Bana emin adımlarla yaklaşırken azda olsa korkmuştum. Ama zaman geçtikçe kimin size zarar verip kimin size zarar vermeyeceğine ikna olursunuz. Bu yüzden etrafıma baktığım da azda olsa mutlu oluyorum. Hızlıca bir göz gezdirirken yan tarafımda oturup önemli kişilerle konuşan Vinter'ı görmemle afalladım. En son bilezik için görüştük.
Vinter'ın gözleri bileziğime giderken aniden gözlerinin nasıl titrediğini gördüm. Bu pek önemli değil. Sonuçta her zaman her şey değişiyor.
[İlgi %98]
Benim için endişelendiğinden ilgisinin yükseldiğine emindim. Ama bu endişenin işe yarayacağı bir durumun yaşanmaması için dua etmemiz lazım. Aniden yanımda beliren Reynold beni şaşırttı.
"Bak."
Elinde ki kutuyu bana göstererek gülümsüyordu.
"Bu da ne?"
"Neden açıp bakmıyorsun?"
Minik kutuyu elinden alıp açtığım da gördüklerime inanamadım. Minik tavşanlar, hemde 4 tane. O kadar miniklerdi ki.
"Onlar çok tatlı!"
"Bana avcılık yarışmasında tavşan istediğini söyledin. Ama o kadar çok şey yaşandı ki, ben şimdi fırsat buluyorum."
Elleri ile saçını dağıtırken oldukça utanmıştı.
[İlgi %78]
"Komşu Krallıklarda oldukça yüksek fiyata satılıyorlar. Değerleri paha biçilemez bir tür. Onları o renge getirmek ne kadar zor biliyor musun?"
Şimdi dikkatli bir şekilde bakınca fark ettim de, bir tanesi turkuaz biri kırmızı diğeri yeşil diğeri ise tamda saçlarımın renginde.
"Teşekkür ederim."
"Onlara iyi bak. Artık sen onların annesisin. Mutlu yıllar Penelope."
Hızlıca uzakta duran Emily'e onları uzattım. Benim için iyi bakacağına eminim. Reynold arkadaşlarının yanına giderken yanıma nihayet gelmiş olan Arlond sadece benim gözlerime bakıyordu.
Suratının ne kadar kırmızı olduğundan kendisinin bile net bir nedenini bilmediğine emindim.
"Çok güzelsin. Eğer..."
Elleri yavaşça ellerime dolanırken konuşmaya devam etti.
"Eğer bu kadar güzel olacağını bilseydim, daha farklı bir şey alırdım."
Nihayet ellerimin ikisini de sıkıca tutarken safir mavisi gözler bir tek bana bakıyordu. Ama o beni utandırmak istercesine sözlerine devam etti.
"Ama eminim ki başka bir şey alsam bile sende bir şaheser gibi dururdu."
Cevap vermek için zırvalamaya başlarken sırıtıyordu.
"Şey..."
"Ben..."
Cümleleri toparladığımda: "Teşekkür ederim."
Bu iki kelimeyi bir araya getirmek ne zamandan beri bu kadar zordu? Gözlerim saçlarının üstünde ki ilgiye gitti zaman daha da şaşırdım.
[İlgi %90]
Şey ben oldukça şaşırdım. Öncelikle onca yaşananın ardından benim yanımda kalmasını ya da gelip benim yaş seremonime katılmasını beklemiyordum. Şimdi düşününce Arlond kaç yaşındaydı? Eğer Penelope'nin rotasındaysa büyük ihtimalle 18 yaşından büyüktü. Kaç yaşında olduğunu öğrenmek için yaş seremonisini sormalı mıyım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villains Are Destined To Die
FanficKüçük yaşta çok güçlü bir büyücünün kızı olan Penelope genç yaşta annesi Priscilla'yı kaybetti. 12 yaşına kadar yanlız bir şekilde sokaklarda büyüdü. Bir gün İnka İmparatorluğunun tek Dük ailesinin başı ile karşılaştı. Eckart Ailesinin Dük'ü kendi k...
