili bir kez daha çaldım. Sürprizime çok sevineceklerdi.
Kapı aralandı. "Arda kim-"
Arda belime yapıştı. "Abi!"diye şakıdı. Saçlarını karıştırıp gülümsedim. Gerçekten çok özlemiştim onu. Çantam olmasa şapur şupur öperdim şimdi.
"Arda kim gelmiş?"
Gülümseyerek başımı kaldırınca annemin yüzüyle karşılaştım. "Doğan..."
Evin içinden kahkahalar yükseliyordu. Oo, annem gün yapıyordu.
Belime yapışan Arda ile içeri girdim. "Nasılsın sultanım?"
"İ-iyi..."
Geldiğime bu kadar şaşırmış olması daha da gülümsetti beni. Seslerin geldiği yere ilerledim, salondan geliyordu.
"Abim geldi!"
Gülerek içeri girdim. Gördüğüm bedenlerle gülümsemem kesildi, masmavi gözleri fark ettiğim an başıma vurulmuş gibi sızlatan bir ağrı girdi. Buradaydı. Beni ezip geçmiş ve öylece devam edebiliyordu. Hiç mi beni kırdığı için üzgün değildi?
Ben birisini kırınca çok üzülürdüm.
Çünkü senin bir kalbin var.
Gözümü bile kırpmadan herkese baktım, en son da Mert'e. Bakışlarım onda sabitlendi, çok mutlu gözüküyordu, o depresif ifadesinden eser yoktu. Üzerinde siyah bir kotla bol bir beyaz gömlek vardı, saçları hatırladığımdan farklıydı. İkiye ayrıktı.
Yanında New York'lu yavuklusu vardı. O da pek keyifliydi. Sarışın bir şeydi ve benden kat ve kat iyiydi. Bakmaya dayanamıyordum.
Yutkunamadım.
Şaka gibi ortamdı, en komiği de Mert'in babasının babamın karşısında oturmasıydı. Sinirlenince engelleyemediğim kahpe huyum yüzünden gözlerim doldu, Arda başını kaldırıp bana baktı. Ortamda elle tutulur bir gerginlik vardı. Herkes birbirine bakıyordu.
Onları ezmek istiyordum, ellerime alıp un ufak etmek...
Mert'in babası sordu. "Pasta kalmıştı. Yer misin?"
"Dört yaşında birisini kandırsan evet,"dedim alayla.
Titreyen ellerimi ceplerime soktum, sakin olmak istedim, onlara bakıp durmamak istedim ama koyuyordu işte. Kazık girmişti bir kere. Boğazım yanıyordu, gözlerim öyle dolmuştu ki etrafı zor görüyordum. Burnumdan bir nefes verdim.
Dayanamıyordum bakmaya, bitiyordum. Beni öylece terk edişi acıtıyordu işte. Görmek daha çok acıtıyordu. Kapanmayan defterleri doldurmaya çalışırken ben bitmiştim, kimse bilmiyordu.
Mert ayağa kalktı, bomboş bakıyordu. Ellerimin titremesini hala hissediyordum. Bana yaklaştı, dolu gözlerimi gözlerine diktim. Karşısında ağlamayacaktım. Başımı kaldırıp ben de ona yaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske | boy×boy
Short Story"Deli sevgilini başından sav. Unutma ama sen hala bir korkaksın, ben ise burada daha rahatım ve homoseksüelim diye bağırıyorum." BxB (Önce Kamyon'u okumanızı öneririm.)