Bir yandan ağaçların dibini süpürürken diğer yandan düşünüyordum.
"Argh"
Lanet olsun, yine ayağımı bir yerlere çarptım. Keşke tekrar düzgünce görebilsem, ah ah!
Ne yapmalıyım ?
Hani ben savaşçı olacaktım ? Hani beni nice maceralar bekliyordu ?
Daha ben önümü göremiyorum be!
Kör olduğumdan beri kitap bile okuyamıyorum!
"Önüne baksana be insan! Kimi tepiklediğinin farkında mısın sen ?!"
Yerde siyah bulanık bir şey bana söyleniyordu. Gözlerimi kıstım ve ona baktım.
"Bir... Domuz mu ?"
Yani siyah bir domuza benziyordu.
"Sen kime domuz diyorsun be ?! Kör müsün ? Narin ve güzel olan beni nasıl bir domuzla bağdaştırabilirsin ?"
"Hey! Yerleri süpürmeyi kes de beni dinle!"
"Aaaah! Siz insanlardan nefret ediyorum!"
Bulanık domuza benzettiğim yaratık, herneyse işte onu boş verip yerleri süpürmeye devam ettim.
"Bana bak insan! Ben Şeytan ruhuyum! Tilki şeytanı derler bana! Heh heh, korktun dimi!"
O orada kibirlene dursun, bense aradan sıvışayım bir. Ne geveze çıktı bu kardeş be!
"Hey! İnsan nereye gidiyorsun ?"
Peşimden gelen şu yaratığı görmezden gelerek düşüncelerime tekrar daldım. İlk olarak ne yapmalıyım ?
Hayalimin peşinden koşmak için güçlenmeliydim.
Dünya üzerinde meslekler Büyücü ve Savaşçı olarak ikiye ayrılıyordu. İki meslek de aslında dışarıdaki ruhsal enerjiyi bedenlerine çekerek güçlense de iki alan farklıydı.
Savaşçı ruhsal güçleri bedenlerini geliştirmek için kullanırken, büyücüler ruhsal güçleri, ruhsal mana kontrollerini geliştirmek için harcıyorlardı.
Tabii suikastçı ve hayvan terbiyecisi gibi meslekler de bulunuyordu lakin bunlar büyücü ve savaşçı mesleğinin alt dallarına giriyordu.
Ayyy!
Büyücü ve Savaşçı mesleklerinin alt dal meslekleri harika! Keşke hepsini seçebilseydim!
*ağlar*
Lakin ben daha birisini seçemiyorum. Hepsini nasıl yapabileyim ?
Bu nedenle hayalim burada son buluyordu...
Daha gerçekçi düşünmem gerekirse, hava elementine yatkınlığın vardı. Bu da otomatikmen beni büyücü mesleğinin alt dalı olan element kullanıcısı yapıyordu. Öte yandan diğer meslekler hakkında ne bilgiye sahiptim, ne de yakınlığa.
Zaten insanlar emdikleri ruhsal güçle ana güçlerini, kısaca asıl mesleklerini zor geliştirdiklerinden 2. Bir mesleğe sahip olmayı akıllarının ucundan bile geçirmiyorlardı. 2 tane güçsüz, zayıf mesleğe sahip olmaktansa, 1 tane orta güçte mesleğe sahip olmak daha mantıklıydı çünkü.
Her neyse. Her insanın maddesel bedeni olduğu gibi ruhsal bedeni de vardır. Hepimizde var olan ruh, bizlerin ruhsal bedeni olur. Ruh sanılanın aksine tek bir şey değildir. Maddesel bedenimiz gibi bedene sahiptir. Örneğin kalp, ruhsal bedenimizde de kalp bulunur, fakat maddesel bedenimizdeki kalp gibi kan yerine ruhsal enerji pompalar.
Ruhsal bedenimizde de solunum yaparız lakin hava değil, ruhsal enerji çekeriniz ciğerlerimize.
Damarlarımızdaysa ruhsal enerji akar.
İnsan ruhsal bedeniyle ruhsal enerjiyi çeker, damarları onları işleyip ruhsal bedeni güçlendirir ve ardından aldığımız solunumu geri veririz. Kısaca nefes alıp vermek gibi. Aldığımız nefesi beden işler, işleyemediğimiz nefes ve pis nefes dışarıya geri verilir.
Aynı işlem ruhsal bedende ruhsal enrjiyle gelişir.
Asıl sorun ise, maddesel bedenimizde damar tıkanıklığı nasıl sağlık sorunu yapıyorsa, ruhsal bedendeki damar tıkanıklığı da ruhsal bedenin sağlığını bozuyordu. Ayrıyetten ruhsal bedende bulunan damarların açık olması, kapalı olmaması enerjinin daha çabuk emilmesine sebebiyet veriyordu.
Yeterli enerji alındığı takdirde mesleğini daha çabuk geliştiryordun. Kısacası bir döngü gibiydi. Lakin asıl sorun, Ruhsal damarların doğuştan kapalı ya da açık olması...
Ruhsal kalp insanın fiziksel bedeninde mide tarafına denk gelir. Ruhsal kalbin olduğu bölgeye 'çakra' denir ve ruhsal enerjiye kısaca 'qi' denir. Ruhsal damarlar çakradan bedene doğru ağaç kökleri gibi yayılır. Normal bir insanda 13 ruhsal damar bulunur.
Ezik bir insanın bile 3-5 ruhsal damarı, ortalama insanın 6-7 , dahilerin ise 8-9 ruhsal damarı açıktır. Kısaca dahiler daha çabuk enerji emebildiklerinden daha çabuk gelişirler. Doğuştan açık olan ruhsal damarlar dışında kalan damarları açmak çok zordur.
Bana hava elementi kullanıcısı olmam dışında 'çöp' demelerinin bir başka sebebi ise, sadece 1 ruhsal damarımın açık olması. Kısaca eziği de eziğiyim *ağlar*
Her neyse. Şimdiden gelişime başlayıp, karınca hızında ilerlemektense, damarlarımı açıp süratle ilerlemek daha mantıklıydı.
Kısacası ilk olarak nasıl ruhsal damarımı açmam gerektiğini bulmalıydım.
Ve haliyle başa dönüyorduk ki, damar açmak çok zordu!
"Öff öff!"
Sinirle ağaç dalına bastığımda tiz bir çığlık işittim anında.
"Aaah!"
Kahretsin, o tilkinin kuyruğuna bastım galiba.
-Devam Edecek-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🔹️❕Hayalet❕🔹️
Romance1️⃣ Tamamlandı. ___ Başlangıç Tarihi: 10.01.2020 Tamamlanma Tarihi: 03.06.2020 ___ Shi La. Asıl adıyla Shura kaçık, manyak, deli bir kızdı. "Hakkımda saçmalama alırım kelleni!" Shura yazara çakısını doğrultarak konuştu. Ardından yazara tepiği basıp...