{64}

2.3K 168 310
                                    

Off bölemedim bölümü okuyun işte yav

Bu bölüm Mert gözümde aynı böyle bebik

Doğan

"Hey..."

Tüm sesler anında kesilirken herkes yavaşça bana döndü. Gülümsemeye çalıştım, elimdeki poşeti havaya kaldırdım. "Ekler aldım."

Banu gülümsedi. "Gel hadi."

Ekleri masaya bıraktıktan sonra Banu'nun yanına oturdum. İrem dümdüz bana baktı, bir şey söyleyecek sansam da konuşmadı. Teo ise bakmaya devam etti.

Banu eklerden ağzına attı. "Güzelmiş,"dedi gülümseyerek. "İrem yesene sen de."

İrem bana bakmadı.
"Almayayım."

Can hoca omzumu sıktı ve o da eklerden aldı. "Onlarla oyundan sonra ayrı konuşsan iyi olur."

Başımı salladım. Öyle yapacaktım zaten.

Bu yüzden çalışmalar bitene kadar yüzüme bakmamalarına izin verdim.

Önce Teo'yu yakaladım.

"Teo? Biraz konuşabilir miyiz?"

Başını sallarken beni bilmediğim bir odaya soktu. Bomboştu, hiç ses bile gelmiyordu. Tek nefeste söyledim her şeyi. "Seni kırdığım için özür dilerim, geçen sinirliydim ve... ve ben biraz alkol almıştım."

Kalçasını masaya yaslarken gözlerimin içine bakmaya çalıştı ama bakışlarımı kaçırdım.

"Mert yüzünden... O çocuk sana asla iyi gelmiyor gibi."

"Teo buraya onu konuşmaya gelmedim, ayrıca buna ben karar veririm."
Uzanıp çenemi tuttu ama başımı arkaya attım. "Lütfen... Bazı şeyleri zorlaştırma. Ben aptal değilim."

"Senden hoşlandığımı biliyorsun yani. Belli etmiştim, konu buysa evet."

Kelimeleri bulamadım. Onu kırmak istemiyordum.
"Tanıdığın ilk açık yaşayan gay olduğum için belki de..."

Burnundan güler gibi bir ses çıkardı.
"Hislerimi küçümsüyorsun yani. Bunu da Mert mi ezberletti?"

"Hayır. Ben bir şeylerin farkına vardım. İkimizin de yıprandığı gerçeği. O yüzden..."

"Birbirinizi yıpratıyorsunuz da ondan. Seni bir erkek için öylece kenara atan birisini affetmenle her şeyin başlamış olabileceği aklına gelmedi mi?"

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Ben affettiysem kimseye çene çalmak düşmez. Neden affettim biliyor musun? Bipolar diye mi? Hayır. Çünkü ben nefret etmekten yoruldum, beni en çok bu yordu. Affetmek nefretten daha güçlü bir duygu. Korkaklar nefret eder. Ben korkak değilim. Onu deli gibi seviyorum ben! Evleneceğim o çocukla da. Sizin gibi mantık mantık diyen, nefreti aşılayanlara inat o çocukla evleneceğim."

Çok fena sinirlenmiştim çünkü Mert'ten bahsediyordu.

Yüzüme bakakaldığında gülüp ona adım attım. "Bu yüzden sadece arkadaş olabiliriz. Başka bir şey değil. Mert değişiyor ama sen olsun, Tuncay olsun onu zerre tanımadığınız için hatalarını yüzüme vurmaktan çekinmiyorsunuz. Liseden beri onun kötü yanlarını bilerek sevdim onu. Kusurlarıyla sevdim. O da beni. Aşk bu Teo. Sen hiç aşık olmadın. Bana aşkı anlatma."

Arkamı dönüp dışarı çıktım.

Başkaları bir yana, Mert bir yana. Yetmişti. Kimsenin dırdırını çekmeyecektim.

Telefonum çalmaya başlayınca ekrandaki bilmediğim numaraya bakış attım. Kimdi ki? Telefonu kulağıma götürdüm.

"Naber, aktör?"

Maske | boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin