Sabahın ilk ışıklarında, alarm çalınca gözlerimi açtım. Bakışlarımı yanımda kollarını babasına dolamış olan oğluma çevirdim. Tombul ayaklarını ısırmak geçitordu içimden. Ne de güzel uyuyordu... Azad da onu iyice bağrına basmış baba sefkatiyle kucaklamıştı.
Anne baba sevgisiyle büyümek ne güzel şeydi. Oğluma bunu tattirabildigim için o kadar mutluydum ki. Onu ilk hissettigim zamanlar bunun eksikliği ile büyüyecek bir bebek olarak dünyaya gelmesinden deli gibi korkmuştum.
Kendim zaten sevginin baş harfini bile bilmeyen bir çocukluk geçirmiştim. Oğluma da bunu yaşatır miyim diye uyuyamadığım geceleri o kadar iyi hatırlıyordum ki.
Bilmediğim tek bir şey vardı. Azad'ın dıştan duvarlar ördüğü o kocaman kalbinde hepimize yetecek kadar çok olan sevginin varlığı.
Bu güzel manzaradan gözlerimi çekip yataktan ayaklarımı sarkıttım. Üzerime bir hırka geçirip banyoya ilerledim. Orda da işlerimi gördükten sonra bizimkileri odada bırakarak aşağıya indim. Annem çoktan uyanmıştı bile.
"Günaydın yavrum,"
Gülümseyerek yanına ilerledim. "Günaydın anneciğim," Sabah kahvesini yudumlarken yanına oturmam için işaret etti. Yavaşça çöktüm. "Bugün malum çok işimiz var. O yüzden size kahvaltıyı şimdiden hazırladım. "
Gülümseyerek minnet dolu bakışlarımı ona çevirdim. Ne de güzel bir kadındı böyle. Biz bir aile oldugumuzdan bu yana evini unutmuştu. Çoğu zaman bizde, bazen de Seray da kalıyordu.
"Azad hala uyuyor mu?"
Basımı olumlu anlamda salladım. "Dün sınavı için sabaha kadar çalışmıştı. Bugün biraz uyusun," aklıma gelen düşünceyle sorumu sordum. "Listeyi yaptın mı anne?"
Başını olumlu anlamda sallayıp elindeki kahveyi sehpaya bıraktı annem. Daha sonra da diğer tarafında duran kağıdı bana uzattı. "Eksik bir şey yoktur herhalde. Maya da yardıma gelecek zaten," diyerek gülümsedi.
Evet, yemek konusunda yine saf dışı bırakılmıştım.
"Tamam ben hemen gider alırım," Diyerek ayaklandıgımda annem beni durdurdu. "Kahvaltını yap ondan sonra gidersin kızım,"
Gülümseyerek başımı salladım. Beni kendi çocuklarından hiç ayırmadan ilgi göstermesi beni o kadar mutlu ediyordu ki, anlatamam. Ailemin eksikliğini hiç hissetmiyordum.
Masaya oturup hemen kahvaltımı yapmaya başladım. Bugün halledilecek çok isim vardı. Elif'ler bugün bütün aileyle tanışmak ve ortamı görmek için buraya geleceklerdi. Aslında onlar Batının evinde toplanmak isteselerde biz en uygun evin bizim ev olduğuna kararlaştırmıştık. Zaten o kadar kişi anca sığardık bizim eve.
Umarım bugün de Batı kendini küçük düşürecek hareketler yapmaz ve hepimizi zor duruma sokmazdı. İki hafta önce gittigimizde dökülen kahve aklıma gelince hala gülmemi tutamıyordum.
Ben bunları düşünüp kahvaltımı yaparken uykulu gözlerini ovuşturarak, paytak adımlarla Umut içeriye girdi. Ne ara uyanmıştı? "Anne," Diyerek yanıma ilerlediğinde gülümseyerek kollarımı ona açtım. "Sabah uyanınca ne diyorduk anneciğim?"
Küçük bir süre düşündü. Sonra da aklına yeni gelmiş gibi güldü, "Dünaydın!" Yanaklarını öptüm, "Evet küçük patates günaydın diyoruz,"
Gıdıklamam hoşuna gitmiş olacak ki mutfağı onun kahkahası doldurdu. "Babam uyuyoy," Diyerek dudak büktüğünde son bir haftadır sınavları olduğu için onunla ilgilenemediği aklıma düştü. Dudağını parmaklarım arasına aldım. "Büzme şunları, ısırırım bak,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZE | BEKLENMEYEN 2 (TAMAMLANDI)
Storie d'amoreAzad ve Berçem. Beklenmeyen bir anda birlikte olmuşlar ve yine beklenmeyen bir anda hayatlarını birleştirmişlerdi. İkisi de hiç bilmedikleri ama deli gibi öğrenmek istedikleri o aile ortamına kavuşmuşlardı. Peki bu bilgisiz ama birbirlerine deli gib...