Evet, bu yüzden gelmiştim. O kadar yaşanan şeyden sonra unutmuş olmam üzücüydü.
"Belgeleri şimdi alabilir miyim?"
"Elbette alabilirsiniz."
Yanımdan kalkıp çalışma masasını arkasında ki duvara yönelmişti. Bir kaç saniye içinde duvarda dolaba benzer bir eşya belirmeye başlamıştı. Dolap kapaklarını açarak içinden zarf çıkarmıştı. Tekrardan benim yanıma gelerek oturmuş ve bana dönmüştü.
"Bu belgeleri sana vermeden önce sormam gereken bazı şeyler var."
"Elbette. Sizi dinliyorum, Marki."
En mantıklı düşünceme göre bana ailem ile ilgili sorular soracaktı.
"Leydi ailesini nasıl kaybetti?"
"Öncelikle bilmeni isterim ki, benim annem öldü. Babam ve erkek kardeşim hayattalar."
Bir saate yakın bir soru cevabın ardından locadan ayrılmaya karar verdim. Daha fazla burada kalamazdım. Eve ne kadar geç geri dönersem işler o kadar garipleşirdi. Ayrıca Emily hala benim için beklemekteydi.
"İyi akşamlar."
"Leydi eve tek mi dönecek?"
Normal modda Penelope' yi öldürmek için yapılan her şeyi hatırlıyorum da, 'Canınız cehenneme, ne istersem onu yapacağım!' Tabii ki de bunu demedim. Vinter için ilgi seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun, günün sonunda bu lanet oyunda ölen kişi ben olacağım. Hadi bir an önce gidip Emily' i bulalım.
"Elbette, bir sıkıntı mı var?"
Kendi ağzın ile durumu dile getirene kadar en ufak bir şey yapmayacağım. Yani beni rahat bırakmalısın. Kapıyı açıp dışarıya çıktım. Vinter ise en ufak bir şey demeden bana bakmaya devam etti. Dışarıya çıkmama rağmen ufak bir sorunumuz var. Ne kadar bakarsam bakayım, Emily hiç bir yerde yoktu. Bu da yetmezmiş gibi oldukça geç olmuştu. Sokakta yavaşça ilerlerken hiç beklemediğim bir durumla karşılaştım. Aslında beklediğim bir durumdu?
- Veliaht Prens Kallisto Regulus, savaşı kazandı. Bunun onuruna bir hafta boyunca durmaksızın bir festival düzenleniyor. Ama işin tuhaf tarafı bizzat 1. Kraliçe Yleina Regulus' un bunu hazırlıyor olması. Oldukça ilginç değil mi? Penelope seninle birlikte gidelim mi?
Aria' nın bana söylediği o sözler aklıma geldi. Yani festival bu günlerde yapılıyor. Hemde burada? Ama benim korktuğum durum tabii ki de bu değil. Etrafa bakmam ile hayattan soğumuştum. Eckart Ailesinin şövalyeleri an itibari ile her yerde. Nereye baksam en az beş tane şövalye vardı. Bu durumda ne yapmalıyım? Etrafta ki kişilere sırayla kimliklerini sorarlarken aynı şey bana da yapılırsa biterdim! Korktuğum an geldi. Şövalyelerden biri üstümde uzun siyah bir yelek olduğundan beni merak etti.
"Affedersiniz? Kimliğinizi ve yüzünüzü görebilir miyiz?" [Şövalye]
Ahh, tamamıyla aklımdan çıkan bu korkunç detay. Maske! Maskemi çıkarıp adama bakmam ile birlikte bir sessizlik olmuştu. Benim kim olduğumu gayet net bir şekilde bildiğinin farkındayım. Normal modda şövalyeler her daim benden nefret eder ve ellerinde ne zaman bir fırsat olsa beni aşağılardı. Ama neden şimdi böyle olmadı?
"Leydim, Genç Dük' de kontrol sahasında siz nasıl eve geri döneceksiniz?" [Şövalye]
Rüya mı görüyorum?
"Size yardım etmesi için birini gönderme mi ister misiniz?" [Şövalye]
"Ben-"
Daha sözümü tamamlamadan yandan başka bir şövalye daha geldi.
"Leydim?" [Şövalye 2]
İkimizde kafalarımızı yana çevirirken oldukça garip bir duruma düştüğümü hissettim.
"Size eşlik etmemizi ister misiniz?" [Şövalye 2]
"Evet. Sizi şövalyelerin gittiği yerden eve sokabiliriz Leydim!" [Şövalye 1]
Ben şimdi bir kez daha hatırladım. Bana yardım etmek için kavga eden şövalyeler listesine biri daha girdi. Ben bu hikayenin gidişatını değiştirdim. Aria, Mielle, Melissa, Kain, Ain... Bunun gibi asla oyuna dahil olmamış kişileri bu oyuna kattım. Bunun sonucunda bir şeylerin değişeceğinin elbette biliyordum. Ama ben yaşayabilirim değil mi? Çünkü artık beni kendi isteği ile korumak isteyen kişiler var. Normalde bana düşman olan bütün şövalyeler artık benim tarafımda, yani benim ölme ihtimalim azalıyor değil mi? İstemsizce ellerimi birleştirip parmaklarımla oynamaya başladım. Gözlerim yavaşça dolarken farkına vardığım şey ise şuydu ki;
"Evet, hadi geri dönelim!"
Ben bu sefer asla ölmeyeceğim. Çünkü bu sefer beni seven insanlar var!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villains Are Destined To Die
FanfictionKüçük yaşta çok güçlü bir büyücünün kızı olan Penelope genç yaşta annesi Priscilla'yı kaybetti. 12 yaşına kadar yanlız bir şekilde sokaklarda büyüdü. Bir gün İnka İmparatorluğunun tek Dük ailesinin başı ile karşılaştı. Eckart Ailesinin Dük'ü kendi k...