Ruh, yani Yousan "Artık senin öğretmenin olduğuma göre bana 'usta' diye hitap et" dedi.
İki elimi birleştirip tek dizimin üstüne çöküp "Usta" diyerek saygımı sundum .
Yousan başını onaylarcasına salladı ve "İlk ve tek öğrencim sen olacaksın galiba" diyerek iç çekti. "Her ne olursa olsun 'her şeyi mükemmel yapma' gibi bir takıntım olduğundan seni rastgele yetiştiremem. Benim öğrencim tabii ki de en iyisini hak ediyor" dedi bir an egolu bir tavırla.
Ardından "Şimdilik buradan çıkabilmem için sizin yardımınıza ihtiyacım var. Bir yüzüğe dönüştüreceğim ruhumu. Böylelikle senin gittiğin yöne enerji harcamadan gidebileceğim" dedi. Başımı sallayarak onayladım. Tilki de hızla omzumun üstüne çıktı.
"Tilki, sen hep böyle üstümde mi seyahat edeceksin ?"
Tilki gülümsemeyle "Aklımı çalıştırıp yürümeden ilerlemek varken niye yürüyeyim?" dedi.
Ben ise "Tabii bulmuşsun enayiyi kullan kullan" diye söylenerek tekrar şehre doğru ilerledim.
Cidden artık bir yemek yemeliydim yoksa kafayı yiyecektim.
***
Ostim'den aldığım yüzükle bir güzel ziyafet çektim. Öylece masayı donatıp her şeyi mideye indirmenin de bir bedeli olacaktı tabii.
Lakin açken insan düzgün düşünemiyordu. Şimdi ise karnım toktu. Aklım başıma geldiği gibi burada bulunan en pahalı yemekleri seçtiğimden dolayı ağlayasım geliyordu.
Adam yediğim yemeklerin parasını ödememi beklerken "Para yerine bulaşık yıkasam ?" diye ajitasyon yaparak adama baktım.
Aha, ruhu çalkalamaya başladı, kesin sinirleniyor.
Ruhunun sinirden diken diken olduğunu fark ettiğimde bu işin sonunun hayır olmayacağını anlamış ve titreyerek 2 gümüşü masaya bırakmıştım. Titrememin sebebi kesinlikle ağlamamak için kendimi tutmamdı. Ustam yanımdaydı ve onun yanında ağlayarak kendimi utandıramazdım lakin verdiğim her para bedenimden sökülen bir parçammışcasına ruhuma ağır geliyordu.
Gözüme taktığım kumaşın ıslandığını hissettim.
Tilki "Ağladığına inanamıyorum" diyerek iç çekerken ustam "Cidden, olgunumsu davranmasına rağmen hala bir çocuk" diyerek iç geçirdi.
Bir gümüş daha kaybedecek gönlüm olmadığından ormanda uyumak için yönümü ormana çevirdim.
Bir ağacın dalına çıkmanın bu kadar zor olacağını hiç tahmin etmezdim. Lakin inatla deneyince sonunda başarmıştım.
***
Hemen yanımda bir ruh hissediyordum ve bu şerefsiz ruh ellerime dokunuyordu!
Aniden uyanmamla yanımdaki siyahlar içerisindeki adamın korkuyla kaçması bir olmuştu, tabi yüzüklerimle birlikte.
"Lan paralarım!"
Resmen ağlamaklı bir ifadeyle sağ elimi adama uzattım.
Lanet kader, ayırıyor bizi.
Hızla hırsıza doğru koşmaya başlamışken unuttuğum bir şeyi o an hatırladım.
Ben ben bir ağacın dalındaydım ve şuan ayaklarım boşluktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🔹️❕Hayalet❕🔹️
Dragoste1️⃣ Tamamlandı. ___ Başlangıç Tarihi: 10.01.2020 Tamamlanma Tarihi: 03.06.2020 ___ Shi La. Asıl adıyla Shura kaçık, manyak, deli bir kızdı. "Hakkımda saçmalama alırım kelleni!" Shura yazara çakısını doğrultarak konuştu. Ardından yazara tepiği basıp...