Sabah Liya'nın ağlama sesiyle uyandım. Hızla yataktan kalktığımda Azad hala uyuyordu. Umut koşarak odaya geldiği sırada aceleyle üzerime sabahlık geçiriyordum.
"Anne çok ağlıyor!"
Hızlı adımlarla odaya girip onu kucağıma aldım. Sakinleşmesi için pışpışlarken Umut meraklı ve endişeli gözlerle kardeşine bakıyordu. "Rüya mi gördü acaba?" Diye sordu. Başımı salladım. "Bilmiyorum ki bitanem," yavaşça yatağına oturdum. Liya biraz sakinleşmiş gibiydi. "Ona dün öğrendiğim şarkıyı söyliyim de mutlu olsun," heycanla ayağa kalktı.
"Ben bir arıyım, ben bir arıyım. Çiçek çiçek dolaşırım bal yaparım."
Bir taraftan da dans ediyordu. Liya'ya bu komik gelmiş olmalı ki kıkırdamaya başladı. Umut onun gülmesine yardımcı olduğunu fark edince daha coşkulu söylemeye başladı.
Şarkı bittiginde kapıya yaslanmış oğlunu alkışlayan Azad'ı yeni fark etmiştim. Büyük bir tebessümle oğlunu omzuna aldı. Kızına dil çıkardığında Liya hala gülüyordu.
"Aferin benim ogluma, kardeşini nasıl da mutlu ediyor."
Umut güldü. "Ben herkesi mutlu ediyorum baba, biliyorsun."
Kaşlarımı çatarak onlara baktım. "Başka kimleri mutlu ediyormuşsun? Benim neden haberim yok?" Umut umursamazca omuz silkti. "Bu babamla benim aramda anne,"
Ben tam sinirle söylenmeye başlayacağım sırada odadan kıkırdayarak çıktılar. Bakışlarımı kızıma çevirdim. "Görüyor musun güzelim, bunlar bize muhalefet olmuşlar. Hadi bakalım gidelim ve onlara günlerini gösterelim. "
Mutfağa girdiğimde Umut masaya oturmuş kek yiyordu. Azad da kahvaltı hazırlama işine girişmişti. Bu halini o kadar seviyordum ki. Kendi yemek yapabiliyor, kahvaltı hazırlayabiliyordu. Bu aslında olağan bir şey gibi gözükse de bizim toplumumuzda biraz karmaşık bir durumdu.
Liya koşup abisinin yanına oturduğunda elindeki keki almaya çalışıyordu. Umut vermemek için elini kaldırırken Liya almak için var gücüyle onun üzerine kapanmıştı. Umut en sonunda elindeki dilimi ağzına attığında Liya onun kolunu ısırdı.
Umut çığlık atarken Azad da bende büyük bir şaşkınlıkla onları izliyorduk. Şaka gibi, Liya Umut'u ısırmıştı!
"Ya off!"
Liya Umutun çığırması üzerine ağlamaya başlarken, oğlum ayağa kalktı ve babasının yanına ilerledi. İkimizinde tepkisiz onları izlemesi sona ermişti. Liya'yı kucağıma alırken Azada çevirdim bakışlarımı. Şimdi nasıl tepki vermemiz gerekiyordu?
Azad Umut'un kulağına bir şeyler soyledikten sonra Umut onu onaylayarak mutfaktan koşarak çıktı.
Ben kızımızı sakinleştirmeye çalışırken Azad da oğlunun peşinden gitti. Bu gibi durumlarda nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum işte. İçimi büyük bir endişe yumağı kaplarken Liyayı zorlukla sakinleştirmeyi başarmıştım.
Kafasını boynuma gömdüğünde uykusu geldiğini anlayarak onu iyice kendime bastırdım.
-
Liya uyurken Umutu biraz yatıştırıp kahvaltı yaptık. Liya büyüdükçe aralarındaki tartışmalar artıyordu. Liya'ya laf anlatamazken, Umut'ta onun gibi davranınca ortada büyük bir karışıklık oluyordu.
"Liya hala uyuyor, en güzeli pusetine yatırıp öyle gidelim. "
Saçlarımı toplarken Azadı onayladım. Bugün yılbaşı gecesiydi. Biz normalde kutlama yapmasak da Batı ve Elif bu yıl kutlamak istemişlerdi. Bu yüzden de onlara gidecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)
RomansaAzad ve Berçem. Beklenmeyen bir anda birlikte olmuşlar ve yine beklenmeyen bir anda hayatlarını birleştirmişlerdi. İkisi de hiç bilmedikleri ama deli gibi öğrenmek istedikleri o aile ortamına kavuşmuşlardı. Peki bu bilgisiz ama birbirlerine deli gib...