Medya Veronica Berdandi'nin Gelecekte ki Hali.
Gece artık evde ki çocukların uyuması gereken bu saatler de, başka bir malikane de evin çocukları babaları ile derin bir sohbete girmişti. Daha doğru girmek üzerelerdi. "Evet!" Küçük kız olduğu koltukta zıplayarak babasına anlatması için yalvarıyordu. "Lütfen, lütfen, lütfen, LÜTFENNNN!!"
Abisi ise onun aksine odanın en köşesinde ki koltuktan küçük kız kardeşi ve babasını izliyordu. Belirli olaylara soğuk ve gerektiğince olgun tepkiler vermesi annesinden aldığı bir özellikti. Aynı zamanda annesi gibi kızıla çalan koyu pembe saçlara sahipti. Babasından aldığı tek özelliğin mor ve mavi arasında, bütün kadınları etkisine alan gözleri olduğu söylenebilirdi.
Kız kardeşi ise onun aksine cıvıl cıvıldı. Belki de henüz 4 yaşların da minik bir kız çocuğu olduğu içindi? Aynı babası gibi beyaz gümüşe çalan saçlara sahipti minik kız. Saçlarını yatmadan önce iki yandan örgü yapmış, annesinden aldığı turkuaz gözleri ile babasına "Lütfen!" demeye devam ediyordu.
Abisi, gözlerini devirerek elindeki tarih kitabına geri döndü. 10 yaşında olsa bile bilgili olmalı ve babasının ardından Dük makamını alıp ailesini onurlandırmalıydı. Babası ise kardeşinin ısrarı üzerine tekrardan o hikayeyi bugün içerisinde 6 belki de 12. defa anlatmaya başlıyordu. Derin bir nefes alan Dük Berdandi, konuşmaya başladı.
"Pekala küçük hanım," Parmakları ile kızının burnuna minik bir dokunuş ekledi. "Seni kıramayız, öyle değil mi?" Veronica babasının kucağına çıkmak için önce koltuğa sonrasında da, babasının bacaklarının üstüne doğru zıpladı. Durumu kavrayan Dük Berdandi, hızlıca kızını kucağına alarak yaralanmasını önledi.
"O zaman düğün sahnesi ile mi başlamalıyım?"
"Evet!!"
"Beyaz tüllü bir elbise giymişti, annen. Ama üzeri o kadar tüllü değildi. Sadece belinden aşağı olan kısmı," Eli ile küçük kızının belini gösterdi. "Özellikle uçuş uçuş olsun diye yapılan bir elbiseydi. Laf aramızda kalsın, baya pahalıya patladı. Annenin haberi yok. Şşt." Ellerinden biri ile susma işareti yaparak kızı ile şakalaştı. Ama işin gerçeğinde de pahalı olduğunu kim bilebilir, öyle değil mi?
En başından Vinter, Penelope ile evlenmek için her şeyinden vazgeçmişti. "Daha sonra İmparator tarafından gönderilen bir nikah memurunun konuşması ile düğün başladı. Biliyor musun? Deden, bile gelip bizi kutladı!" Minik kız şaşkındı. "Dedem de geldi mi?!"
Artık yaşlandığı için her hangi bir yere kolay kolay gelemiyordu, Arşidük. Aslında 1 hafta içerisinde Arşidük makamını oğlu Peter'a devretmeyi düşündüğü söylense yalan olmazdı.
"Düğün yolunda annene, deden eşlik etti. Önce nikah memuru bana sordu: Siz Vinter Berdandi, iyi günde kötü günde, sağlıkta ve hastalıkta, mutlulukta ve mutsuzlukta, sonsuza kadar Leydi Penelope Agriche onun yanında olacağınıza dair söz veriyor musunuz? Kalbim o an deliler gibi çarptı. Sonra da, bütün salonda yankılanıp halkın bile dış kapıdan duyabileceği seviye de bağırarak cevapladım: EVET!!" Ani ses yankılanması ile iki kardeş babalarına şaşkınca bakmıştı.
Artık evin Genç Dük'ü de bu konu ile ilgileniyordu. Babasının karşısında ki koltuğa oturarak sordu. "Daha sonra ne oldu?" Babası oğluna güldü. Daha 5 dakika önce dinlemem ayağına yatıp kitap okuyordu. Erkek çocuk kendi bile fark etmeden dinlemeye dalmıştı. Babasının ve küçük kız kardeşinin sohbeti dikkatini çekmişti.
"Sonra, aynı şeyleri bir kaç kelimeyi değiştirerek nikah memuru annenize sordu: Siz Penelope Agriche, iyi günde kötü günde, sağlıkta ve hastalıkta, mutlulukta ve mutsuzlukta, sonsuza kadar Dük Vinter Berdandi'ye onun yanında olacağınıza dair söz veriyor musunuz? Annen bana biraz baktıktan sonra cevapladı: Evet!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Villains Are Destined To Die
FanfictionKüçük yaşta çok güçlü bir büyücünün kızı olan Penelope genç yaşta annesi Priscilla'yı kaybetti. 12 yaşına kadar yanlız bir şekilde sokaklarda büyüdü. Bir gün İnka İmparatorluğunun tek Dük ailesinin başı ile karşılaştı. Eckart Ailesinin Dük'ü kendi k...