Yeni yıl hediyem olsun🌠çünkü yarın akşam atamam planım varr
Doğan
"Burası mı?"
"Evet, inebilirim,"deyip gülümsedim. "Teşekkür ederim Teo, çok güzel bir haftasonuydu. Getirdiğin için de teşekkür ederim. İyi ki varsın."
O da gülümsedi. "Evet. Sen de Mert'i bekletmeden insen iyi olur."
Kollarımı ona sardım. "Önce sarılamaz mıyız?"
Beni kendisine çekti. "Sarıldın bile."
İkimiz de güldük.
"Banuyla her şeyi yerine koyacaksın,"diye fısıldadım.
"Artık umurumda değil."
Birkaç güne içip ağlayacağını biliyordum ama gülümseyip el salladım ve Mert'in evine yürümeye başladım.
Zile basmak üzereyken otomotik olarak kapı açıldı.
Ödüm patlamıştı. Birkaç saniye kapıya bakakaldım.
Merdivenleri seke seke çıktım, dairenin kapısını aralamış, yaslanmış beni bekliyordu.
Çantamı evin içine attım.
Beklemeden onu yakasından içeri çekip dudaklarına yapıştım. Kapıyı arkasından kapatırken dudaklarıma karşılık verdi. Ellerimi omuzlarına çıkardım. Onun da elleri belimi bulurken geri geri yürümeye başladım.
Elimi kapıya atıp rastgele bir odaya çektim ikimizi de.
Arkaya doğru yürüdüğüm zaman bacağıma çarpan yatağı hissettim. Uzandığımda ellerini başımın iki yanına koydu dudaklarımızı ayırıp yüzüme baktı.
İkimiz de titrek nefeslerle güldük.
"Özlemişsin belli,"dedi gülümsemeyi kesmeden. Eliyle alnımdaki saçları ittirdi.
"Sen de, çok."
Saçlarımdan ayrılamadı, yavaşça okşarken masmavi gözleri parlıyordu. "Özledim,"dedi usulca.
Gözlerine baktıkça mahvoluyordum. Yutkunamadım. Kalbim deli gibi sıkışıyordu. "Çok güzelsin,"diye fısıldadı. Dudaklarım hafifçe aralandı ama konuşmaya devam etti. "Neşemsin, huzurumsun...Bırakamıyorum seni."
Kollarımı yukarı kaldırıp ona sarıldığım zaman bedenimi kendisine çekip beni yataktan kaldırdı. Bedenimi kendisine bastırıp belime sımsıkı doladı kollarını. "Düşüncesi bile beni boğuyor, o yüzden seni asla paylaşamıyorum. Oyuncağını vermeyen küçük çocuklar gibi hissediyorum ama kendimi engelleyemiyorum. Başkası sana dokunduğunda öyle sinirleniyorum ki bambaşka birisi oluyorum. Seni kırıyorum, her şeyi yıkıp geçiyorum. Çünkü sadece bana ait olmanı istiyorum. Böyle sımsıkı bana sarılmanı istiyorum."
Yavaş yavaş içimi çekerken dediklerini sindirmeye çalışıyordum.
"Doğan...Ben...Sen olmadan yalnız hissediyorum. Şen şakrak halinle etrafımda olmadığında ben çok yalnız hissediyorum."
Başımı göğsüne gömüp sessiz kaldım. Hiç ağzından duymamıştım bunları. Duymak bambaşka hissettiriyordu çünkü Mert için bunları söylemenin ne kadar zor olduğunu biliyordum.
"Sen etrafımda olmadığında üzerime kara bulutlar çöküyormuş gibi...Karanlıkta boğuluyorum sanki. Birisi boğazımdan kavramış, beni boğmaya çalışıyor."
İç çekti. Dudaklarımı boynuna bastırıp sessiz kaldım. Öpücüğümle birkaç saniye gözlerini kapattı.
"Yalnızlığımı gidermeye çalıştım, spora asıldım, olmadı. Derslere asıldım, yine olmadı. Ülkeleri gezdim, yine olmadı. Sonra Cole ile tanıştım..." Bakışlarımı kaçırdı. "LGBT etkinliklerine gitmeme yardım etti. Başta arkadaştık, çok yakın arkadaş olduğumuzda senden bahsettim. Objektif düşüncesini söylemesini istedim. Böyle olmak beni yormaya başlamıştı ve birisine anlatmak zorundaydım. Kül olduğumuzu söyledi, bitmiş şeyi kurcalamanın beni yoracağından bahsetti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske | boy×boy
Historia Corta"Deli sevgilini başından sav. Unutma ama sen hala bir korkaksın, ben ise burada daha rahatım ve homoseksüelim diye bağırıyorum." BxB (Önce Kamyon'u okumanızı öneririm.)