30 《Şeytancıklarım》

449 55 3
                                    

Ben ve şeytancıklarım.

Aramızda güçlü bir bağ bulunmaktaydı.

Aslında kim bilirdi ki, onların bir gün canlanacağını!

3 Minik birer ruh...

Kırmızı,mor ve mavi gözlü 3 gri duman ruhu...

Yemek yedikten sonra sofrayı kaldırmadan direk odama kaçtım. Kısaca çocuğun üstüne yıktım heheheh...

Mutluluğum kısa sürmüştü ama.

Annem bu tavrım nedeniyle ensemden sürükleyerek mutfağa beni geri çekti.

Yani...

Sofra yine bana kaldı demekti bu.

Off beee...

Sofrayı hızla kaldırıp tekrar gidecektim ki annem bulaşıkları işaret etti.

Suratımı astım, bulaşık makinası şarttı be!

Lakin onu yapacak teknolojiye, ya da daha doğrusu malzemeye sahip değildim. Yaptığım fırın bile kaba saba, taş devrinden çıkma bir şeydi.

Bulaşıkları ve diğer tüm işleri halleder halletmez odama kaçtım.

O çocuğu da görsem umursamadım ve depolama yüzüğümden mavi kristal çıkarttım.

Bir yetişkinin yumruğu büyüklüğünde olan kristale neşeyle baktım.

Depolama yüzüğümden başka malzemeler çıkarttım ve ikiz kılıçlarımı değiştirerek elde ettiğim çeşitli kısa oyma bıçaklarıyla pek çok kristali oymaya başladım.

Eh tabi, kişi yetenekli olunca iş de çabuk bitiyordu.

Haliyle mavi mücevherlerin oyumu bitmişti bile!

Her bir parça ile insan bedenini oymuştum.

Saçımdan bir tel alıp nefesimden üfledim. Gri duman saçımı uzattı ve sağlamlaştırdı. Siyah saç telim beyaza döndü. İp gibi. İnce, görünmez lakin sağlam.

Her bir saç telimi, kristalin eklem yerlerine yerleştirerek kristalleri birbirine tutturdum.

Mavi kristalle işim bittiğinde karşımda benim boyutumda mavi kristalden oyulmuş, kısa saçlı bir figür bulunmaktaydı. Çocuk figürüydü.

Sol elimi açınca elimde beliren 3 figüre gülümsemeyle baktım.

Mavi olanın alnına ufak bir çentik atıp "Ni! Bu senin" dedim.

Ni mavi renkli şeytan ruhumdu.

Ni sevinçle bana baktı ve kristal bedene doğru uçtu. Bu beden normal lakin dayanıklı kristalden yapılsa da, kalpleri canavar çekirdeğindendi.

Ni bedenle birleştikten sonra normal kristal yavaşça bir insana benzemeye başladı.

Ni gözlerini açtığında bana sevgiyle baktı.

Ahh...

Kalbim...

Niye bu kadar şirin olmak zorunda ki yaa!

Konuşmayı bilmese de onu gözlerinden anlayabiliyordum.

Mutluluk.

Özlem.

Merak.

Korku.

Heyecan.

Karmaşık duygular içerisinde lakin bana da hevesle bakıyordu.

🔹️❕Hayalet❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin