- 76. BÖLÜM: "Oyunun Bilinmeyen Yüzü" -

627 67 77
                                    

Tekrardan Chris'in yanına kendimi ışınladım. Yanımda bana şaşkınca bakan Chris hem kızgın hem de mutluydu.

"Kazandık! Ama keşke güçlerini önceden gösterseydin. Daha kolay kazanırdık."

Kallisto elinde ki kanlı kılıçla bana şaşkınca bakıyordu. Yüzünde endişe vardı. İris' de kızgın gibiydi. Büyük ihtimalle Chris ile aynı nedenden. Ama... Arlond?

[İlgi %60]

O kızgın değildi. Sanki başından beri benim ne yapacağımı biliyordu. Ağzını oynatmaya başlamasıyla dudak hareketlerini takip ettim. "İşte sana, bu yüzden aşığım." 

Ne?!? B-Bu da ne demek be?!?! Kıpkırmızı olduğuma emindim. Çünkü Arlond sırıtıyordu.

[İlgi %65]

N-Neden ilgisi böyle yükseldi!! Ellerimle yüzümü kapattığımda yandan Chris'in gülmemek için kendini tutarken ağladığını görebiliyordum.

"Rahatça gülebilirsin."

"Cidden mi?

"Evet."

Ani patlayan kahkaha ile boş mağara inlemeye başladı. Gözlerim tekrardan Arlond'a gittiğinde onunda benim gibi kızardığını gördüm.

[İlgi %67]

[İlgi %68]

[İlgi %69]

İlgisi devamlı olarak artıyordu. Her şeyi bir kenara atmamın nedeni yaş seremonim için olan vaktimin azalmasıydı.

"Hey Majesteleri bana söz verdiniz!!"

"Ne?"

Arlond bana şaşkınca bakarken gözlerim alayla kısıldı. Sonunda hatırlamış gibi bir yüz ifadesi ile konuşmaya başladı.

"Evet, evet. Artık geri dönmemiz gerek. Ama hala bir merak içerisindeyim. Kallisto senin burada ne işin vardı?"

"Geçen sefer o piçlerin avcılık yarışmasında nasıl aramıza sızdıklarını bulmak için çalışma yürütürken buraya rastladım. Sonra da araştırma yapayım derken sizinle karşılaştım."

Bu durumu bir kenara bırakarak ben ve Chris, aşağı inerek kendimizi tekrardan ışınlanma için hazırlamaya karar verdik.

"Evet artık geri dönmemiz gerek."

"Penelope seninle tanışmak beni gerçekten çok mutlu etti. Ama evde beni bekleyen bir oğlum var. 18. yaşın kutlu olsun!"

"Teşekkür ederim İris. Oğlunun tatlı olduğuna eminim"

İris elimi tutarak konuşmaya başladı. Pek sıcak kanlı biri değildim. Ama yavaşça bu dünyaya alıştıkça sıcak  kanlı birine dönüşmeye başladım.

"Belki bir gün kendin oğlumu görmeye gelirsin?"

Gözlerim Arlond'a giderken o Kallisto ile birbirlerine ölümcül bakışlar atmakla meşguldü.

"Gerçekten gelebilir miyim?"

Aslında bana kalırsa bir büyücü olarak her şeyi geride bırakıp hayatıma devam edebilirdim. Ne de olsa artık rahatça büyü yapabiliyordum. Ama şu lanet oyunun verebileceği bir ceza olması beni ürkütüyor.

"Chris sen ablamla birlikte saraya geri dön. Ben Penelope'nin yaş seremonisi için kalacağım."

"Senin gelmene gerek yok."

Kallisto hala Arlond'a karşı net bir çizgi etmeye devam ediyordu. Bense ona hak verdim.

"Peki, ben bizi ışınlarım."

Villains Are Destined To DieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin