Ben oyunda olduğumu bilsem de sanırım Vinter' ın bir ilgi göstergesinin olduğunu unuttum...
[İlgi 93]
Ama eğer bu ilgi seviyesinde bana aşk itirafı etmezse onunla mutlu sona asla ulaşamam. Oyunun lanet olası kurallarından biri eğer erkek ana karakterlerden biri ile mutlu sona ulaşacaksan, o kişinin sana aşk dolu sözler fısıldaması gerekir? Neden bu kadar saçma bir kural koyulur ki? Pekala, aynı oyunun istediği gibi bana o sözleri fısıldamasını beklemek zorundayım.
"Marki?"
"Sen yanımda olduğun taktirde iyiyim."
Ah, baş hizmetçi temizlemek için getirdiği süpürgeyi yere düşürdü. Ellerim titrerken aniden yüzümü o tarafa çevirmiştim. Bana bakışları neden bu kadar tuhaf? Sanki...
"Ah, aşırı mutluyum!"
"Nihayet babanız yattığı yerde mutlu olabilir!"
Gözlerinin dolduğunu görüyordum. Ama neden bu kadar duygulandı? Vinter' ın babası cidden oğlunun evlenmesini mi bekliyordu? Gariptir ki ellerini benden çekip eski yerine geri koydu.
"İstersen gidebilirsin. Ama neden bu gün burada kalmıyorsun?"
"Babam her hangi bir durumda endişelenebilir."
"Haklısın. O zaman beni habersiz bırakma."
Kendimi bir kaç saniye boyunca kapı dışarı bulmuştum. Vinter kendi odasında dinleniyor bende çadırdan ayrılmaya hazırlanıyordum.
"Leydim?"
"Efendim?"
"Siz bizim hanımımız olacaksınız değil mi?"
Uşağın gözleri baş hizmetçinin sözleri ile bana dönmüştü. Bir anda onun da gözlerinin yaşlandığını görünce kendimi komik hissetmiştim. Cidden? Bu iki kişiye ne dedin de bu kadar duygulandılar?
Kahkaha mı zar zor tutuyordum. Pekala bu oyunun amacı bir aşk simülasyonu oyunu mutlu sona ulaşmak demek seçtiğin kişi ile evlenmek demek. Ama bunun olabilmesi için Vinter' ın bana sözde sihirli kelimeler fısıldaması gerek. Henüz böyle bir şey olmadı. Ve Vinter' ın hemen arkasında ilerleyen sözde üvey abim Derrick' te sırada bekliyor. Kısacası biraz gerçekçi olalım. Hayır. Öyle planlarım yok. Ama geleceği düşünerek gerçekçi olmak gerekirse her an her şey değişebilir. Bu durumdan kaynaklı sadece şu an ki düşüncelerimi söyledim. Yüzüme düşen hafif gülümseme eşliğinde konuşmaya başladım. Cidden...
"Kim bilir? Öyle değil mi?"
Çadırdan tamamıyla çıktığımda bir sürü olayın yaşandığı ve insanların bir birine baktığı alana gittim. Her zamanki gibi olay olan yerde olan Aria beni bulmuştu.
"Penelope!"
"Efendim?"
Nefes nefese yanıma gelmişti. Aria' yı az çok tanıyorum. Kesinlikle önemli bir şey olmuştu.
"Veliaht Prens Kallisto Regulus' a suikast düzenlenmiş."
"Ne?"
Oyunun ana karakteri olsa bile onun da yaşadığı şeyler vardı. Bunun farkındayım. Ama kos koca oyunda asla Kallisto' nun bir suikastta uğradığı hakkında bir şey yoktu. Pekala bu oldukça ciddi bir konu...
"Ne zaman ve nasıl olmuş?"
"Net bir bilgim yok. Ama abimden duyduğuma göre ormanda avlanırken okları olan 20 kişilik bir atlı birliği ile karşı karşıya gelmiş. Büyük ihtimale Kraliçe yaptı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villains Are Destined To Die
FanficKüçük yaşta çok güçlü bir büyücünün kızı olan Penelope genç yaşta annesi Priscilla'yı kaybetti. 12 yaşına kadar yanlız bir şekilde sokaklarda büyüdü. Bir gün İnka İmparatorluğunun tek Dük ailesinin başı ile karşılaştı. Eckart Ailesinin Dük'ü kendi k...