Hele hele kim anlatıyormuş bu bölüm
Mert
Üç.
"Sikeyim böyle işi!"
Dikkatli olmam gerekiyordu, hepsi buydu. Tek gözümü kapatıp nişan aldım. Dördüncü kez de ıskaladığımda köşede oturan Demir ofladı. Göz devirip silahı yere bıraktım, uzakta duran şişeyi alarak taşın üzerinde parçaladım. Hedefi kaçırdığımdan sinirim bozulmuştu.
Birisine öfkeli değildim. Kendime öfkeliydim, zaten bu yüzden öfkem dinmiyordu.
"Ben acıktım,"dedi Demir.
Onu umursamadan şişeleri dizmeye devam ettim.
Köşede açılmamış viski şişesini aldım, içtim. Gözlerimi kapattım. Boğazımı yakmıştı, uzun zamandır içmediğim için olsa gerek zorlanmıştım.
Uzay sigarasını havaya üfledi. Bu konuda Demirle az kavga etmemişlerdi, Demir o ölecekmiş gibi tepkiler verip sigaraya başlamasına kızmıştı. İşin komiği kendisi de içiyordu.
Neyse.
Doğanla benim gibi boş kavgalar etmiyorlardı o kadar.
Arkadaki şişeyi vurduktan sonra Uzay'ın yanına oturdum, parmakları arasındaki dalı bana uzattı. Cole olayından sonra bana mesafeli davranıyordu ama buradaydı yani. Ben de şaşkındım.
"Uzay dördüncü dalın,"dedi Demir huysuzca.
Uzay ona ofladı.
"Dersleri o kadar yoğun ki stresten o da bulaştı."
Dumanı burnumdan dışarı verdim.
"Oğlum zaten içmemesi saçma, hepimiz keşiz. Ceren bile lisede biz içtiğimiz zaman Evranla ortamıza oturur, ikimizden de dal alırdı.""Evranla okulun dibinde içer, asla yakalanmazdınız. Evran sabahları Alp'i keserdi."
"Ben de Doğan'ı,"diye itiraf ettim.
İkisi de güldü.
"Neden kavga ettiniz?"diye sordu Uzay uysalca. Telefonda bahsetmiştim.
"Kıskanç bir itim de ondan. Ağzıma geleni söyledim, o da tokat attı."
Demir şok geçirmişti.
"Doğan? Sana? Tokat mı? Bizim Doğan?""Yine de kendime sinirliyim, o an ona da gerçekten sinirlendim. Karşılık verecek kadar hatta ama sonra bilmiyorum...bilemiyorum ya. Çok kırgın bakıyordu."
"Ağzının ayarı olmuyor senin."
Gözlerimi kapatıp dumanı içime çektim.
Uzay nazikti. "Bir şeyler başarmışsın bence. Öfkeni kontrol ediyorsun. Eski Mert olsa vurduğu zaman Doğan'ı mahvederdi. Bir şeyleri eksik yapıyorsun sadece. Onun kırılganlığını sarmalaman gerek, o kendisine yetemiyor. Babası, senin baban, ayrılışınız, üniversitesi okuyamayışı, tiyatro... Doğan anladığım kadarıyla biraz yorulmuş. Sana sarılıp kalkmak istiyor. Sen ise ufak meseleler için onu kırıyorsun."
"Teo çok yakışıklı."
"Hala Teo diyor,"dedi Demir iç çekip.
Instagram'dan fotoğrafını gösterdim. Demir başını salladı. "Mert haklısın kardeşim. Doğan biraz sınırını bilsin.""Off Efe,"dedi Uzay.
Ardından korna sesiyle bir araba kenarda durdu. Arabadan tabii ki Evran inince göz devirdim.
Bana bir poşet fırlattı ve elimdeki dalı kaptı. Dumanı içine çekerken "Ee?"dedi.
"Alp eniştem?"diye sordu Demir hüzünle.
"Uyuyor evde o. Yemek bıraktım bir de ona. Uyanınca yesin diye."
"Niye? Kolu mu yok?"diye sordum.
"Sen Doğan'a ne istesen yaptırıyorsun, onun gibi düşün."
Baygın bir suratla Evran'a baktım.
"Ben yapma desem de yapıyor. Canı sıkılınca yemek yapar, bilirsin.""Kıyamıyoruz size işte,"dedi Evran sırıtıp.
Uzay sordu.
"Ne zaman geldiniz? Bilsem size hazırlık yapardık.""Dün. Dolaşalım bakalım dedik."
"Bunlar yine kavga etmiş,"dedi Demir beni gösterip.
"Ah, niye? Ne oldu?"
"Doğan buna tokat atmış. Ben bu sefer bitti diyorum."
"Bitmez,"diye çıkıştım. Doğan'ı öyle kolay bırakmazdım artık.
Evran kabanını çıkarıp viskiden de içti. Koyduğumun beleşçisi.
"Anlatsana."Benim yerime Demir dedikoducu teyze tripleriyle anlattığında Evran sessiz sessiz dinledi. En sonunda yorum yaptı. "Şöyle bir gerçek olduğunu yalnızca ben mi görüyorum?"
"Ne gerçeği?"
Kaşını kaldırdı.
"Doğan seni kıskandırmaya bayılıyor. Sen kıskanıp onu kıstırdıkça bundan zevk alıyor. Lisede de böyle yapmıyor muydu?""Nasıl ya?"dedi Demir.
"Bunu kendisine bile itiraf etmediğine eminim. Neden başka erkeklerle yapamıyor biliyor musun? Mesela Arazla?"
"Araz'ı bir sikerim..."
Evran göz devirdi.
"Araz kıskanç değil. Oldukça gavat ayrıca. Bera da öyleydi. Doğan pembe bir aşk istemiyor, birisine ait olduğunu böyle hissediyor. Bu yüzden de böyle istiyor. Sen de bokunu çıkarıyorsun. Alper de kıskanç mesela ben alttan alıyorum, o da fazla tepki verdiğini anlıyor, benden özür diliyor."Donmuş bir şekilde suratına bakmaya devam ettim.
"Çok salaksın Mert,"dedi yüzünü buruşturup.
"Çok yakın davranıyor tamam mı? Bana davrandığı gibi davranıyor o orospu çocuğuna!"
Demir araya girdi.
"Doğan da haksız abi. Biraz mesafe koymalı. İlk tanıştığımda Alp'e yürüyor diye aklım çıkmıştı aklım."Evran yere devirdiğim şişeyi sakince aldı ve bana baktı. "Senaryoyu görsen! Herif buna abayı yakmış, bunun da sikinde değil!"diye bağırdım. "O kızıl pezevenge al azıcık sen seviş diyemem lan ben!"
"Alt tarafı senaryo."
"Alple takılmaktan gavat olmuşsun! Ne sik anlarsın lan sen!"
Evran kaşını kaldırdı. "Çocuğa da böyle bağırıyor musun? Haksız konumuna düşmene şaşırmıyorum."
Elimi enseme attım.
"Özür dilerim.""Onu bu kadar kırmamalısın Mert. Biraz sen alttan alsan olmaz mı? Zaten oyununun stresinde, hep üstüne gittiğin için böyle saldırganlaşıyor. Biraz zaman ver ona. Sonra ilk adımı sen at. Teoman'ın yakınlığının yanında onun da çok yakın davrandığını düşündüğünü, bunun seni üzdüğünü söyle ona."
"Tatlı dil işte, öğren,"dedi Demir sırıtarak.
Evran alayla "Alperle nasıl çabucak barışıyoruz böyle işte,"dedi.
"Sevişiyorsun,"dedik hepimiz.
"Belki. Konumuz bu değil."
Ayağa kalktığında güldüm.
"Kahve dünyasına gidelim mi şimdi? Biraz kafan dağılır senin de. Soğukta oturmuşsunuz üç deli."
Hepimiz gülüp ayağa kalktık.
Evran haklıydı. Bu ilişkiyi Doğan onaramazdı, ben onaracaktım.
Şimdi onu kaldırma sırası bendeydi.
Evran da olmasa yani
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske | boy×boy
Short Story"Deli sevgilini başından sav. Unutma ama sen hala bir korkaksın, ben ise burada daha rahatım ve homoseksüelim diye bağırıyorum." BxB (Önce Kamyon'u okumanızı öneririm.)