Doğan
Adi. Tam karşımda dikiliyordu. Üzerimdeki çantanın ağırlığını daha çok hissediyordum.
Kaşımı kaldırıp ona uzaktan bakmaya devam ettim. Görmesi an meselesiydi. Başını çevirince beni gördü. Bir an şaşırsa da toparladı.
"Doğan!"
Ya Doğan.
Karşısında dikildim ve 1.72 boyuma lanet ettim. Başımı kaldırmadan yüzüne dik dik bakmaya çalıştım.
"Oyun başladı,"dedi. "Geç kaldın."
"Rol kesmeyi bırak,"dedim sertçe. "Bunu isteyen sensin. Her yanlış şeyi isteyemezsin ama değil mi?"deyip burnunun dibine girdim.
Gülümseyerek bana eğildi. "Evet Doğan. Haklısın. Ben bir şeyi istemezsem olmaz, farkına varmadın mı? Gecekondu mahallene dön Doğan, sen bir ucubesin. Ucubeler oraya aittir."
Çenemi sıktım. "Lanet bir homofobikten başka bir şey değilsin."
"Senin gibiler sadece ilgi delisi olduğundandır. Oysa ki vasıfsızın tekisin."
"Ya sen? İşin gücün yokmuş gibi çocukça oyunlar kuruyorsun. Bırak artık Baha. Çevrende olmamı istemiyorsan görmezden geleceksin."
"Akıl veriyorsun ha?"
"Lazım olana,"dedim gülümseyerek. Sinirden ellerim titriyordu.
Yakamı tuttu. "Dikkatli dinle ibne. Sen üniversite bile okumaktan aciz bir zavallısın, senin layık olduğun yer burası değil. Bunu öğren. Makyaj yap derim, oradan iyi para kaldırırsın. Ay kanalıma hoş geldiniz!"dedi alayla. "Bırak artık."
"Youtube konusunda bilgilisin ama karnımı doyuracak bir şey değil şu an. Karnımı ne doyuruyor biliyor musun-"
Yüzümde hissettiğim elle güldüm. "Erkeklerle yatmak doyuruyor!"
Bir darbe daha alınca "Aa-aa daha makyaj yapacaktık,"dedim.
"İğrençsin."
"Bir erkeğin makyaj yapması, pembe giymesi onu feminen gay yapmaz. Her şeye cinsiyet belirleyen dar kafalı bir piçsin. Biliyor musun? Haklısın, ben buraya ve senin gibi piçlere layık değilim."
Yakasından ben tutunca şaşırdı. "Senden başarılı bir aktör olacağım ve eşcinsel olduğum halde bu ülkede sizin gibilere inat bir yerlere geleceğim. Benim sizin kadar hakkım yok ama elimdeki her şeyi iyi kullanırım. Her şeyi. Anlarsın. Seninki hariç. Küçükler ilgimi çekmiyor."
"Sen-
"Evet, tam da bunu yapıyorum,"deyip kafayı gömdüm.
Geriye sendeleyince bir tekme geçirdim. Yere çöktü.
"Doğan! Durun! Ne yapıyorsunuz siz?"
Asıl hoca sahnedeydi.
"Şakalaşıyoruz, bak,"deyip ayağımı karnına bastırdım. "Bir daha asla tepeden bakma bana. Yoksa o tepeyi sana monte ederim."
Sızlanmaya başlayınca dizine bastırdım ayağımı. Küfür savurmaya devam etti.
Hoca beni alıp kenera çekti. "Doğan!"
"Küçük diye oluyor öyle şeyler,"dedi Baha'nın yaveri.
"Ah bence o kadar küçük değilim,"dedim gülümseyerek.
"Sen...Sen nasıl böyle konuşursın? İnsanları hırpalıyorsun ve üste çıkıyorsun!"
"Evet,"dedim sırıtarak.
"Ha? Öyleyse atıldın Doğan!"
"Yer arıyordunuz zaten, bahane atmayın ortaya."
"Yazık!"diye sızlandı hoca.
"Asıl size yazık,"dedim geri geri yürürken ve iki elimle de orta parmak çektim.
Herkes kınayan bakışlar atarken bazıları arkamdan bağırmaya başladı.
Durağa yürüdüm.
Bağırışlar hala geliyordu.
Ofladım.
Amma rahatlamıştım he. Sırıtırken korna sesiyle kendime geldim.
"Saatlerce otobüs beklemek mi? Bursa'daki gibi geceleri bomboş da olmaz."
Kimdi bu yavşak? Bursa derken ne demek istiyordu?
"Hadi kardeşim işine."
"Benim işim seni evine bırakmak."
Arabanın camı indiğinde bana da bir inme indi.
"Beni özledin mi velet?"
Tuncay.
Hobaa kimler gelmiş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maske | boy×boy
Short Story"Deli sevgilini başından sav. Unutma ama sen hala bir korkaksın, ben ise burada daha rahatım ve homoseksüelim diye bağırıyorum." BxB (Önce Kamyon'u okumanızı öneririm.)