Doğan
"Doğaaan!"
"Elinin körüüü!"
Yastığı başıma çekip çırpındım. Sabahın köründe uyanmaktan nefret ediyordum. Bu yüzden yatakta debelenmeye devam ettim. Henüz tam uyanmamıştım, uyumama hiçbir şey engel olamazdı.
"Kanka annen arıyor."
Annem hariç.
Dehşetle yataktan fırlayıp telefonu Giray'dan aldım. "Söyle Hürrem Sultanım benim!"
"Ne yapıyorsun sen?"
"Ne yapıyormuşum annem? Ben biliyorum da sen bir söyle."
"Ders çalışmıyormuşsun."
"Aa-aa! Yalanın da böylesi!"
Çalışacak dersim var mıydı acaba?
"Aferin, denemek için yaptım. Çalış bakayım."
"Yetmiş aldım ne diyorsun anne sen? Oğlun profesör he!"
Yalanlar profesörü.
"Oh oh nazarlar değmesin!"
"Değmez annem benim. Dersime geç kalmayayım ben."
"Para lazım mı?"
"Yeter bir-"
"Dur babana vereyim."
"Anne-"
"Elli gönderirim, bir dahaki aya kadar isteme!"
Merhaba baba.
"Ee bu ne ya elli liraya çorap zor alınıyor artık!"
"Oğlum ben para mı kazıyorum bak dellendirme beni! Şuna bak üniversiteye gitti, ne oldu bak Derya!"
"Aşkım bağırma çocuğa, dolar yüksek."
"Arkadaşından iste it seni, onlarla harcarken iyi değil mi?"
"Tamam baba,"deyip sinirle yüzüne kapattım.
"Ne oldu lan?"dedi Giray.
"Hiç kanka. Beni özlemişler. Hadi kaçtım ben,"deyip çantamı alarak evden fırladım.
Sonra eve geri döndüm. Pijamalarla çıkmıştım.
Üstüme kırmızı kareli bir gömlek ve dizleri yırtık açık bir kot giyip şapka ile tamamladım. Kulaklıkları takıp evden ayrıldıktan sonra bir dal sigara yaktım. Durağa gelene kadar sigara bitti bile. Otobüsün gelmesine ne kadar var diye baktıktan sonra ikinci dalımı yaktım.
Kendimi kırık hissediyordum.
Bu da para, eğitim, gelecek gibi sorunlarımı insanlara anlatmıyor oluşumdan dolayıydı. Lisedeki gibi her şeye ağlayıp sorunlarımı insanların çözmesini beklemektense bu bir bakıma iyiydi ama beni içten içe kemiriyordu.
Dumanı dışarı saldım. İçimden gelmiyordu ki.
Alp'e oturup saatlerce anlattığım gibi anlatamıyordum işte. Alp demişken... Evranla yurtdışında okuyorlardı, arada aklına gelirsem arıyordu beni, eh oradaki mutluluğun içinde beni düşünecek değildi.
Kıvançla Aykut ne halt yiyor bilmiyordum, üniversiteye geçtiklerinde ilişkiyi kesmişlerdi.
Fatih Ankara'da okuyordu, Bursa'da buluşuyorduk nadir de olsa.
Demir İstanbul'daydı ama çok zıt yerlerde olduğumuzdan onunla da pek görüşemiyorduk. Uzay desem... O da Bursa'daydı.
Yani hepsi kendi yolundaydı, büyümüşlerdi ve kimse okumayan, avele birisiyle vakit harcamak istemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske | boy×boy
Short Story"Deli sevgilini başından sav. Unutma ama sen hala bir korkaksın, ben ise burada daha rahatım ve homoseksüelim diye bağırıyorum." BxB (Önce Kamyon'u okumanızı öneririm.)