Villains Are Destined To Die

- 53. BÖLÜM: "Marki'nin Yardımı" -

>SİSTEM< [Ana Görev] Hadi Bu Avcılık Yarışmasının Kraliçesi Olalım!

>SİSTEM< [1. Aşama] Karşına çıkan boz ayıyı alt et!

>SİSTEM< [1. Aşama] Tamamlandı!

Pekala, ondan kurtulduk ama cesedi ile ne yapmalıyım? Gözleri hafiften açık bir şekilde bana bakan hayvan ile daha fazla dayanamamıştım. Hızlıca olduğum yerden uzaklaşmak için ağaçların arasından tavşanları takip ettiğim yoldan geri dönmeyi planlıyordum. Ama tabii ki de oyunun beni uyardığı gibi bir erkek ana karakter karşıma çıkmıştı. Vinter Berdandi! Hayat, bana acı çekmek nedir bunu en derinden gösteren tek şeysin! Onu görmemiş gibi yapmayı çok isterdim. Ama o beni gördüğü gibi selam vermişti.

"Leydi Penelope?"

"Markiz?"

"Size geçmiş olsun demek için uğrayacaktım. Ama siz orada yoktunuz. Hemen kendinizi toparlamışsınız."

"Evet, biraz öyle oldu."

Çekingen olmamın nedeni ilgi seviyesinin en üst seviyeye aşırı derecede yakın olması...

[İlgi %87]

Pekala, tek yapmam gereken sabretmek. Hemen ardından da kendimi sıkarak gülümsemek. Ama neden yapamıyorum. Hemen yanımda öldürdüğüm boz ayıya bakıyordu. Nedense kendimi açıklama yapmak zorunda hissetmiştim.

"Şey aslında-"

"Sizi onu nasıl yayla vururken gördüm. Gerçekten de inanılmazsınız."

"Ne? Ah, teşekkür ederim. Ama sanırım benim taşıyamayacağım kadar ağır. Bu yüzden onu başka birisi alsa çok daha iyi olur."

"Neden kafasını kesmiyoruz?"

"Ne? Neden?"

Bunun nedeni nedir? Tam anlamıyla onu öldürdüğümüzden emin olmak için mi? Eski çağ hakkında bilgi bilmeyen salak ben. Gerçekten de anlamıyorum. Şu an ne oluyor? Vinter belinde ki kılıcı çıkarıp ayının boğazından kesip kellesini almıştı. Bana dönüp onu uzatmıştı.

"Böyle daha hafif olacaktır. Eğer bunu gidip şövalyelere gösterirseniz sizin için bu boz ayıyı yazacaklardır."

Ah, nedeni buydu?

"Ama ben, böyle bir şeyi götürürsem?"

"Sizin için götürebilirim. Yakında yağmur yağacak gibi beraber geri dönsek iyi olur."

Gözlerim gök yüzüne kaymıştı. Gerçekten de neden bu kadar bulutlu? Hepside yağmur bulutları. Onca yaşanan şeyden sonra tam anlamıyla bir uğursuzluk.

"Elbette, hadi geri dönelim."

Beraber ağaçlık alanda yürürken ondan neden boz ayıyı almadığımı sorguluyordum. Sanırım kandan dolayı, evet? Kan gördükçe kendimi kötü hissediyorum. Hayatım boyunca yaşadıklarımdan sonra kan görmek benim için artık oldukça fazla olmaya başladı. Nihayet uzaktan av yarışmasının merkezi görünüyordu. Ama Vinter' ın o kadar iyi göründüğü söylenemez. Niye bu kadar derin derin nefes alıyor? Yoksa yürümek fazla mı geldi? Pekala, o kıp kırmızı ne oldu? Ona bakarken endişelenmeye başlamıştım.

"Markiz?"

"Markiz?"

Ancak 2. kez ona seslenmem de fark edebilmişti.

"İyi misiniz?"

"Ah, sadece sıcakladım. Önemli değil."

Ellerim boştaydı. Yani ateşine bakmalı mıyım? İstemsizce ilerleyen ellerimi durduramadım. Yanımda bir insan böyle görünürken tabii ki de duramazdım. Önce alnına dokunup bakmaya çalıştım. Ama bu bile onun ateşi olduğunu söylemek için yeterliydi.

"S-Siz ne yapıyorsunuz?!"

"Marki ateşiniz var."

"Ne?"

"Yanıyorsunuz."

Mora dönük gözler bana yorgun bir şekilde bakarken ona yardım etmek için bana yaşlanmasına izin verdim. Nihayet ana alana geldiğimiz de Marki' nın hizmetçisi bizi görmüştü.

"Efendi!"

"Leydi, burada ne oldu?"

"Öncelikle elinde ki kelleyi alıp 'Penelope Eckart' adına teslim edin. Sonra ise hızlıca buraya geri gelin!"

Bana bakan kadın hizmetçi -büyük ihtimalle baş hizmetçi- ve uşak -baş kahya- hemen başlarını sallayarak dediğimi yaptılar.