Medya Estelle Eckart (Frederick).
Estelle'nin Anlatımıyla:
"Her şey mükemmel gidiyordu. Defalarca suikastta uğrasam da iyiyim. Çünkü hayatım boyunca değer verdiğim tek kadın Yvona, her zaman yanımda olacağını söyledi. Ben babamın tahtına geçip İmparator olacağım! Üvey annemi ve üvey kardeşimi ortadan kaldıracağım. Böylece yoksulluk kalmayacak. Büyücülerin hepsi ölecek, böylece hiç bir büyücü bir insanı öldürmeyecek. Ben Kallisto Regulus, Yvona'yı Eckart ailesine kabul ettireceğim.
O Prenses olma makamına sahip tek kişi. Bu yüzden kendi ellerimle, onu defalarca öldürmeye çalışan sahte Prenses Penelope Eckart'ı öldüreceğim!"
En sevdiğim noveli telefonumdan okuyarak mutluluk çığlıkları atıyordum. Kaçıncı defa başladığım önemli değil. Sadece bu hikayeye bayılıyorum! Odamda kalkıp kahvemi alarak yudumlamaya devam ettim.
* * *
Her zaman çoğu sahnesinde çığlık atıyorum. Ve evet. Kallisto'nun da dediği gibi benimde hayatım mükemmeldi. Ta ki sabahın köründe gözlerimi kendi tek kişilik geniş dairemde açmak yerine kocaman bir malikanede açana kadar.
"B-Ben neredeyim!?"
Hızlıca yanıma gelen bir sürü kişi bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Markiz uyandı!"
"Koşun haber verin!"
Yanımdan ayrılan bir sürü kişi ile şaşkınlığım arttı. Tam ağlayacağım anda ellerimi görmemle durdum. Oje mi sürmüştüm? Oje almam ya da sürmem çünkü nefret ederim! Ama kim bana oje sürdü?! O anda ayaklanarak yataktan kalktım. Ve o an ikinci bir şok geçirdim. Ne kadarda tanıdık bir çizim.
Son bir kez baktığım da aslında bunun kendi yüzüm olduğunu anladım. Dokunabiliyordum. Kirpiklerimi ve dudaklarımı hissediyordum. Bu bensem, aynada ki kadın benimle aynı kadın ise ben bir ihtimal reel karne mi oldum? Hayır, eğer öyle olsaydı bir bebeğin vücudu olurdu. Düşüncelerim daha önce defalarca okuduğum novel ve webtoonlara gitti. Ruhum yer mi değiştirdi?
Her şeyi bir kenara bırakarak kendimi incelemeye devam ettim. Kırmızıya çalan saçlar ve sarı gözler. Benim için "Markiz" dediler. Bu oldukça yüksek bir rütbe, en düşük Baron ondan yüksek Vikont, Vikont'un üstü Kont'tur. Kont'un üstü ise Marki, Marki'nin üstü Dük'tür. Ben şu an bulunduğum İmparatorlukta en yüksek 3. düzey ailesi olan bir soyluyum. Bu oldukça yüksek gerçekten de yüksek.
Peki ben kimim? Hizmetçiler bana doğru gelirken aniden tanıdık gelen birini gördüm. Nelon! Benim şahsi hizmetçim. Ama bir dakika, bir dakika ben bunu nereden biliyorum?! Yoksa bu beden... Evet, bu bedende ki bütün anılara sahiptim. O zaman bu oldukça iyi bir şey. Hafızamda her şey otururken adımın Estelle Frederick olduğunu hatırladım.
Şu anki İmparatorun kız kardeşi ve en yakını. Ama neden İmparatorun adı ve her şey bir yerden bu kadar tanıdık? Bu en son okuduğum novelin dünyası, dahası ben bu hikayede neredeyse hiç bahsedilmeyen bir yan karakterim!
Bunu kabul etmiyorum!
* * *
Kendimi Estelle Frederick olarak kodladığımdan bu yana neredeyse 1 ay geçti. Ben ana kadın karakter Yvona ile tanışmak istiyorum! Nerede acaba?! Evet, bunlar oldukça komik düşünceler. Yvona'nın olduğu bu novel dünyası ile hikaye çok farklı. Ben Estelle olarak Edward'ın kalbini ve güvenini kazandım. Bunun nedeni hem Penelope'nin hem de Yvona'nın iyi geçinmesini sağlamak içindi. Nedense hikayeyi okuduğum da Penelope'nin Yvona konusunda bu kadar ısrarcı olmasının nedeninin farklı olduğunu düşündüm. Bir sürü açı ile şimdi etrafı gözlemlediğim de, bir sürü tanımadığım karakter de hikayeye dahil olmuş durumda. Bu aslında novel yazarının bizden bir sürü şey sakladığına işaret değil mi?
Novelin adı ise oldukça tuhaftı. "Magicis Persona", hikayeyi yazan yazara bir sürü kez neden bu adın konulduğu sorulsa da asla yanıtlamadı. Ama şimdi ki hayatımda dil bilgim oldukça iyi. Ve dikkatli bakınca söyleyebilirim ki...
Penelope ile yüz yüze tanıştım. O sadece mutlu olup hayatta kalmaya çalışıyordu. O zaman neden bu kadar acımasızca, defalarca öldürülmeye çalışıldı. Onu diri diri yakmaya çalıştılar, bıçakla yaraladılar ve dahası ölecek kadar defalarca dövdüler. Hepside Kallisto'nun Yvona intikamı içindi. Bunun nedeni ne?! Onun için sayısız gece uyumayıp nasıl ağladığımı hatırlıyorum. Başta hikaye başlığının Latince olduğunu hiç anlamamıştım.
* * *
Aradan uzun bir zaman geçti ve ben Estelle Eckart oldum. Penelope ile aynı evde kalıp uzaktan olayları izlemek her şeyi daha da tuhaf kıldı. Hikaye başlığının anlamı Latincede "Büyülü Maske" demek. Yazar hikayeyi tamamıyla Veliaht Prens Kallisto Regulus'un bakış açısından betimlenerek anlatdı.
Sayısız defa büyücülerin ne kadar kötü olduğu ve hepsinin nasıl adam öldürdüğünden bahsetti. Ama bunların hepsi Kallisto'nun bu dünyaya bakış açısıydı. Belki de Kallisto'nun bu hikayede ki bakış açısı çok yanlıştı. Yvona'yı bir azize ve Penelope'yi ise eşsiz bir güzellik olan kötü ana kadın karakter olarak beynine oturtmuştu. Ama ya Penelope başından beri iyi ise, Yvona gerçek kötüyse?
Bunu her geçen gün daha da detaylıca inceledim. Ve kesinlikle öyleydi. Bu durumda nasıl olur da Penelope Yvona'nın geri geleceğini bilsin!!?? Belki de her şeyi Yvona planladı?!?! O gün Edward ile evliliğimden bu yana oldukça geçti. Penelope'nin yaş seremonisine aylarda kalsa netim.
Her şey için Penelope'ye yardım edeceğim!!
"Anneciğim bir sorun mu var?"
Ahh, benim minik meleğim~~! Üvey annende olsam seni korumak için elimden geleni yapacağım!
"Hayır, tatlım. Bir sorun yok!"
Bu durumda Yvona ana hikayeye geri gelse bile ona hayatı bezdirmek için elimden geleni yapıp önceki hikayede ki Penelope'nin intikamını alacağım.
- Yazar Notu: Arkadaşlar olay şu:
Penelope'nin oynadığı oyun aslında bir novel. Yani Penelope önceden hikayesi yazılan bir şeyin oyununu oynuyor. Estelle ise bu hikayeyi okusa da oyununu oynamıyor. Hikaye yani novel, Kallisto Regulus'un bakış açısından. Ama oyun Yvona'nın bakış açsından. İkisinin de yapımcısı aynı.
Peki bu yapımcı kim? Tabii ki de Tanrı. Estelle ve Penelope bu hikayede umarım birbirine iyi birer destekçi olur. Tanrı bu sefer kötü cadı Ririe'nin kazanmaması için duvarlarını sıkı ördü.
Neyse, başka bir ekstra bölümde görüşmek üzere! ^-^ Yeni bölümü merakla bekleyin! -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villains Are Destined To Die
FanfictionKüçük yaşta çok güçlü bir büyücünün kızı olan Penelope genç yaşta annesi Priscilla'yı kaybetti. 12 yaşına kadar yanlız bir şekilde sokaklarda büyüdü. Bir gün İnka İmparatorluğunun tek Dük ailesinin başı ile karşılaştı. Eckart Ailesinin Dük'ü kendi k...