Sonunda şehre ulaşmıştık. Kalabalıktaki insanların ruhları pek çok renkteydi.
"Tilki, ruhu kararmış olanlar kötü fikirlere sahip olanlar değil mi ? Yani kötü insanlar ?"
Tilki başını salladı ve "Evet, tam tersine ruhu parlak olanlar da iyi olanlar. Ruhları ne kadar parlaksa o kadar iyilik yapmışlardır, ne kadar koyuysa o kadar kötülük yapmışlardır" dedi.
"Peki ya saydam olanlar ?"
Tilki sorduğum soru ile bir an irkildi. Ardından "O kim bilmiyorum lakin o kişiden uzak dur!" Tilki endişeli ve sert bir tonla beni uyardı. Başımı sallayarak kabul ettiğimi belirttim. Sonuçta merak kediyi öldürürdü. Hem o adamla uğraşacak ne halim vardı, ne de zamanım.
"Tilki o zaman ilk şu dükkana girip bir göz bandajı falan alalım. Gözümü kapalı tutmak cidden çok zor. Refleksen açasım geliyor"
"Biraz da temiz kıyafet almak istiyorum. Üstümdeki hiçbir yerimi örtmüyor. Giymesem daha mantıklı olur yahu!"
Tilki başını salladı.
Dükkana yaklaştım. Dükkanın sahibi 40'lı yaşlarında aşırı makyajlı bir kadındı. Ruhu biraz kararmıştı, sinsi bakışlara sahipti.
Benim geldiğimi görünce yüzünde bir an tiksinç bir ifade oluştu, ardından da ilgisizce bakışlarını başka yöne çevirdi. İyi ki kovmadı, çünkü diğer dükkanlar arasında en kötü ve kalitesiz olan buydu. Bu beni kovarsa diğerleri ala ala atarlardı.
Ben de hızla geçip elbiselere baktım. Erkekler ve çocuklar için olan tarafa gittim. Elbiselerin hepsi uzundu.
(Geleneksel çin kıyafetleri gibi. Google'a 'anime chinese boy' yazın ve üstündeki kıyafetleri inceleyin. Bir fikir edinirsiniz. İsmini unuttum ben, yoksa yazardım)
Dükkanda satılan en iyi elbiseler arasında ilgimi çeken beyaz renkli, altından yapılma iple nakışlanmış bir kıyafetti.
Beni öyle bir büyülemişti ki, gözlerimi alamıyordum. Bu elbiseyi kesinlikle istiyordum !
"Tilki bu elbisenin de ruhsal enerjisi var ? Ben sadece canlıların ruhsal enerjisi olduğunu sanıyordum."
Merakla omzumda oturan tilkiye baktım.
"Öyle zaten. Bu kıyafetin dikiminde ve süslenilmesinde kullanılan altın iplik, bizim türümüzden bir tilkinin kürkünün ipe dönüştürülmesiyle yapılmış. Shi La, bu elbiseyi al kolay hareket etmeni sağlayacak. Hem de hafif bir elbise olduğundan daha rahat olacaksın"
Biraz gergince "İyi de senin için sorun olmaz mı, sonuçta aynı türsünüz ?" diye sordum.
Tilki iç çekerek "Neden sorun olsun ? Biz yaratıklar arasında insanları yiyenler ve avlayanlar olduğu gibi aynı şekilde siz de de yiyen ve avlayanlar var. Her şey karşılıklı sonuçta. Tek taraflı düşmanlık geliştirmek saçma olur. Hem tek taraflı düşmanlığı sadece geri kafalıklar yapar."
Başımı salladım ve elbiseyi alıp kadının yanına yürüdüm. Bir şey demese de aşşağılayan gözleri açıkça 'Bu kıyafeti alacak paran var mı ?' diye soracağı soruyu belli ediyordu.
Kadını görmezden geldim ve dükkanda bakınmaya tekrar döndüm. O beyaz elbiseyi sevmemin nedenlerinden birisi, elbisenin gümüş saf bir ruhsal enerjiye sahip olmasıydı.
Elbiseye uyan beyaz uzun iki bandaj aldım. Biri uzun saçlarımı bağlamak içindi, diğeri ise gözlerimi.
"Tilki, senin istediğin bir şey var mı ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🔹️❕Hayalet❕🔹️
Romance1️⃣ Tamamlandı. ___ Başlangıç Tarihi: 10.01.2020 Tamamlanma Tarihi: 03.06.2020 ___ Shi La. Asıl adıyla Shura kaçık, manyak, deli bir kızdı. "Hakkımda saçmalama alırım kelleni!" Shura yazara çakısını doğrultarak konuştu. Ardından yazara tepiği basıp...