10 《Anka》

560 77 16
                                    

Birkaç gün içinde Tilkinin arkadaşı Anka'yı görmeye yola çıktık. Tabii ustam mor yüzüğünde, kısaca kendi yerinde dinlenip enerjisini topluyordu. Tilki her zamanki gibi omzumda otururken Su Zifu ise arkamdan geliyordu.

"Burası mı ?"

Açıkçası sıradan bir ormandaydık. Tilkinin arkadaşı olduğunu düşününce bir an efsanevi bir yaratık olacağını düşünmüştüm. Sonuçta tilki elmas seviyesinde bir yaratıktı.

Tilki "Dur" deyince durdum. Minik ve sivri burnunu yukarı yükseltip bir iki kere havayı kokladı. Koklarken burnu sevimli bir şekilde hareket etti.

"Burada ne arıyorsun insan ?"

Alışılmadık bir ses kulağıma ilişince arkamı döndüm. Karga boyutunda kızıl tüylerle süslü bir kuş vardı karşımda. Gözlerinin içinde sanki ateş vardı ve yanıyordu. Minikti lakin verdiği baskı olağan üstüydü.

Zarifti ve keskin bakışlara sahipti.

"Ben tilkinin arkadaşıyım"

Keskin gözleri bedenimde dolaşırken gezdiği her yer sanki tenimde bir keskinlik bırakıyordu.

"İnsan, ne dediğinin farkında mısın ?"

Sesi ürkünçtü ve bedeni her an atağa geçip beni parçalayacak gibiydi. Pençelerindeki sivrilen tırnaklarını gördükçe sanki azraili ensemde hissediyordum.

"Tilki şu an yanımızda."

Kanatlarını sinirle açtığında yutkundum "Onun ruhu şuan burada ve bunu kanıtlayabilirim"

Tilki hızla aklıma dokundu. Bedenimin kontrolünü kaybettiğini hissettim.

Tilki bedenimi ele geçirmişti.

***

"Hey Anka görüşmeyeli epey bi oluyor. Ne dersin ?"

Shi La'nın bedenini kontrol eden tilki epey bir kibirle gülümsedi.

Anka gözlerindeki şaşkınlığı gizleyemeyerek "İmkansız... olamaz...sen...sen ölmüştün!" diye haykırdı.

Tilki sırıttı.

Tilkinin sırıtışını gören Anka ise gerildi. Bütün bedeni titriyordu "T-Tilki, b-bak b-ben..."

"Sen ne ?" Tilki kaşlarını çattı. Bir göz açıp kapamayla Ankanın arkasında belirip onu tekmeledi.

Ankanın savrulan bedeni 4 ağaca çapıp ağacın gövdelerini yok etti. 5. Ağaçtaysa durdu.

Epey bir yaralanan anka hareket edemeyecek duruma geldi.

Tilki gözündeki bandajı çıkarttı. Shi La'nın bedenine geçtiğinden altın sarısı gözleri gümüş rengine dönmüştü.

"Anka, ne diyeceksin ? Bana ihanet ettiğini mi itiraf edeceksin? Oysaki hayatını kurtarmıştım"

Alay ederek güldü ve küçümsemeyle "Peki ya sen ne yaptın ? Her neyse şuan işim senle değil. Ölmek istemiyorsan sökül. Kraliyet Tüyünü ve Bilinç Gölünün yerini istiyorum. Bu iki şeyi bana verirsen yaptıklarını unutacağım"

Anka başını sallayarak onayladı. "Bilinç Gölü, seninle önceden sıkça gittiğimiz bölgede. Horyat tepesinde. Kraliyet Tüyü ise... korkarım bunu sana veremem"

🔹️❕Hayalet❕🔹️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin