Maske | boy×boy

{101}

Lana yine saçma bir linç yiyor şaşıramıyorum artık

Doğan

"Nereye yürüyoruz bu kadar ya?"diye sinirlendim. "Sırat köprüsü mü bu?"

Tuncay'ın adımlarına yetişeyim derken tökezlemiştim, kaşlarımı çattım.

"Kes de yürü."

Göz devirip sinirle yürümeye devam ettim. Yürümekten acıkmaya başlamıştım. Cidden mi Doğan? Cidden mi?

"Geldik,"dedi Tuncay bomboş bir araziye geldiğimizde. Burada insan yaşadığından emin bile değildim. Kaşlarımı tekrar çatıp anlamlandırmaya çalıştım. Burada ne yapabilirdik ki? Hevesle gelmek istediği yer burası mıydı?

"Niye geldik buraya?"

"İşe diye."

"Ne?"

Kulağımın dibinde çalınan parti düdüğü ile yerimde sıçradım ve peşinden konfetiler patladı.

"Ne oluyor be?"diye bağırdım korkuyla.

Kıvanç kahkahalara boğuldu. "Şu tipe bak lan! Altına kaçırdı!"

Göz devirdim.

Alp elinde şampanya şişesi ve yanında Evranla kavga ediyordu. "Evran, bırak! Ben patlatacağım!"

Evran şişeye tüm mal varlığı gibi asıldı.
"Hayır! Geçen aldığımızda da sen patlatmıştın!"

Aykut bir şeyler yiyordu, arkadan bir yerden çıktı.
"Oğlum patlatsanıza."

"Doğan git ve yine gel. Şaşırmış gibi yap,"dedi Tuncay bezmiş bezmiş.

"Alper lütfen ya! Çocuk musun? Bir kere versen ölür müsün?"

"Sen yapamazsın, olmaz."

Mert'in delirmiş gibi bağırışıyla herkes sessizliğe gömüldü. "Siktiğimin Evran'ı ve Alp! Doğan geldi bile! Kafanıza sokayım tamam mı?"

Ya, bana sürpriz hazırlıyordu.

Salak çocuk.

O zaman ilerideki kafeyi fark ettim, anlamayayım diye buraya gelmişlerdi.

Neden...

Şişeyle Evran'ın kafasına vurunca hepimiz gülmeye başladık. Evran başını ovarken "Neden ben?"diye haykırdı. "O başlattı."

"Şişeyi alamadığın için sen."

Evran başını ova ova geri çekildi.

Gülüp "Alp ver de patlatsın şunu,"dedim.

"Üzüldü mü?"dedi Alp durgunlaşan Evran'a bakıp.

Evran mırıldandı.
"Sanki her zaman her şeyi ben bok ediyormuşum gibi davranmanıza gerek yok."

"Ee öyle ama,"dedi Mert umursamazca.

Alp kolunu hemen sevgilisine sardı. "Bırak Alper off ya."

Alp bırakmayıp Evran'ı öpmeye çalıştı. Mert öğürüyor gibi yaptı, güldüm.

Ortalarından geçip şişeyi Alp'ten aldım.
"Benim doğumgünüm. Sikerim ikisini de. Senin patlatmanı istiyorum."

"Zaten birini sikiyorsun,"dedi Aykut. Kıvançla gülmeye başladılar.

"Harbi lan!"

"Mert alttaydı lan!"

Daha çok gülmeye başladılar.