- 56. BÖLÜM: "Derrick Eckart" -

801 83 16
                                    

"Anlat o zaman. Belki de anlatmak iyi gelir."

Bana daha fazla ağırlık verirken kollarını bana doladı. Belimden beni sarmış olması zaten hareketlerimi kısıtlamama neden oluyordu. Ama buna rağmen gözlüklerini çıkardım. Yoksa gözleri çok acırdı. Bana tuhaf tuhaf bakarken konuşmaya başladı.

"Babam aşık oldu. Sevdiği kadına suç atıldı. Ve neye uğradığını şaşırdı. Bir kaç gün önce evlilik teklifi ettiği kadına suç atıldı. Bu yüzden de makamı bana devrederek, adaletli bir seçim yapmaya karar verdi. Kendisi de neler yaşandığını bilmiyor. Ama ne olursa olsun Leydi Estelle' yi savunacaktı."

"Bunun adaletli olmadığını mı düşündü yani?"

"Evet."

"Babam ne ara evlenme teklifi etti?"

"Benimde bu gün haberim oldu."

"Anılıyorum. Peki ne yapmayı planlıyorsun?"

"Büyük ihtimalle, şu an bu sorunu çözeceğim. Zaten Dük olacaktım. Sadece biraz erken oldu."

"Nasıl yani?"

Ona soran bakışlarla baktım. Zaten olacak bunu biliyorum. Ama biraz daha erken oldum da ne demek?

"Senin Yaş Seremoninden sonra olmayı planlıyordum."

Ne? Oyunda değişen bir şey daha mı? Derrick normalde Dük olmaktan kaçınır hatta babasına daha geç Dük olmak istediğini söylerdi. Bu bir şaka mı? Ne senin bu kararını değiştirdi?

"Neden olduğunu sormayacak mısın?"

"Sormayacak mısın derken?"

"Neden bu kadar erken Dük olmak istediğimi."

"Aslında evet sormak istiyorum. Ama bundan daha önemli işlerimiz var. Sana yardım etmeye geldim. İstediğin bir şey var mı?"

Derrick' in Anlatımıyla:

İstediğim bir şey? Şu anda sadece biraz daha böyle kalmak istiyorum. Ama senin bunu anlayamayacağını biliyorum. Yani sen ne dersen o olacak. Sen bana güldüğün taktir de benim için dünya dönmeye devam edecek. Sadece biraz daha yanımda kal Penelope.

"Gerek yok. Ayrılabilirsin."

"Pekala, sen bilirsin. Bir şey olursa çekinme ve söyle."

Odadan sessizce çıkıp benden adım adım uzaklaştı. Oda da tek başıma kaldım. Her zaman ki gibi bana ne denirse onu yapacağım. Sessizce elde etmem gereken makam için çalışacağım ve her zaman ailemin iyiliği için canımı vereceğim. Çünkü Dük olmak bunu gerektirir.

Derrick 14 Yaşındayken, Derrick' in Anlatımıyla: *14 yaşından sonra yaşadıklarını anlatıyor*

Annem öldükten sonra tek yapabildiğim etrafta dolaşmak oldu. Babamsa o günden itibaren ne bana ne de Reynold' a yemek için katılmadı. Yvona o kadar küçüktü ki belkide annemin öldüğünü henüz kavramamıştı. Odasından dışarı çıkmayan Reynold' u zorla çıkartıp yemek yemeye katılmasını zorluyordum. Kendimi derslere vererek annemin ölümünü atlatmak için elimden geleni yaptım. Ama olmadı. Tek yapabildiğim evde ki herkesi neşelendirmek için gülümsemekti. Reynold zamanla kendini toparlarken Yvona hala olayın farkında değildi.

Uzun bir zamanın ardından benim ve Reynold' un hatası ile Yvona' yı festivalde kaybettik. Elimi tutan minik elleri tutamadım. Koruyamadım onu. Güvende kaldığını ona hissettirmedim. Şu an ağlıyor olabilir mi? Hayır. Ya çığlık atıyorsa ve başına bir şey geldiyse..? Festivalin son günü... Biz Eckart ailesi için en soğuk ve en aşağılayıcı gün. Yvona her şeye rağmen asla bulunamadı. Yvona evden gittikten yaklaşık 2 yıl sonra babam aniden başka bir kızla eve geldi. Evet belki Yvona' ya benziyordu. Ama bende Reynold' a onu ilk görüşte anneme benzettik. Dalgalı açık renkli pembe saçlar? Anneme o kadar çok benziyordu ki... Yvona ve annemin acısını henüz kavrayamayan babam aniden eve getirdiği bu kızla akşam yemeği yemeye kahvaltı yapmaya belki de bir daha asla gülmez diye düşünürken bile o kızla birlikte gülmeye başladı. Ben ilk başta hayal gördüğümü düşünmeye başladım. Ama öyle olmadı.

Garip bir şekilde kız devamlı olarak gülümsüyordu. Ama her şeyin bir sonu vardır. Bu yaşananlar benim bile suratını güldürürken Reynold' u memnun etmedi. Ve bu mutluluğu bozmaya karar verdi. Ben bile hala nasıl olduğunu anlamamıştım. Babamın eve getirdiği kız Penelope evde yemek yerken katılmamaya başladı. Hatta yaklaşık 1 haftanın ardından bir daha asla bize katılmadı. Onun yüzünü göremez olmuştum. Derslerden ve annemin yokluğundan çıldırmak üzere olan ben bir kez daha yanımda ki birini kaybetmiş gibiydim. Neden gitti? Ne zaman geri dönecek? Bu yaklaşık 20 yaşına kadar aynı devam etti. Ama o bizimle davetlere katıldıkça olay çıkarmaya ve bizden nefret ettiğini belli etmesi başladı. Ne oldu da devamlı olarak bana sevgiyle bakan mavi ile yeşil arası gözleri olan bu kadının gözleri bana nefretle bakmaya başladı?

Sebepsizce sevmeye başladım onu. Her davranışının bir nedeni vardı. Belki bana bakınca gülümsemedi ama genede yanımdaydı. En azından güvende olduğunu ve kaybolmayacağını biliyordum. O 17 yaşında bense 21 yaşındaydım. Zaman oldukça hızlıca geçiyordu. Bana gülümsemeyen bu kızı artık neredeyse hiç görmüyordum. Eğer bir şey olur da karşılaşırız diye endişe ediyordum. Beni sevmiyordu. Bana gülümsemiyordu. Bu yüzden onu uzaktan izlemek çok daha güzeldi. En azından o zaman gülümsediğini görebiliyordum. Bana bakmıyordu. Ama mutluydu. Bana gülümsemiyordu. Ama mutluydu. Bana bakmasa da gülmese de ben onun için canımı bile verebilirim.

Annemin ölümü, Yvona' nın kayboluşu ve yüksek sosyetede ki herkesin bana çalışmamı, daha da iyisi olmamı söylemesi... Ben bütün bu olaylardan onun sayesinde kurtuldum. Ders çalışırken moralim bozulduğunda onun yüzünü hatırladığım da keyfim hemen yerine geliyordu. Kızıl saçlarını okşamak belki de kokusunu içime çekmek istiyordum. Gençken Dük olmaktan nefret eden ben artık sadece ve sadece onun için çalışıp başarılı olmak istiyorum. Ona ne isterse vereceğim. Yeter ki yanımda ve benimle kalsın. Bana gideceğini söyleyerek kalbimi yakmasın. Duygularımın bu kadar büyüdüğünü ise yeni yeni fark etmiştim. En sonunda ise ben bile fark etmeden bu hislerin adını aşk koymuştum.

Beraber vakit geçirmeye ve çay içmeye başlamıştık. Bana her uğradığında mutlu oluyordum. En azından onun yanında rahattım. Üstüme gelip sorumluluklarımı hatırlatan öğretmenlerim, bana Dük olmam gerektiğini söyleyen babam ve her daim üstüme gelen yüksek soylular..hiç biri yoktu. Babamı anlayamıyordum. Bana hep kendisinin iyi bir Dük olması gerektiğini söyledi. 5 veya 6 yaşlarında onu anlamazdım. Ama artık anlıyorum. Dük olan kendi ailesi için bile canını vermeliydi. Bunun nedeni sevdiği kadın için elinden gelenin en iyisini yapması içindi. Ailesinin mutluluğu ve neşesi onun mutluluğuydu.

Babamın üstüne gelen herkes artık benim üstüme gelip Dük görevlerini anlatırken o bana sadece gülümsüyordu. Penelope için canımı bile verebilirim. Yeter ki yanımda kalıp beni rahatlatmaya ve annemin yaptığı gibi saçlarımı okşama devam etsin. Annemin ve Yvona' nın ölümüyle birlikte hayattan kopan beni tekrardan geri getirsin...

Villains Are Destined To DieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin