48 《İmparatorluk Şehri》

339 57 2
                                    

Annem birazdan yola çıkcakağım için sarılmıştı bana sıkıca.

Vedalaşıyorduk.

Bu arada yolculuğumun arasına Mo Chen'de kaynamıştı. Kendisi de imparatorluk şehrine gideceğini söyledi. Pek kafaya takmadan kabul ettim. Şimdilik bununla uğraşamazdım.

Annemden sonra babam sarıldı bana.

İç çektim.

Galiba şu 'telefonlar'ı bir an önce çıkartabilmeliydim.

Evden ayrıldığımda Su Zifu ile buluştuk. Bu adam'ın da 5 yıllık benimle çalışma sözü vardı. Valla şu ana kadar ne kadar zaman geçerse geçsin ben çalışmaya katmam!
Çünkü bu zamana kadar benim üzerimden geçinmesi yetmediği gibi bir de sadece kendi yeteneklerini sivriltti.

Kısaca kendini geliştirdi.

Bunun bana ne faydası var ?

İmparatorluk'ta bir şirket açmayı düşünüyordum. Lakin benim zamanım değerli, gecemi gündüzümü orayı yönetmekle ayıramazdım. Elimde hazır adam var işte, Zifu'yu Müdür olarak atarım. Benim yerime kontrol eder.

"Li Shi, bizi sen götürür müsün ? Hem gidiş masraflarından kısarız eheh, hem de zaman kısalır ?"

Li Shi iç çekerek kabul etti.

***

"Hey duydun mu, Mo ailesinden Moyan hâlâ bulunamadı"

"Ah o şeytan çocuk mu ? Umarım bir köşede ölmüştür! Böyle bir şeytan yaşamaya değmez"

"Mo ailesinin büyüğü, Moyan'ın dedesi her yerde arama başlatmasına rağmen hiçbir iz yok"

"O çocuk, Mo ailesi için çok değerli, Mo ailesinin büyüğünün bu meseleyi kolayca sonlandıracağını sanmam"

"Çocuğun babası Ye Di, oğlunun kayıp haberini duymasına rağmen hiçbir hareketlilik göstermedi"

"Diyorum sana, o aile tamamiyle şeytan! Kendi oğluna bile değer vermeyen bir adam..."

"Eşi hala hastalıktan kurtulamamış mı ?"

"Bırak hastalıktan kurtulmayı, kadın ölüm döşşeğinde..."

Büyükçe bir barda insan topluluğu rastgele konuşmaya devam etti.

Bunun yanı sıra İmparatorluk Şehrinin sokakları kalabalıktı. İnsanlar cömertçe giyinmiş, âdeta zenginliklerini süslenmişlerdi.

Krallık diğer krallıklara benzemiyordu. Yolları pürüzsüz bir biçimde düz ve desenli betonlar ile kaplıydı.

Tek bir çöp bile bulunamazdı.

Mağazalar lüks bir güzelliğin ötesindeydi.

Shi La ve diğerleri o sırada barın önünden geçerken konuşulanları duydular. Shi La aptalca sırıtıp Mo Chen'e bakıp işaret parmağıyla işaret etti ve "O sensin!" dedi.

Mo Chen, galiba yanlış bir isimle tanıtmıştı kendini. Hem de uzun zamandır evine gitmemişti. Shi La kabaca bir tahminde bulundu hemen.

Mo Chan reddetmedi, kabul de etmedi.

"Sana şeytan diyorlar~"

Shi La dalga geçercesine konuşurken iki kolunu arkasında bağ yapıp başının arkasına yaslayarak yürüdü.

Öte yandan sağır gibi davrandı Mo Chen.

"Yalnız, Asıl isminin Moyan olduğunu niye söylemedin ?"

Bu sefer şaşılacak derecede kısa bir cevap verdi Mo Chen "Chen diğer ismim"

Shi La şaşkınlıkla durdu. Ağzı yere ulaşacak derecedeydi. Şokla mırıldandı "oha cevap verdi..."

Mo Chen, Daha doğrusu Moyan, görmezden gelerek ilerledi.

Öte yandan Li Shi yol boyunca sessizdi.

Shi La kendisine gelir gelmez koşarak önden giden Chen'e yetişti ve konuşmaya devam etti "Burada mı yaşıyorsun ? Bir de şaşılacak derecede büyük bir ailenin oğlusun ha ?"

Chen hala cevap vermiyordu.

Shi La omuz silkerek umursamadan ilerledi.

Bir süre sonra şeytancıklarının aklına soktuğu şeyle dondu, ardından sırıttı.

Hızla Moyan'ın kolunu tutarak "Hehe... Moyan burada gidecek bir yerimiz yok, bizi misafir etmeye ne dersin ?" dedi.

Gözlerini kıstı Shi La. Mo ailesine misafir olarak giderse belki çevre yapma fırsatı bulabilir, iş yaptığında daha bir avantajlı olabilirdi ?

Bunun yanı sıra bir yerde kaldığı için kira masraflarından yırtacaktı!

Canı sıkılınca da Moyanla uğraşırdı!

Hehehehe!

1 taşla 3 kuş lan !!

Yemekleri falan da bedavaya getittirirdi.

Düşüncesiyle gözleri aydınlandı, tilki gibi dar gözlerini sinsice kıstı. Dudakları yavaşça kalktı ve sinsi bir gülümsemeyi ortaya çıkardı.

-Devam Edecek-

🔹️❕Hayalet❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin