Bugün evden bir an önce ayrılmam gerek gibi duruyor. İnka İmparatorluğunda son kez bulunacağımı düşünüyorum. Kallisto'nun mektubunun ardından bazı gerçekler ortaya çıktı. Manevi babamın, benim evlenmem konusunda ne kadar hassas olduğu gibi.
Hatırladıkça gülsem de, Kallisto'nun bana olan vedası gerçekten de etkileyiciydi. Belki de hatalı olan bendim? Odamın kapısının çalınması ile irkildim. Bu en son olduğun da Kallisto'nun mektubu geldi!
"Girin!" Kapının yavaşça açılıp kapanmasıyla, gelenin Dion olduğunu gördüm. Hala Eckart ailesi adına çalışıyor olmalıydı.
"Merhaba, Leydi Penelope."
"Merhaba, Dion. Seni buraya getiren nedir?"
"Bugün Leydim ayrılıyor. Yani bende gelmek ve görüşürüz demek istedim." Eğer Eclipse'de hayatta olsaydı, ne olurdu? Bu düşünce ile kendime güldüm. Ölen bir erkek ana karakter? Hala tuhaf geliyor.
"Leydim!"
"Evet?!" Beni korkutuyorsun! Ağzında ki baklayı çıkar ve git!
"Bu kısa sürede, size hizmet etmek bir onurdu!!"
Aniden yere doğru eğilmesi ile durdum. Bu, gerçekten de beklemediğim bir şeydi. Ama sanırım Dion'u oradan çıkarmak şimdiye kadar yaptığım en iyi şey olabilirdi.
"Bende seni oradan aldığım için çok mutluyum. Umarım kendine iyi bakarsın."
"A-aslında Leydim."
"Evet?"
"Ben devam etmek istiyorum!"
"Ne?" Devam mı etmek istiyorsun? İşine zaten devam edecek. Belki de ben gittikten sonra kovulmaktan korkuyordur?
"Ben Leydim'e hizmet etmeye devam etmek istiyorum!"
"Ah, şey... Benimle gelmek ister misin?"
"Evet!!"
Beraberim de birini daha sürükleyeceğim gibi duruyor. Umarım ikimizde orada mutlu oluruz. Dion mutlu bir şekilde odadan ayrılırken bende cam kenarından bahçeyi izlemeye başladım. Emily benim için bazı eşyaları valize koyarak zaten hazırlık yapmıştı.
Uzun zaman sonra bu oyunda yapacak pek bir işim kalmadı. Yvona'nın idamı ile yıkılması gereken İmparatorluk çok daha sağlamlaştı. Bu durumda duyduğum kadarıyla -Derrick'ten-, Vinter için mevki yükselmesi oldu. İmparatorluğa olan sadakati ve yıllarca bir sürü ulus tarafından aranan bir cadıyı bulması nedeniyle, Dük mevkisine yükseldi. Babam başından beri Vinter'ın daha fazla bir mevkiyi hak ettiğini söylerdi. Mutlu olmuş olmalı.
Bense burada ki son günümde biraz daha bahçe havası alıp özleyeceğimi düşündüğüm serayı bol bol gezdim. Arada sırada Leydi Estelle ile de çay içtim. Yani bu saate kadar böyleydi. 1 saat içinde yola çıkacaktım. Ta ki Fennel gelip kapıyı çalana kadar...
"Leydim, bahçeye çıkmak ister misiniz?"
"Neden ki?" Şu anda biraz daha dinlenip gitmeyi planlıyorum. Ama neden bu kadar gerginsin Fennel? Sanki soğuk terler akıtıyor gibiydi.
"Leydim neden malikanenin önüne gelip kendiniz neler olduğuna bakmıyorsunuz?"
"Pekala?" Davranışların çok şüpheli. Buna rağmen merak ettim. Dışarı da neler oluyor?
Güya oyundan kurtulduğum için tatildeydim. Kendimi avutma yöntemim oldukça güzeldi. Üzerime geçirdiğim ince bir yelek ile dışarı çıkmak için odamdan çıktım. Malikaneden çıktığımda bile ufak tefek gürültüler duyabiliyordum. Gözlerim yanımda ki Fennel'e gittiğinde hiç bir şey demeden gülümsedi. Nihayet gözüme siyah demir kapı çarptığın da şaşırdım. Ne oluyor?
Demirlerin diğer tarafına geçip sokak ortasında ki kalabalıkta ne olduğunu merak ettim. Tuhaf bir şekilde demirlerin diğer tarafına Fennel ile geçtikten sonra bütün kalabalık arasında bana bakan birini fark ettim. Mor ve mavi arası gözler ve güneşin yansıması ile gümüşe çalan saçla vardı. Bana bakan gözleri ise adeta parlıyordu.
Sokağın ortasında bir sürü arabanın arkasında mavi güller vardı. Hem halktan hem de bir kaç kez karşılaştığım Eckart şövalyeleri merakla bize bakıyorlardı.
Vinter elinde ki, mavi gül demetini bana doğru uzattı. Ben oldukça sade giyinmiştim. Beyaz ve mavi arası hafif renklerde bir elbisem, 3 santimetrelik beyaz topuklu ayakkabılarım ve üzerimde mavi renkte ince bir yelek vardı. O ise benden çok daha farklıydı. Lacivert renkte ceketi, onun içine giydiği beyaz renkte bir gömleği ve lacivert renkte bir pantolon giymişti. Dük olduğundan kaynaklı, artık ceketinin omuz kısmında altın renginde bir sürü örgü şeklinde ip ve bir kaç tanede broş vardı.
Bana verdiği gülleri alarak yavaşça kokladım. Tam burnumdan uzaklaştırdığım anda Vinter tek dizinin üstünde çökerek bana baktı. Sadece benim duyabileceğim şekilde -kısık sesle- söylediği sözler kendime gelmemi ve ne yaptığını anlamamı sağladı. "Senin geldiğin yerde, böyle yapılıyordu. Değil mi?"
Dilim hareket edemedi. Ağzımı oynatamadım. Olduğum yerde elimde tuttuğum güllerle dururken o ceketinin cebinden kırmızı bir kutu çıkardı.
- "Üniversitesini okuduğunu söyledin? Peki, başka ne yapacaktın?"
- "Büyük ihtimalle birisi ile evlenme teklifi alıp evlenirdim. Ama o kişide babamın belirlediği biri olurdu."
- "Evlenme teklifi?"
- "Evet, adam kırmızı bir kutu açarak 'Benimle evlenir misin?' diye sorar. Kırmızı kutunun içinde tek taş elmaslı bir yüzük oluyor genellikle. Ama böyle sade sormuyor! Romantik bir ortam yaptıktan sonra."
Aniden aklımıza gelen konuşmamla kıpkırmızı oldum. Ben neden böyle bir şeyi ona anlatmıştım ki? Vinter konuşmaya başlarken bütün dikkatler bize kesildi.
"Benimle evlenip hayatta olma ve gülümseme nedenim olur musun? Şimdi ve sonsuza dek."
>SİSTEM< Vinter Berdandi...
HATA!
HATA!
Sanırım artık sistemin ne dediği zerre umurumda değildi.
"Evet, ben... Gerçekten çok mutluyum." Gözlerimden yaşlar teker teker düşerken Vinter yüzüğü benim parmağıma taktı. Elleri ile benim yüzümü sildi. Belimden tutarak beni defalarca döndürmesi ile bende o da herkesin duyabileceği yükseklikte gülmeye başladık. Etrafta ki herkes bizi büyük bir coşku ile alkışlarken mavi gül yaprakları, İnka halkı, Eckart ailesinin şövalyeleri ve sistem bizi izliyordu. Bütün herkes bütün mutluluğumuza ortak oldu.
[OYUN BİTTİ.]
Kimsenin Anlatımıyla:
Herkes mutlulukla gülerken onları uzaktan izleyen biri vardı. Her yerde ve her zaman dış görünüşü değiştiren Sistemimiz, bu sefer de bir çocuk olmuştu. Uzaktan onları izlerken onlara bir hediye verdi.
"Umarım sonsuza dek mutlu olursunuz."
Böylece tekrardan ölseler bile, gene birbirlerini bulacak olan çift, birbirlerine hiç bir şeyin farkında olmayan bir şekilde sarıldı. "Mutluluklar!" Çocuk tekrardan eski haline geri döndüğünde Sistemde ortadan kayboldu.
- ANA HİKAYE SONU -
Yan hikayeler ve ekstra hikaye bölümlerinde görüşmek üzere!!
Takipte kalmaya devam edin!!
Sizleri seviyorum. Gelecekte yakında gelmesini planladığım bir kitabım var. Umarım onuda beğenirsiniz. Başka böyle hayran kurgu istediğiniz webtoon hikayesi var mı?
Kendinize dikkat edin! ^-^
En kısa sürede,
Derrick Eckart
Kallisto Regulus
Arlond Arlanta
Yan hikayeleri gelecek! Reynold ve Aria içinde eğer isterseniz ekstra hikaye bölümü yazabilirim?
Başka kitapların sayfalarında görüşmek üzere! ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villains Are Destined To Die
FanficKüçük yaşta çok güçlü bir büyücünün kızı olan Penelope genç yaşta annesi Priscilla'yı kaybetti. 12 yaşına kadar yanlız bir şekilde sokaklarda büyüdü. Bir gün İnka İmparatorluğunun tek Dük ailesinin başı ile karşılaştı. Eckart Ailesinin Dük'ü kendi k...