🔹️❕Hayalet❕🔹️

38《Kapıdaki Kıyamet》

Sonunda müzayede salonuna girdik. Daha başlamamıştı, çevreme bakındığımda neredeyse tüm koltukların dolduğunu gördüm.

Açıkçası bu müzayede pek bir şey beklemiyordum. Büyük ihtimalle hep bilinen eşyalar olacaktı. İlgisizdim kısaca.

"Bugün buraya gelen tüm konuklarımıza..."

Seksi siyah dar bir elbise giymiş kadın çıktı dışarıya. Siyah maskesi vardı. Tavşan kulağı takmış ve elbisesine uyan, yüzünün yarısını kaplayan siyah maske takmıştı.

Shi La kadını görünce nedensizce tanıdık hissetti. Tüm dikkatini bu tavşan kostümündeki kadına odakladı. Bu nedenle iki kişinin kendine tuhhafça baktığını keşfedemedi.

Bu iki kişi tahmin edilebileceği gibi Li Shi ve Aurum'du.

Aurum kaşlarını çattı ve odağını Shi La'dan ayırmadan "O Shurin ise neden erkek ?" demeden edemedi.

Li Shi de kaşlarını çattı ve Aurum'a bakarak "Bir şey fark etmedin mi" diye sordu.

Aurum Li Shi'ye bakınca, Li Shi ciddiyetle "O bir insan" dedi bastıra bastıra.

Aurum kaşlarını çattı ve "Ama şeytan aurası alıyorum, bir insanın şeytan aurası yayması imkansız" dedi.

Li Shi de ciddiyetle düşündü ve"Galiba Shurin kaybolduğunda bir şeyler yaşandı" dedi.

Bir şeytan insan bedeninde mi?

Bu asla olamazdı!

Ama şimdi gözlerinin önünde kanlı canlı, tüm gerçekliğiyle duruyordu. İnanmaktan başka şansları yoktu.

Aurum'un gözleri bir anda kesinleşti, ciddi bir tehdit hissetti ve tehtidi hissettiği yere, sahneye çevirdi bakışlarını.

Siyah, dar, kıvrımlarını belli eden elbise giymiş bir bayan gördü sahnede. Siyah parlak maske ve siyah tavşan kulakları takmış, gülümsemeyle sunum yapıyordu.

Aurum titredi. Bu kadının aurası ona tanıdık geliyordu lakin tam çıkartamıyordu.

Li Shi de aynı düşüncelere sahipti, rastgele seyircilerden birini dürttü ve "Bu sunucunun adı ne" diyerek sordu gözlerini sahneden ayırmadan.

Dürtülen adam ilk başta rahatsız olsa da, kendisini dürten kişinin güzel bir bayan olduğunu görünce rahatsızlığını unutup centilmen bir erkek gibi davranarak gülümsemeyle cevap verdi "Bu kişi gerçekten tanınmış bir çalışan. Söylentilere göre satamadığı hiçbir şey yokmuş. Bu nedenle bütün iş adamları tarafından istenilen biri. İsmi...

Gerçek ismini kimse bilmiyor ama ona genellikle 'Bayan Yıldız' diyoruz. Bir de ikizi var"

Aurum ilgiyle adama baktı ve "İkizi mi ?" demeden edemedi. Kaşlarını çattı, bu 'ikizler' muhabbeti ona hoş olmayan bir geçmişi hatırlattı.

Adam sabırla açıkladı "Evet, erkek bir ikize sahip. Sahnedeki kadına genellikle "Bayan Yıldız", ikizine ise "Beyaz Tavşan" deniliyor"

Aurum keskince sahnedeki kadına baktı. İçinde bir huzursuzluk kıpırdandı.

Shi La'da aynı durumdaydı. Aklına geçmiş gelince gözleri karardı. Neyse ki gözleri bir bezle bağlıydı da fark edilmedi.

Nefes alış verişleri düzensizleşti ve yumruğunu sıktı.

Hızla yerinden kalkıp "Ben bir hava alacağım" diyerek dışarıya çıktı.

Arkasından uzaklaşan sırtını izleyen Mo Chen tuhaftı. Shi La'nın tuhaflığını sezdi. Yavaşça yerinden kalkıp arkasından takip etti.

Dışarı çıktığında Shi La'yı ağaca yaslanmış sigara içerken gördü.

Mo Chen, Shi La'nın bu sefer hindistan cevizi aromalı sigara içtiğini fark etti. Çünkü her tadın kendine özgü kokusu etrafa yayılıyor, bununla da kalmıyor dumanları o renkte oluyordu. Eğer çilek aromalı içseydi sigara dumanı pembe renkte olacak ve etrafı çilek kokusu saracaktı.

Hindistan cevizi kokusu çevreye yayılırken sigaradan beyaz dumanlar çıkıyordu.

Shi La içine bolca nikotin eklediğinden sigara kendisini biraz yatıştırmasına ve sinirlerini hafifçe felç etmesine sebep olacaktı. Kısaca sinirlerini bastırıyordu, bu nedenle ne zaman öfkelense sakinleşmek adına sigaraya dayanıyordu.

Öte yandan birkaç dakika önce Shi La müzakere salonundan ayrılırken 'Bayan Yıldız' ardından baktı ve sinsice sırıttı.

Kırmızı dudaklarından çekici metalık bir kahkaha salonu donattı.

Müzayede salonundaki erkekler etkilenerek bakıp bedenlerinde bir sıcaklık hissederken kadınlar bile bu cazibeye kapılmamak adına bakışlarını çevirdi.

Sadece Li Shi...

Şuan ne kadar şokta olduğunu bir o biliyordu. Çünkü bu kadın...

Ona gerçekten tanıdık geliyordu ve eğer bu tanıdıklık hissi doğruysa şayet, kıyamet kapıdaydı.

-Devam Edecek-